"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/90 E., 2023/185 K.
HÜKÜM/KARAR : Asıl Dava Kısmen Kabul - Birleştirilen Dava Ret / Ret - Kabul - Karar Kaldırılarak Asıl Dava Kısmen Kabul - Birleştirilen Dava Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2012/181 E., 2022/84 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl davada davacı Hazine temsilcisi, birleştirilen davada davacı ... vekili ile asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı yasal süresi içerisinde asıl davada davacı Hazine temsilcisi ile yargılama sırasında vefat eden birleştirilen davada davacı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı Hazine temsilcisi dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda 101 ada 48, 84, 89, 92, 113, 140, 277, 292; 102 ada 40; 109 ada 140; 113 ada 1 ve 118 ada 15 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca kamu malı olmakla zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davacı Hazine temsilcisi 30.12.2011 havale tarihli dilekçeyle; dava konusu 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırında bulunan Hazineye ait 113 ada 14 parsel sayılı taşınmaza 07.12.1988 tarih, 1 sıra numaralı 700,00 metrekare yüz ölçümlü tapu kaydı uygulanması gerekirken 554,00 metrekare yüz ölçümlü başka bir tapu kaydının uygulandığını, bu yanlış uygulama sebebiyle Hazineye ait taşınmazın bir bölümünün 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazda kaldığını belirtmiştir.
2. Birleştirilen davada davacı ... vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda 101 ada 92 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazı müvekkilinin 40 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız şekilde zilyet ettiğini, tespit sırasında İstanbul’da bulunması sebebiyle durumdan haberinin olmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilen davada davacı ... vekili 08.12.2021 havale tarihli dilekçeyle; mahallinde yapılan keşif sonucunda 101 ada 92 parsel sayılı taşınmazın dava konusu edilen ve teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün müvekkiline babasından kaldığının anlaşıldığını, bu nedenle davayı ıslah etmeleri gerektiğini, murise ait veraset ilamını dosya arasına sunacaklarını, dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün tapu kaydının iptali ile murisinden gelen miras payı oranında müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı ... Kişiliğini temsilen muhtar...cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların bir kısmının kadimden beri köy tüzel kişiliği ve köy halkı tarafından eğrek yeri vasfıyla, bir kısmının ise tarla ve çayır vasfıyla zilyet edildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Birleştirilen davada davalı ... Kişiliğini temsilen muhtar...cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın ilerisinde davacının evinin bulunduğunu, evvelinde evinin üst tarafından yaklaşık 3 dönüm yeri zilyet ettiğini ancak 30 yıl önce gurbete gittiği için bu yeri tamamen terkettiğini, kaldı ki taşınmaz çok dik olduğu için zilyetliğe de uygun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.01.2016 tarihli ve 2014/204 Esas, 2016/21 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın Mahkemenin 2012/181 Esas sayılı dosyasında da davalı olduğu anlaşıldığından, eldeki davanın Mahkemenin 2012/181 Esas sayılı dosyasında görülen dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.02.2022 tarihli ve 2012/181 Esas, 2022/84 Karar sayılı kararıyla; asıl dava yönüyle dava konusu 101 ada 92, 113, 140, 292; 102 ada 40 ve 109 ada 140 parsel sayılı taşınmazların evvelden beri köy halkı tarafından hayvan otlatılmak suretiyle kullanıldığı, taşınmazların mera vasfında olduğu, dava konusu 101 ada 48, 84, 89, 277; 113 ada 1 ve 118 ada 15 parsel sayılı taşınmazların ise davalı köyün kullanımında olduğu; birleştirilen dava yönüyle ise 101 ada 92 parsel sayılı taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının ve davada husumet koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, 101 ada 48, 84, 89, 277; 113 ada 1 ve 118 ada 15 parsel sayılı taşınmazlar yönüyle davanın reddine; 101 ada 92, 113, 140, 292; 102 ada 40 ve 109 ada 140 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline, taşınmazların mera vasfında olduğunun tespiti ile yararlanma hakkı davacı ... Kişiliğine ait olmak üzere mera vasfı ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına; birleştirilen davanın ise aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde asıl davada davacı Hazine temsilcisi, birleştirilen davada davacı ... vekili ile asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Asıl davada davacı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın eksik araştırma ve incelemeye dayalı olduğunu, Yargıtayın emsal kararlarında belirtildiği şekilde araştırma yapılmadığını, dosya belirli bir süre Hazine avukatı tarafından takip edilmiş olmasına rağmen Hazine lehine vekalet ücretine de hükmedilmediğini ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
