"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/104 E., 2022/517 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... köyünde bulunan ve idari yolla Maliye adına tescil edilen 1519 numaralı taşınmaz içerisinde kendisine ait olan bir kısım yerin kaldığını, tapulama harici bırakılıp daha sonra 1519 numaralı parsel olarak tescil edilen yerin kendisine ait 173 ve 180 numaralı parseller ile bir bütün olduğunu, nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyetliğinin 50 yılı aştığını bildirerek iki parça yerin adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine; dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarruf altında bulunan ve kazandırıcı zilyedliği ile iktisabı mümkün olmayan, sonrasında Hazine adına idari yoldan tescil edilen yerlerden olduğunu, dava konusu yerlerin bir kısmının niteliği itibariyle kültür arazisi vasfında olmayan ve üzerinde zirai faaliyet yapılmayan tarıma elverişsiz araziler olduğunu, Milli Emlak Müdürlüğünce mahallinde yapılan idari tahkikat sırasında davacının bu yer üzerinde tasarrufunun bulunmadığı, herhangi bir zilyetliğinin olmadığının tespit edildiğini, davacının bu yere ilişkin tescil davası açıbilmesi için 20 yılı aşkın nizasız, fasılasız malik sıfatı ile zilyedliğinin bulunması gerektiğini bildirerek davanın reddini ve adına tescil kararı verilmesini istemiştir.
Dahili davalı ...; olağanüstü kazandırıcı zamanaşımının davacı lehine gerçekleşmediğini belirterek Belediye adına kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen 07.10.2009 günlü krokide (A) harfi ile işaretli 22.676,01 m2 yüz ölçümlü taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile bu miktar kadar yer bakımından Hazinenin tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile belirtilen yer hakkındaki davanın reddine karar verilmesi üzerine, hükmün kabule ilişkin bölümü Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2010/3444 Esas, 2011/1131 Karar sayılı kararıyla; yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, teknik bilirkişinin raporunda gösterdiği yer ile davacının dava dilekçesinde tescilini istediği ve kabulüne karar verilen (A) harfi ile belirlenen yerin farklı olduğu görüldüğü, davacının dava dilekçesinde 180 sayılı parselin güneyinde ve 173 sayılı parselin batısında kalan iki parça yerin iptal ve tescil isteğinde bulunduğu, dava konusu 173 sayılı parselin batısında kalan yerle ilgili olarak Mahkemece herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığı ve bu konuda herhangi bir hüküm kurulmadığı, ancak bu hususun davacı tarafından temyiz sebebi yapılmadığı, Teknik bilirkişi ...ve arkadaşının krokisine göre 180 sayılı parselin batısında (A) harfi gösterilen yerin kabulüne karar verildiği, dosya arasında bulunan kadastro teknisyeni ... tarafından Edremit Mal Müdürlüğüne hitaben 23.05.2005 tarihinde düzenlenen ve Mal Müdürü İbrahim Bakır tarafından aslı gibidir denilerek onaylanan krokide (A) harfi ile gösterilen yerin 180 sayılı parselin batısında kalan bir yer olduğu ve bu yerin her iki kroki karşılaştırıldığında dava konusu edilen 1519 sayılı parselin kapsamında kalmadığı görüldüğü, dosya arasında bulunan kadastro teknisyeni ... tarafından düzenlenen ve Van Kadastro Müdürlüğünün 14.07.2009 gün ve 2008/72 sayılı yazıları ekinde gönderilen krokinin ...’ın rapor ve krokisini doğruladığı, buna göre de kabul edilen yerin 1519 nolu parsel kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır. Saptanan bu durum karşısında ve her iki krokinin karşılaştırılmasında, dava konusu ve kabul edilen yerin 1519 parselin kapsamında kalıp kalmadığı yönünde duraksama hasıl olduğu, bu nedenle tarih ve düzenleyenlerin ismi verilen raporların bu hali ile hükme esas alınması doğru olmadığı, dosya arasında bulunan ... tarafından düzenlenen kroki ile teknik bilirkişilerin krokisi karşılaştırılmak suretiyle kabulüne karar verilen ve krokide (A) harfi ile gösterilen yerin 1519 parsel kapsamında kalıp kalmadığının hiçbir duraksamaya yer verilmeyecek biçimde belirlenmesi, saptanan ve açıklanan çelişkinin giderilmesi ve gerekçesinin gösterilmesi, aynı zamanda bileşik pafta üzerinde 1519 sayılı parselin dört sınırı ile parsel 180 ve tescili istenen (A) harfli yerin birlikte ve bir bütün olarak işaretlenmesi; ondan sonra tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirlenerek Mahkeme hükmünün (A) harfine yönelik bölümü yönünden bozularak bozma nedenine göre de diğer hususlar incelenmemiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece; dava konusu taşınmazın dere yatağı ve kıyısında olup zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacılar vekili ve dahili davalılar tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26.11.2020 tarihli ve 2017/1653 Esas, 2020/5701 Karar sayılı kararıyla; eksik inceleme neticesinde karar verildiği, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılarak dava tarihine kadar zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak belirlenmesi gerektiği, ayrıca Türk Medeni Kanunu'nun 713/4-5 inci maddeleri gereğince yasal ilanlar yapılarak üç aylık yasal ilan süresinin dolması beklenilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu, kabule göre de davalı Hazine dava konusu taşınmazın adına tescilini talep ettiği halde bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmemesi ve dava reddedilmesine rağmen kendilerini vekille