Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2354 E. 2023/3230 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakan tarafından davalıya yapılan temliklerin muvazaalı olup olmadığı ve mirasçıların iptal-tescil taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği ile davaya sonradan müdahil olan mirasçının müdahillik talebinin kabul edilip edilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun süresinde yapılmadığı gözetilerek istinaf talebinin reddine ilişkin karar onanmış, davaya müdahil olan mirasçının kendi payına ilişkin yaptığı talep esastan incelenmeden reddedildiği gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

DAVALILAR : ... vekili Avukat ..., ...

KARAR : Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ve müdahil davacı ... ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf isteğinin süresinde olmadığı gerekçesiyle reddine, müdahil davacı ... ...’nun istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddi ile mirasçı ... ...’nun asli müdahale ve dahili davacı sıfatı ile davaya dahil edilmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ve müdahil davacı ... ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacılar, mirasbırakanları ...’in 2368,2329,884 ada 3,885 ada 3,4, 887 ada 8,441 ada 12,320,13, 363 ada 7 ve 320 ada 7 ve 1538, 2214, 2216, 112, 142, 166, 2169, 2170 ve 2171 parsel sayılı taşınmazlarını satış göstermek suretiyle davalı oğlu ...’e temlik ettiğini,...’in de 363 ada 7 parsel sayılı taşınmazı dava dışı...’e , 320 ada 2 parsel sayılı taşınmazı dava dışı ... ...’e devrettiğini, işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

2. ... ... müdahale dilekçesinde; davacıların kardeşi olduğunu, mirabırakanı ...’nin tüm mal varlığını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalı oğlu ...’e temlik ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, kardeşi ...’ın 1987 yılında trafik kazası geçirdiğini ve yaralandığını, bu dönemde 11 ay tedavi gördüğünü, ...’ın tedavi giderleri için mirasbırakanın paraya ihtiyaç duyduğunu ve dava konusu taşınmazları bedeli karşılığında kendisine sattığını, satış tarihinde taşınmazların tarla vasfında olması nedeniyle değersiz olduklarını, yapılan satış işleminden tüm kardeşlerin haberdar olduğunu, kötü niyetli olarak eldeki davayı açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.07.2019 tarihli ve 2010/61 Esas, 2019/569 Karar sayılı kararı ile temliklerin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve müdahil davacı ... ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakan tarafından temliklerin mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını, yargılama sırasında keşif yapıldığını ve keşif sırasında davacı tanıklarının dinlendiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirilme ile hüküm kurulduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.

2. Müdahil davacı ... ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tanıkları keşif esnasında dinlenildiği halde, hükmün gerekçesinde tanık dahi dinletilmediğinin belirtildiğini, kararın eksik inceleme sonucu verildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 27.10.2021 tarihli ve 2019/1664 E., 2021/1179 K. sayılı kararıyla; kararın 22.10.2019 (Salı) tarihinde davacılar vekiline e-tebligat yoluyla tebliğ edildiği, HMK’nın 361/1. maddesinde belirtilen iki haftalık sürenin son gününün, 05.11.2019 (Salı) tarihine rastladığı, davacı vekili tarafından elektronik imzalı olarak UYAP üzerinden gönderilen istinaf dilekçesinin ise 06.11.2019 tarihli olduğu, istinaf harcının da 19.11.2020 tarihinde yatırıldığı ve yasal istinaf süresinin geçtiği, kaldı ki davacılar vekilince verilen istinaf dilekçesinden kararın 17.10.2019 tarihinde öğrenildiğinin tespit edildiği,bu durumda yasal istinaf süresinin geçtiği gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK'nın 346/1. maddesi ile Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.06.1990 tarihli ve 1989/3-1990/4 sayılı kararı uyarınca davacılar vekilinin istinaf isteminin süreden reddine, müdahil davacı ... ...’nun istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın muris muvazaası hukuki sebebine dayalı olarak ve miras hisseleri oranında davacılar adına tesciline karar verilmesi talebi ile açıldığı, davada tereke adına talep bulunmadığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 65. maddesine göre, açılan bir davada dava konusu edilen şey hakkında taraflar dışında hak iddia edilerek o şeyin kendisine ait olduğunu ileri süren ve harcını yatırmak suretiyle davaya dâhil olan kimsenin hukuki durumunun asli müdahale olduğu, dava konusu edilmeyen hususta hak talebinde bulunulmasına asli müdahale yoluyla yasal olanak bulunmadığı, bir başka ifade ile asli müdahalenin, dava konusuyla bağlantılı olarak tarafların dışında müstakil hak arama durumu olduğu,asli müdahilin görülmekte olan davada dava konusu üzerinde bir hak iddia ederek, ilk davanın davacısına ve davalısına (taraflarına) karşı birlikte dava açması gerektiği,asli müdahalede, ilk davanın davacı ve davalısının zorunlu dava arkadaşı oldukları, ancak, kendi aralarında devam eden asıl davadan dolayı menfaatleri birbiri ile çeliştiğinden birlikte hareket etme zorunlulukları bulunmadığı, tüm bu nedenlerle eldeki davada davacılar Abdullatif ve ... ile ...’in miras paylarına yönelik davalı ...’e karşı açtığı davada, müdahil ...’nin kendi payına yönelik talebinin kabul görmeyeceği, davaya müdahil olan ... yönünden usulünce açılmış bir dava bulunmadığı gibi, görülmekte olan davada davacı taraf sıfatı da olmadığı, tüm bu nedenlerle ... ...’nun asli müdahale talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, talebinin kabul edilerek ... yönünden de davanın esastan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, mirasçı ... ...’nun asil müdahale ve dahili davacı sıfatı ile davaya dahil edilmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve müdahil davacı ... ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacılardan ...’in yargılama aşamasında öldüğünü, ...’in mirasçılarının davaya dahil edilmesi için süre verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Müdahil davacı ... ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; mirasbırakan annesi Fedile’nin taşınmazlarını mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, bu temlikler nedeniyle bir kısım mirasçı tarafından muvaza hukuksal nedenine dayalı iptal-tescil davası açıldığını, kendileri tarafından eldeki davaya müdahil olunmasında hukuki menfaatleri bulunduğunu, bu nedenle davaya asli müdahil olarak katıldıklarını,İlk Derece Mahkemesince de asli müdahale taleplerinin kabulüne karar verildiğini, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, müdahale talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince davanın esası hakkında değerlendirme yapılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında iptal-tesil isteğine ilişkin olup; öncelikli uyuşmazlık istinaf isteğinin süresinde yapılıp yapılmadığından kaynaklanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1.Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun 706., ... Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346. maddesi; ″(1) İstinaf dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve 344 üncü maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder. (2) Bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya, kararı veren mahkemece yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilir. Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar.″ hükümlerini içermektedir.

