Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2467 E. 2024/6140 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı üzerine tescil edilen taşınmazın, davacının murisi adına tescili için tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğu hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazın murisinden kaldığını ispatlayamaması ve taşınmazın davalıların murisinden kaldığının belirlenmesi gözetilerek, davacının temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1499 E., 2023/250 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çarşamba 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/164 E., 2021/136 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Samsun ili, Ayvacık ilçesi, Ortaköy Mahallesi 112 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı ...; 110 ada 2, 111 ada 4, 112 ada 6 ve 109 ada 54 parsel sayılı taşınmazların davalı ... ; 109 ada 48, 112 ada 4 ve 115 ada 4 parsel sayılı taşınmazların ise davalı ... adına kayıtlı olduğunu, kendisinin Çarşamba ilçesinde yaşaması, okuma yazma bilmemesi ve yaşlı olması nedeni ile kadastro çalışmaları neticesinde muhtar ve diğerlerinin hatalı ve yanlı yazımları neticesinde taşınmazların davalıların üzerine kayıt edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiş; davacı vekili Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra 06.01.2021 tarihli dilekçesi ile, davaya konu taşınmazların davacının muris babası ...'ndan intikal ettiğini, kendisinin de taşınmazlarda hakkının bulunduğunu beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, dava konusu taşınmazda miras haklarının bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 2016/286 Esas sayılı dosyasında görülmekte iken 02.03.2017 tarihli duruşmada dava konusu 112 ada 2 parsel sayılı taşınmaz bakımından dava tefrik edilerek 2017/94 Esas sayısına kaydedilmiş, Mahkemenin 09.03.2018 tarihli ve 2017/94 Esas, 2018/102 Karar sayılı kararıyla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 114/1.d. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafından istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 03.06.2020 tarihli ve 2020/175 Esas, 2020/650 Karar sayılı kararıyla, doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle HMK'nın 31. maddesi gereği hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde davacıya çekişmeli 112 ada 2 parsel sayılı taşınmaz bakımından talebinin açıklattırılması, davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, aktif dava ehliyetinin varlığı halinde gerektiğinde yeniden keşif yapılmak sureti ile toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine değinilerek davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere kararı veren Yerel Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; İlk Derece Mahkemesinin 26.05.2021 tarihli ve 2020/164 Esas, 2021/136 Karar sayılı kararıyla, yapılan keşif sonucu alınan beyanlarda davaya konu yerin evveliyatında ...'ye ait olduğu, ...'in iki evlilik yaptığı, ...'in eşlerinden birinin adının ... olduğu, diğerinin ise davacı ...'nin annesi olduğu, ...'den sonra davaya konu taşınmazları oğulları ...ve ...'nin kullandığı, davacı ...'nin ...'nin oğlu olmadığı, davaya konu yerin... ile herhangi bir alakasının olmadığı, ...'in buraya iç güveyi olarak geldiği, davaya konu taşınmazın bulunduğu mahallede...'in kendisinin ya da babasından kalma yerinin bulunmadığı, ...'in davaya konu yeri hiç tek başına kullanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davacının muris babası ...'nun 3 evlilik yaptığını ve bu evliliklerden çocuklarının olduğunu, murisin, davacının mirastaki saklı payına tecavüz ederek taşınmazlarını diğer evlilikten olma çocukları üzerine geçirdiğini, mirasın sadece diğer çocuklara intikal ettirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kaldı ki davacının Çarşamba/Merkez'de oturması, okuma yazma bilmemesi ve yaşlı olması nedeni ile durumdan haberdar olmadığını, yapılan kadastro çalışmaları neticesinde muhtar ve diğerlerinin hatalı hatta yanlı yazımları sonucu taşınmazların tapuya yanlış kayıt edildiğini, davacının mağdur olduğunu, tanıkların yanlı ifadelerde bulunduklarını, usul ve yasaya aykırı karar verildiğini belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; çekişmeli taşınmazların muris ...'ndan kaldığının ispat yükü üzerinde olan davacı tarafından bu durumun ispat edilemediği gibi, çekişmeli taşınmazların davalıların murisi ...'den kaldığının belirlenmesine göre davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davacının mahalli bilirkişilere itirazı olup olmadığı sorulmadan keşif yapıldığını, ...'nin dava konusu taşınmazları ölmeden önce muris... ile birlikte kullandığını, zilyetliğinin yarısını...'e devrettiğini, bu husus Mahkemece aydınlatılmadan davanın eksik tahkikatle sonuçlandırıldığını belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu Samsun ili, .... ilçesi, .... Mahallesi 112 ada 2 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, kök muris ... tarafından 05.01.1988 tarihinde muris ...'na yapılan hibe nedeniyle Bekir mirasçıları olan davalılar adına elbirliği halinde tespit edildiği, tespitin itiraza uğramadan 26.04.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle tefrik öncesi davada davalı olup tefrik sonucu oluşan eldeki davada taraf sıfatı bulunmayan ...'nun gerekçeli karar başlığında davalı olarak gösterilmesinin mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.