"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2009/167 E., 2010/23 K.
HÜKÜM/KARAR : Açılmamış Sayılmasına
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... 309 ada 7 ile 254 ada 23 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan babası ...’den kaldığını, kadastro çalışmalarında beş erkek kardeş adına tescil edilmesi gerekirken davalılar adına tespit edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile 1/5 payla kendisi, davalılar ve daha sonra davaya katılacak olan ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... cevap dilekçesinde, taşınmazlarda beş erkek kardeşin müşterek olduğunu belirtmiştir.
2.Davalı ... 12.10.2009 tarihli duruşmada davayı kabul etmiştir.
3.Davalı ..., usulüne uygun tebliğe rağmen cevap vermemiştir.
III. MAHKEMENİN KARARI
Genç Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.02.2010 tarihli 2009/167 E., 2010/23 K. sayılı kararı ile takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı ... duruşmada davayı kabul ettiğini, davacının engelli olup davanın olumlu sonuçlandığını sandığını; kadastro tutanakları kesinleşmediğinden görevli mahkemenin Kadastro Mahkemesi olduğunu, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 308, 309, 311 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1-Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 269 ada 20 ve 309 ada 7 parsel sayılı taşınmazların davalı ..., 269 ada 21 parsel sayılı taşınmazın davalı ..., 254 ada 23 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adlarına irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinden 17.01.2009 tarihli kadastro işlemi ile tescil edildiği, 09.11.2009 tarihli duruşmaya davacının mazeretsiz gelmediği, Mahkemece takip edilmediğinden dosyanın işlemden kaldırıldığı, yasal süresinde yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
2.Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309 uncu maddesi hükmüne göre feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
3.HMK’nın 308 inci maddesi uyarınca davayı kabul, davalının mahkemeye yönelik olarak yapacağı tek taraflı bir irade beyanı ile davacının talep sonucuna muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm ifade eder.
4.Öte yandan, usul hukuku anlamında kabul, kesin hükmün sonuçlarını doğurur ve ancak irade bozukluğu hallerinde kabulün iptali istenebilir (HMK md. 311). Diğer bir anlatımla davalı, irade fesadı halleri dışında kabulden dönemez.
5.Yukarıdaki düzenlemeler karşısında; davanın takip edilmemesi sebebiyle açılmamış sayılması durumu ile birlikte söz konusu olduğunda "kabul"ün, bu gibi hukuki sebeplerden önce geleceğinde kuşku yoktur.
6. Hemen belirtilmelidir ki; davacının 12.10.2009 tarihli duruşmaya geldiği, takip eden 09.11.2009 tarihli duruşmaya gelmediği, mazerette bildirmediği anlaşıldığından davalı ...’ya
yönelik davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı açıktır. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
7.Öte yandan; davalı ... 12.10.2009 tarihli duruşmada imzalı beyanı ile davayı kabul etmiş, davalı ... ise 27.10.2009 havale tarihli dilekçesinde (kimlik tespiti yapılmaksızın) taşınmazın beş erkek kardeşin müşterek malı olduğunu beyan etmiştir. Ne var ki; davalı ... yönünden usulüne uygun kabul beyanı olup olmadığı tereddüte mahal bırakılmayacak şekilde tespit edilmemiştir.
8.Hal böyle olunca; davalı ...’in davayı kabul beyanına üstünlük tanınmak, davalı ... yönünden ise tereddüt giderildikten sonra kabul beyanına üstünlük tanınmak suretiyle dosya kapsamında uygun bir karar verilmesi gerekirken davanın tümden açılmamış sayılmasına karar verilmesi yerinde değildir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin değinilen yöne ilişkin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-3 üncü maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.