temsil ettiren davalı Hazine ve Edremit Belediye Başkanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de isabetsiz olduğu değerlendirilerek karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Harita Genel Müdürlüğünden temin edilen en eski ve ardışık hava fotoğrafları fen ve jeodezi mühendisince zemine uygulandığı, yerel bilrkişi ve tanık gösterimi ile sınırları belirlendiği, ziraat bilirkişi tarafından toprak yapısının tarıma elverişli olup olmadığı irdelendiği, 05.12.2021 tarihli teknik bilirkişi heyet raporunda; fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen alanın mera ile uyumlu olduğu, ekli krokide (A) harfi ile gösterilen alanın 3. sınıf tarım arazisi olduğu,mera özelliği göstermediğinin tespit edildiği belirlenerek davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile dava konusu taşınmazın fen bilirkişisinin 27.10.2021 tarihli rapor ve ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 19.940,49 m²'lik tapulama harici bırakılan yerin son parsel numarası verilmek suretiyle davacı ... oğlu ... mirasçıları davacılar adına veraset ilamındaki miras hisseleri oranında tapuya tesciline; (B) harfi ile gösterilen kısım yönünden açılan davanın reddine; davalı Hazinenin tescil isteminin kısmen kabulü ile, dava konusu ... Mahallesinde bulunan taşınmazın fen bilirkişisinin 27.10.2021 tarihli rapor ve ekli krokisinde (B) harfi ile gösterilen tapulama harici bırakılan 816.03 m²'lik kısımının davalılardan Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz başvuru dilekçesinde; davacının zilyetliğini somut belgelerle ispatlayamadığını, davacının ve mirasbırakanın aynı çalışma alanı içinde zilyetlikle iktisap ettiği taşınmazların araştırılması gerektiğini, Mahkemece tek bir ziraatçi bilirkişinin katılımıyla rapor hazırlatıldığı ve kararın bu rapora dayandırıldığını, itirazlarının dikkate alınmadığını, davaya müdahale de bulunan ... Mahalle Muhtarının talebinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve ret gerekçesinin gerekçeli kararda açıklanmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 inci maddesi,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Mahkemece, bozma kararına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi yapılan araştırma ve inceleme de hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; hükme esasa alınan ziraat mühendisi bilirkişi kurul raporu uyuşmazlığın çözümü hususunda yetersiz ve son derece soyut olmasına karşın bu rapor hükme esas alınmış, ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın öncesinin ne olduğunu,imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı gerekçeli rapor alınmamış;ayrıca, bozma ilamında açıkça hava fotoğraflarından istifade edilmesi gereğine değinilmesine rağmen, dava tarihi göz önüne alındığında taşınmazın niteliğinin ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihin belirlenmesi hususunda kanaat vermeye elverişli olmayan 1988 yıllına ait hava fotoğrafı üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle hazırlanan, taşınmaz üzerinde imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve tamamlandığı, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı hususunda yetersiz, bilimsel verilere dayanmayan, son derece soyut ve denetime elverişsiz jeodezi bilirkişi raporuna itibar edilmiştir Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması mümkün değildir.
Hal böyle olunca; dava konusu taşınmazın hangi nedenle tescil harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğünden sorulmalı ve dava konusu taşınmazların imar planı kapsamına alınıp alınmadıkları, alınmış ise imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği ilgili belediyeden sorularak imar planının onaylı bir örneği dosya arasına celbedilmeli; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, taşınmaz bölümüne ait en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihi olan 2006 yılından 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları ve üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi ve jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı; keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesi, niteliği, zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi ve davacı yararına 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolup dolmadığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporları ve komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanları arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisine incelemesi yaptırılarak çekişme konusu taşınmazın hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli ve bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın mevcut ve geçmişteki niteliği, üzerindeki bitki örtüsü ve toprak yapısı, zirai durumu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi, taşınmaz üzerinde imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp hangi tarihte tamamlandığı hususlarında, taşınmazın farklı yönlerden çekilmiş sınırları kabaca işaretlenmiş renkli fotoğraflarının da yer aldığı, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisinden ise taşınmazı komşu parseller ile birlikte gösteren, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı; bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen ilkelere uygun olmayacak şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
19.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.