"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/522 E., 2023/406 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/208 E., 2022/159 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ve ek kararı davalı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.02.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar ve asli müdahiller vekili Avukat ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; mirasbırakanları ...'in maliki olduğu 151 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 hissesini satış göstermek suretiyle davalı oğluna temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalı adına kayıtlı hissenin tapusunun iptali ile muris ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemişler, aşamada dava dışı mirasçılar davaya muvafakat ettiklerini bildirmişler, daha sonra muvafakat eden mirasçılardan ... davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, katıldığı duruşmalarda davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.10.2020 tarihli ve 2019/11 Esas, 2020/823 Karar sayılı kararıyla; yapılan temliki işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, murisin veraset ilamındaki payları oranında mirasçılar adlarına tapu iptali ve tescile karar verilmiş, söz konusu kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 21.06.2021 tarihli 2020/1546 Esas, 2021/849 Karar sayılı kararıyla; " ... Hal böyle olunca, asli müdahale talebinde bulunan ... yönünden asli müdahale harcının tamamlatılarak davada yer almayan mirasçılar ... ve ...'ın olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK'nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması isabetsizdir. Kabule göre de davanın miras payı oranında açılmış olduğu görülmekle; dava konusu taşınmazın tapu kaydının davacıların miras payları belirtilmek suretiyle ya da veraset ilamına atıf yapılarak davacıların miras payları oranında iptal - tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tamamının tapusunun iptaline ve davalı adına hükmen tescil oluşturacak şekilde bir karar verilmiş olması da doğru değildir." gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama neticesinde; asli müdahil ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer davacılar ve asli müdahiller yönünden yapılan devir işleminin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyaya yansıyan bilgi, belge ve deliller dikkate alındığında hisse devrinin diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı şekilde gerçekleştirildiğinin sabit olduğu, davanın tüm mirasçılar tarafından açılmasını gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı, davalının istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazların yerinde görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine (miktar itibariyle kesin olarak) karar verilmiş, söz konusu kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 24.04.2023 tarihli ek kararı ile; davalı vekilinin temyiz talebinin HMK'nın 362/1-a maddesi delaletiyle aynı Kanun'un 346/1. maddesi gereğince verilen kararın kesin olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili asıl kararı temyiz dilekçesi ile; İlk Derece Mahkemesince hükmedilen harç ve vekalet ücretine bakıldığında kararın miktar itibariyle kesin nitelikte olmasının mümkün olmadığını, davacıların murisin ölümünden 14 yıl sonra dava açtıklarını, muris tarafından dava konusu taşınmazın kendisine satıldığının ve bedelinin muris tarafından alındığının diğer mirasçılar tarafından bilindiğini, murisin iradesinin önem taşıdığını, yapılan işlemin gerçek satış olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili ek kararı temyiz dilekçesi ile; asıl kararı temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyip kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı terekeye iade istekli tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1945 doğumlu muris ...'in 11.11.2005 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı çocukları ..., ... ve ..., davalı oğlu ..., dava dışı eşi ... ve dava dışı çocukları ... ve ...'ın kaldıkları, murisin adına kayıtlı 151 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını 24.03.2005 tarihli satış işlemi ile davalı oğluna temlik ettiği, davacıların yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürmek suretiyle tüm mirasçılar adlarına tapu iptali ve tescil talebinde bulundukları, aşamada dava dışı mirasçılar ... ve ...'nün 16.05.2019 tarihli ön inceleme duruşmasındaki beyanlarıyla, ...'in ise Mahkemeye sunduğu 20.05.2019 tarihli dilekçesi ile açılan davaya muvafakat ettiklerini bildirdikleri, yine Erdemli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/819 Esas, 2022/326 Karar sayılı kararı ile muris ...'nın terekesine ... ...'ın temsilci olarak atandığı, daha sonra adı geçen mirasçılardan ...'ın Mahkemeye sunduğu 17.12.2020 tarihli dilekçesi ile asli müdahillik talebinden feragat ettiğini bildirdiği anlaşılmaktadır.
Temyiz konusu değerin kesinlik sınırının altında olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz talebinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin 24.04.2023 tarihli ek kararına yönelik temyiz itirazının incelenmesinde:
Bilindiği üzere; miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1.b bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Somut olayda; davacılar, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile muris ...'in mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Dava konusu 151 taşınmazın muris tarafından davalıya devredilen 1/2 payının dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değeri 417.858,00 TL'dir. Davanın terekeye iade istekli olduğu gözetildiğinde, anılan değerin Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin üzerinde olduğu anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesinin 24.04.2023 tarihli ek kararının ortadan kaldırılması gerekir.
Davalı vekilinin asıl karara yönelik temyiz itirazlarına gelince:
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin ek karara yönelik temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen 24.04.2023 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Davalı vekilinin asıl karara yönelik temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 14.271,94 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davacılar vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.