Diğer taraftan, aynı Kanun′un 352/1 ... maddesi; bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda istinaf başvurusunun süresi içinde yapılmamasının tespiti hâlinde öncelikle gerekli kararın verileceği hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, aynı Kanun′un 343/3 üncü fıkrası yollamasıyla 118 ... maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun istinaf dilekçesinin kaydedildiği tarihte yapılmış sayılacağı vurgulanmıştır.

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen 10.07.2019 tarihli ve 2010/61 Esas, 2019/569 Karar sayılı kararın davacılar vekiline elektronik tebligat yoluyla 22.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği, iki haftalık istinaf süresinin 05.11.2019 günü sona erdiği, davacılar vekili tarafından istinaf dilekçesinin ise yasal süre geçirildikten sonra elektronik imzalı olarak UYAP üzerinden 06.11.2019 tarihinde verildiği, dava dışı mirasçı ... ... tarafından harçlandırılmak suretiyle sunulan 25.03.2015 tarihli dilekçe ile mirasbırakan tarafından yapılan temliklerin muvazaalı olduğu ileri sürülerek miras payı oranında iptal-tescil isteğinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.

2. Hemen belirtilmelidir ki; Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun süresinde yapılmadığı belirlenerek davacılar vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Davacıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekir.

3. Müdahil davacı ... ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Bölge Adliye Mahkemesince, müdahale talep eden mirasçı ...’nin kendi payına hasren talepte bulunduğu, bu nedenle davacı tarafından ikame edilen davada müdahale talebinin dikkate alınamayacağı değerlendirilerek, asli müdahale ve dahili davacı sıfatı ile davaya dahil edilmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmiş ise de; bilindiği üzere dava, bir başkasından hakkı olduğunu iddia eden şahsın hakkını yargı merciinden isteminden ibarettir. Somut olayda müdahale talep eden, davacının dava konusu ettikleri pay üzerinde hak iddia etmemekte, aksine kendi payını (hakkını) talep etmektedir. Bu durumda müdahale talep eden mirasçı yönünden hukuki manada davaya asli müdahale söz konusu değil ise de, bu mirasçı dilekçesini harçlandırdığına göre, usul ekonomisi de gözetilerek davaların birleşmesinin söz konusu olduğunun düşünülmesi, mirasçı ...’nin de davacılık sıfatının kabulü ile dava dilekçesine değer verilerek , talepleri hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken talebinin esası incelenmeden reddine karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,

Müdahil davacı ... ... vekilinin değinilen yönlerden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371/1-a maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın karar veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.