Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2514 E. 2025/741 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekilin vekalet görevinin kötüye kullanması suretiyle yapılan taşınmaz satışlarının iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin vekaletname sınırlarını aşarak taşınmazları devrettiği, alıcıların ise vekil ile elbirliği içinde hareket ederek davacıyı zarara uğrattığı gözetilerek yerel mahkemenin tapu iptali ve tescil kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/257 E., 2023/92 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar, davalı ... vekili, davalılar ... ve ... vekili, duruşma istekli olarak davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.02.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davalı ... ve davalılar ... vd. vekili Avukat ... ... ..., davalılar ... vd. vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ..., davalılar Çorum Tapu Müdürlüğü ve Hazine vekili Avukat ... ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davalı ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; yıllardır İstanbul’da yaşadığını, ekonomik durumunun çok iyi olduğunu, dava dışı babasına ait olan Çorum’da bulunan arsa niteliğindeki 2481 ada 282 parsel sayılı taşınmaz üzerine, doğup büyüdüğü yerde anne ve kardeşlerinin rahatça yaşaması için ticari kaygı gözetmeksizin bina yaptığını, binanın yapımını kardeşlerinden yardım almaksızın tek başına üstlendiğini, binada kat irtifakına geçilmesi, anne ve kardeşlerine dairelerin dağıtılması için İstanbul 6. Noterliğinin 02.08.2000 tarihli ve 42069 sayılı vekaletnamesi ile kardeşi olan davalı ...'i vekil tayin ettiğini, vekilin vekalet görevi kötüye kullanılarak 2481 ada 282 parseldeki 18, 19, 22 ve 23 numaralı bağımsız bölümlerini diğer davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, davalıların kötüniyetli olduklarını, alım güçleri bulunmadığı gibi satış bedellerinin de ödenmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescile, mümkün olmazsa bedele karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine ve Tapu Müdürlüğü vekili; tapu idaresinin usulüne uygun düzenlenmiş vekaletname uyarınca satış işlemini gerçekleştirdiğini, Hazineye atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ...; taşınmazların davacının bilgisi dahilinde şekil şartlarına uyularak temlik edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

3. Diğer davalılar; taşınmazları bedelini vekile ödeyerek iyiniyetle satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; davalılar Tapu Müdürlüğü ve Hazine atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle aleyhlerine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine; vekil olan davalı ...'in vekalet görevini kötüye kullandığı, vekil ile birlikte hareket ederek davacıyı zararlandıran diğer davalılar ..., ..., ..., ... ve ...'ın iyiniyet savunmalarına itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile tapu iptali ve tescile karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ile davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca, davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesi kararının süresi içinde davalı ... vekili ile davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 08.03.2022 tarihli ve 2021/9001 Esas, 2022/1896 Karar sayılı kararı ile; davalı tarafa tanık isimlerini bildirmek üzere usulünce verilmiş bir kesin sürenin varlığından bahsedilemeyeceğine değinilerek davalılara tanık isimlerini bildirmeleri için süre verilmesi, bildirilmesi halinde tanıkların HMK'nın 243. maddesinde gösterilen şekilde dinlenilmesi, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek vekille davalıların iş birliği içerisinde hareket edip etmediklerinin araştırılması, varılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, usulüne uygun olarak düzenlenen vekaletnameye istinaden işlem yapıldığı, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Hazineye atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle aleyhlerine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine; davalı ...'in vekalet görevini kötüye kullandığı, el ve işbirliği ile davalılar ..., ..., ..., ... ve ...'ın birlikte hareket ederek davacının zararlandırıldığı gerekçesiyle tapu iptali - tescile karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bozma kararı sonrası tanık bildirilmesi için kesin süre verildiğini ve tanık listesinin sunulduğunu, tanık dinletme talebinin reddedildiğini, eksik inceleme yapıldığını, davacının iddiasını ispat edemediğini, satış bedelinin ödenmesi konusunda gerekli incelemenin yapılmadığını, ödeme yapıldığının ispat edildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalılar ... ve ... ... vekili duruşma talepli temyiz dilekçesinde özetle; kararın yasaya, hukuka ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, ödeme konusunda yeterli inceleme yapılmadığını, isticvap hususunun değerlendirilmediğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Davalı ... duruşma talepli temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tapuda gösterilen bedelin satış bedeli olarak kabul edilmesinin doğru olmadığını, davalı ...'in gerçek satış bedelini tahsil ettiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, isticvap ve yemin yoluna gidilmediğini, davacının iddialarını ispat edemediğini, aynı vekaletname ile başka taşınmazların da satıldığını, davalılar lehine olan delillerin tartışılmadığını, sosyal ekonomik durumla ilgili yasaya aykırı olarak araştırma yapıldığı gibi yapılan araştırmanın da yeterli olmadığını, bozma kararı sonrası dosya arasına giren deliller gözetilmeden, değerlendirilmeden ve gerekçede tartışılmadan, bozma öncesi verilen karar ile kelimesi kelimesine aynı şekilde hüküm tesis edildiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığının ispatlandığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

