"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/3 E., 2022/735 K.
HÜKÜM : Asıl ve Birleştirilen Dava Ret
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar; asıl davada davacı vekili, birleştirilen davada davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.12.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, inceleme dosya üzerinden yapılarak, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı; muris babası ...’ın 70/100 oranda paydaşı olduğu 548 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 51/100 payını davalı oğluna satış suretiyle devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, murisin mal satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının da alım gücünün bulunmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescile karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; dava konusu payın, taşınmazda 3 ve 5 nolu dairelerin kendisi tarafından yaptırılması nedeniyle devredildiğini, davanın süresinde açılmadığını, davacının eşine bedelsiz devir yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuş; birleştirilen davasında ise murisin 548 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 30/100 payını davalı damadına satış suretiyle devrettiğini, işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
Birleştirilen davada davalı; eşi ... tarafından davacı aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasına karşılık vermek için aleyhine kötüniyetli olarak dava açıldığını, çekişmeli taşınmazda yapılan binada yaptığı masraflara karşılık devrin gerçekleştirildiğini, gemilerde aşçı olarak çalıştığını, alım gücü olduğunu, mal kaçırma amacı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 11.06.2015 tarihli 2013/222 Esas, 2015/236 Karar sayılı kararı ile, muvazaa olgusunun ispatlanamadığı, murisin paylaştırma kastıyla hareket ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine, Dairenin 23.10.2018 tarihli ve 2015/14561 Esas, 2018/13794 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme imkanı bulunmadığı, davalıların paylaştırma savunmasında bulunmadıkları, birleştirilen dosya davalısı...’ın mirasçı olmadığı belirtilerek murisin gerçek iradesinin saptanması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; muris tarafından mirasçılar arasında hak dengesini gözeten, kabul edilebilir ölçüde ve mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapılmaya çalışıldığı, murisin iradesinin mirasçılarının bir kısmından mal kaçırmaya yönelik olmadığı, bu haliyle murisin muvazaa kastı olmadığı anlaşıldığından asıl ve birleştirilen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davacı vekili temyiz dilekçesinde; bozma ilamına rağmen paylaştırma kastı nedeniyle davanın reddedildiğini, iki kızına devir yapılmadığını, bozma ilamına şeklen uyulduğunu, zaten paylaştırma savunması bulunmadığını, davalıya yapılan devrin muvazaalı olduğunu, kız çocuklarından mal kaçırmanın amaçlandığını, tanık ...’un beyanlarının açık olduğunu, hakkaniyete uygun karar verilmediğini belirterek kararı bozulmasını talep etmiştir.
Birleştirilen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı ...’a bedelsiz devir yapıldığını, tanıkların beyanlarının bu yönde olduğunu, iptal davası açılmaması için ...’ye değil...’a temlik yapıldığını belirterek birleştirilen davanın reddine ilişkin kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; Mahkemece murisin terekesine temsilcisi atanması için süre verilmiş ise de mirasçıların kendi payına hasren açtığı bu davada tereke temsilcisi atanmasına gerek olmadığı halde atandığı, ayrıca temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının ispat edilmediği gerekçesiyle davaların reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gözetildiğinde, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl davada davacı vekilinin, birleştirilen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70'er TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl davada davacıdan ve birleştirilen davada davacıdan ayrı ayrı alınmasına,
Temyiz edilen asıl ve birleştirilen davalarda davalı vekilleri duruşmaya katılmadığından lehlerine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosyanın İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
17.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.