2. Birleştirilen davada davacı ... vekili istinaf dilekçesinde; gerekçeli karar başlığında kimin asıl, kimin birleştirilen davada davacı olduğunun açık şekilde belirtilmediğini, yargılama sonunda müvekkilinin davası aktif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmiş olmasına rağmen hükmün gerekçesinde bunun sebebinin açıklanmadığını, teknik bilirkişi raporunda incelenen hava fotoğraflarına göre dava konusu ettikleri taşınmaz bölümünde 1975 ve 2004 yıllarında kullanım olduğunun belirtildiğini, dosya kapsamına göre davalarını kanıtladıklarını ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu 101 ada 92, 113, 140, 292; 102 ada 40 ve 109 ada 140 parsel sayılı taşınmazların köy halkı tarafından kullanıldığının dosya kapsamıyla sabit olduğunu, öte yandan davanın reddedilen kısmı yönüyle lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümüyle reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.02.2023 tarihli ve 2023/90 Esas, 2023/185 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre 101 ada 92, 113, 140, 292; 102 ada 40 ve 109 ada 140 parsel sayılı taşınmazların evvelden beri köy halkı tarafından hayvan otlatılmak suretiyle kullanıldığı, özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olup mera vasfında olduğu, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince asıl davada davacı Hazinenin davasının kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı; 101 ada 84, 89 ve 277 parsel sayılı taşınmazların incelenen hava fotoğraflarına göre imar-ihya edilmediği, komşu taşınmazlarla bütünlük teşkil etmediği, taşınmazlarda kullanım bulunmadığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince asıl davada davacı Hazinenin davasının kabul edilmesi gerekirken reddine karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu; 101 ada 48 ve 118 ada 15 parsel sayılı taşınmazlarda köy hayvanlarının toplandığı, taşınmazların köy meydanı olarak kullanıldığı, 113 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönüyle her ne kadar asıl davada davacı Hazine tapu kaydına dayanmış ve bu kayıt mahallinde yapılan keşifte uygulanmamış ise de Hazinenin dayandığı tapu kaydının oluşumundan önce de 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Köy Tüzel Kişiliği tarafından zilyet edildiği anlaşıldığından, söz konusu taşınmazlar yönüyle İlk Derece Mahkemesince asıl davada davacı Hazinenin davasının reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı; birleştirilen davada davacı ...’ün davası yönüyle ise dava konusu 101 ada 92 parsel sayılı taşınmazın nizalı bölümünün davacının murisinden geldiği, davacının ıslah dilekçesi ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile murisinden gelen miras payı oranında tescilini talep ettiği, murisin terekesi elbirliği hükümlerine tabi olup bu haliyle 3. kişiden miras payının istenemeyeceği, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince birleştirilen davanın reddinin sonucu itibariyle doğru olduğu; öte yandan asıl davada davacı Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36/A maddesi uyarınca yerinde olduğu gerekçesiyle, birleştirilen davada davacı ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine, asıl davada davacı Hazine temsilcisi ile asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne, 101 ada 48, 113 ada 1 ve 118 ada 15 parsel sayılı taşınmazlar yönünden açılan davanın reddine, 101 ada 84, 89 ve 277 parsel sayılı taşınmazlar yönünden açılan davanın kabulüne, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tesciline, 101 ada 92, 113, 140, 292; 102 ada 40 ve 109 ada 140 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile mera olduklarının tespitine, yararlanma hakkı davacı ... Kişiliğine ait olmak üzere mera vasfı ile sınırılandırılarak özel siciline yazılmasına, birleştirilen davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde asıl davada davacı Hazine temsilcisi ile yargılama sırasında vefat eden birleştirilen davada davacı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Asıl davada davacı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesince 101 ada 48, 113 ada 1 ve 118 ada 15 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davalarının reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Yargılama sırasında vefat eden birleştirilen davada davacı ... mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu 101 ada 92 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, taşınmazın tarım arazisi vasfında ve müvekkillerinin zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi;
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14, 16 ve 17. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda Sivas ili, ... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan dava ve temyize konu 101 ada 48 parsel sayılı 213,12 metrekare ve 118 ada 15 parsel sayılı 366,19 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar ayrı ayrı kadimden beri .... köyü halkının zilyetliğinde olduğundan bahisle arsa vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Aynı çalışma alanında bulunan 101 ada 92 parsel sayılı 13.411,71 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz kadimden beri ..... köyü halkının zilyetliğinde olduğundan bahisle tarla vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Aynı çalışma alanında bulunan 113 ada 1 parsel sayılı 1.766,95 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz kadimden beri .... köyü halkının zilyetliğinde olduğundan bahisle bahçe vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, asıl davada davacı Hazine temsilcisi ile yargılama sırasında vefat eden birleştirilen davada davacı ... mirasçıları vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl davada davacı Hazine temsilcisi ile yargılama sırasında vefat eden birleştirilen davada davacı ... mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince asıl davada davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden yargılama sırasında vefat eden birleştirilen davada davacı ... mirasçılarından alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.