4. Davalılar ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava tarihi tarihi itibari ile kayıt maliki olmadıklarından davalılar aleyhine tapu iptali ve tescili kararı verilmesinin mümkün olmadığını, davacının, üçüncü kişi durumunda bulunan davalıların vekaleti kötüye kullanıldığını bildiği, vekil ile çıkar ve iş birliği içerisinde olduğunu kanıtlaması gerektiğini, bu hususa yönelik herhangi bir delil bulunmadığını, davacının iddiasını ispat edemediğini, ödeme olgusunun kabul edilmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, davalıların taşınmazları satın alabilecek güçte olduklarını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava; vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, babaları ... ...’den intikal eden 2481 ada 282 parsel sayılı taşınmazda kat irtifakı-kat mülkiyeti tesisi, bağımsız bölümlerin tamamının ya da bir kısmının dilediği bedelle ve şartlarla satışı için kardeşi olan davalı ...’i 02.08.2000 tarihinde vekil tayin ettiği, 25.08.2000 tarihli kat irtifakı işlemi ile taşınmazdaki 13 parça bağımsız bölümün davacı adına, 2 parça bağımsız bölümün davalı ... adına, diğer bağımsız bölümlerin ise dava dışı bir kısım mirasçılar adına tescil edildiği, davalı vekil ...'in 18.09.2015 tarihinde, davacıya ait dava konusu 18, 19, 22 ve 23 nolu bağımsız bölümleri ve kendisine ait dava dışı 20 ve 21 nolu bağımsız bölümleri eşit paylarla (1/4’er) davalılar ..., ..., ... ve ...’a satış suretiyle temlik ettiği, davalılar ... ve ...’ın da taşınmazlardaki temlik aldıkları paylarını 12.11.2015 tarihinde diğer davalı ...’ye devrettikleri anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin, davalılar ... ve ... vekilinin, davalılar ... ve ... vekilinin ve davalı ...'in yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davacı vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz eden davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ...'den alınmasına,

Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Çorum 4. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

18.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.

-MUHALEFET ŞERHİ-

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali - tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

Vekil tarafından vekalet görevinin kötüye kullanıldığı diğer davalıların da vekille birlikte hareket ettiği, davacıyı zararlandırmak istedikleri, iyiniyetli olmadıkları gerekçesiyle tapu iptali - tescil yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de; taşınmazın vekil eden davacının iradesine aykırı olarak ... olması nedeniyle vekalet görevinin kötüye kullanıldığı sabit olmakla birlikte, taşınmazın rayicine uygun bir fiyattan ... ve parasının vekile ödenmiş olması, ayrıca taşınmazı 1/4 hisselerle satın alan davalılar ..., ..., ... ve ...’ın vekalet görevini kötüye kullanıldığını bildikleri ve davacıyı zararlandırmak için vekil ile el ve iş birliği içinde hareket ettikleri ispatlanamamıştır. Diğer davalılar taşınmaz bedelini vekile ödediklerine göre tapu iptali tescil talebinin reddedilmesi, vekilin bedelden sorumlu tutulması gerekirdi.

Öte yandan ikinci el konumunda olan davalı ...’nin de taşınmazı ediniminde iyiniyetli olup olmadığı, başka bir ifade ile Medeni Kanunu’nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağı da tartışılmamıştır.

Hal böyle olunca, tapu iptali - tescil talebinin reddine, vekilin bedelden sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun tapu iptali - tescil kararının onanması yönündeki görüşünü katılmıyorum.