Logo

1. Hukuk Dairesi2023/3311 E. 2025/1831 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla oğullarına yaptığı temliklerin muvazaalı olup olmadığı ve davacıların feragatlerinin geçerliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ...’nın feragatten dönme talebinin daha önce kabul edilmiş olması ve davalıların bu kararı temyiz etmemeleri nedeniyle davacı yönünden feragatin geçerli olmadığı, davalıların temliklerin muvazaalı olmadığı yönündeki iddialarının yerinde olmadığı, ancak toplulaştırma sonrası oluşan parsellerdeki miras paylarının belirlenmesi gerektiği gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/11 E., 2022/184 K.

Mahkeme kararı davacı ... vekili ve duruşma istekli olarak davalılar ... vd. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 08.04.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ve temyiz eden davalılar ... vd. vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer davacı ve davalılar gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; kök mirasbırakanları ...’ın maliki olduğu 78, 85, 95 ve 98 parsel sayılı taşınmazlarını mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak önce emanetçi konumundaki dava dışı ... 'a satış suretiyle temlik ettiğini, ... tarafından da taşınmazların kısa bir süre sonra mirasbırakanın oğulları olan ... ve ...'e (davalıların murisleri) satış suretiyle devredildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, aşamada davacılar ..., ... ve ... davadan feragat etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar; temliklerin gerçek iradeye uygun olduğunu, taşınmazların mirasbırakanları tarafından satın alınmasının üzerinden 43 yıl, kök mirasbırakanın vefatının üzerinden 38 yıl geçtikten sonra dava açıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 26.03.2015 tarihli ve 2013/557 Esas, 2015/263 Karar sayılı kararı ile; davacılar ... ve ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, her ne kadar davacı ... tarafından da davadan feragat dilekçesi verilmişse de daha sonra kendisinden hile ile feragatname alındığını belirterek feragatten döndüğü, anılan davacının feragatten dönme talebinin kabul edildiği belirtilerek davacı ...'nin içinde bulunduğu diğer davacılar yönünden ise mirasbırakanın ölümünden itibaren 38 yıl geçtikten sonra eldeki davanın açılmasının iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Davacılar ... ve ... dışındaki diğer davacıların temyizi üzerine Dairenin 24.04.2018 tarihli ve 2015/10323 Esas 2018/9430 Karar sayılı kararı ile; "...somut olayda, yukarıda açıklanan ilke ve olguları kapsar biçimde bir araştırma ve incelemenin yapılmadığı, taraflarca ileri sürülen hiç bir delil toplanmadan yazılı şekilde karar verildiği görülmektedir. Hâl böyle olunca; Mahkemece, yukarıdaki açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, dava konusu taşınmazların temlikine ilişkin resmi senetlerin eksiksiz bir şekilde temin edilmesi, dava konusu taşınmazların satış tarihindeki gerçek değerlerinin ne olduğunun, satış bedeli ile gerçek değer arasında fark bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, tarafların bildirdiği tanıkların dinlenerek muris muvazaası iddiasına yönelik bilgilerinin alınması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, mirasbırakanın temliklerdeki gerçek iradesinin ne olduğunun duraksamaya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması, muvazaa ile illetli olduğunun saptanması hâlinde hak düşürücü süre ve zamanaşımı hükümlerine tâbi olmayacağı gözetilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mirasbırakanın dava konusu taşınmazları ara malik dava dışı ... 'a devredip kısa bir süre sonra adı geçen ara malikin taşınmazları murisin erkek çocukları olan davalıların mirasbırakanları ... ve ...'e devrettiği, dinlenen tanık beyanlarından mirasbırakanın tarla sattığını bilenin olmadığı, ara malik ...'in tanık olarak dinlenen gelininin beyanında kayınpederinin o tarihte böyle bir arazi almadığını, ekonomik durumunun da alabilecek halde olmadığını ifade ettiği, tüm dosya kapsamıyla mirasbırakanın dava konusu taşınmazlarını kız çocuklarından mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak devrettiği, diğer yandan davacılardan ..., ... ve ...'nin davadan feragat ettikleri, davacı ... sonradan irade sakatlığı nedeniyle feragatten döndüğünü belirtmiş ise de irade fesadına uğradığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davacılar ..., ... ve ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine; diğer davacılar yönünden ise davanın kısmen kabulü ile dava konusu 148 ada 1, 137 ada 5, 139 ada 12, 140 ada 2, 138 ada 9 ve 137 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, pilon yeri olarak TEDAŞ adına kayıtlı 155 ada 12 nolu parsel yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğini ancak feragatin tehdit ve hile ile alındığını, anılan davacı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, fazla harç ve vekalet ücretine hükmedildiğini, davacıların muvazaa iddialarını ispatlayamadıklarını, temliklerin gerçekleştirildiği 1970 yılında mirasbırakanları ... ve ... ...’ın çiftçilik yapan kişiler olup ayrıca adlarına başka tapu kayıtlarının da bulunduğunu, dolayısıyla taşınmazları satın almaya maddi güçlerinin bulunduğunu, yine mirasbırakanın terekesinde 9 adet daha taşınmazının bulunduğunu, geride kalan malvarlığının dikkate alınması gerektiğini, mal kaçırma kastı olsa mirasbırakanın bu mallarını da satabileceğini, dava konusu taşınmazların mirasbırakan tarafından dava dışı ... ’a satıldığını öğrenen oğulları ... ve ...’in bu duruma üzülerek o dönemin rayicinden satın aldıklarını, 1970 yılında satılan taşınmaz için 2013 yılında kötüniyetle dava açtıklarını, tanıkların mirasbırakanın evlenmek için taşınmazlarını sattığını ve davalıların bedelini ödeyerek taşınmazı aldıklarını beyan ettiklerini, temliklerin muvazaalı olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemişlerdir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...'ın 28.12.1975 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı kızları ..., ... ile kendisinden önce ölen kızı Hanım çocukları ..., ..., ..., ..., ... ve ... ile davalıların mirasbırakanları olan oğulları ... ve ...’in kaldığı, başkaca mirasçının bulunmadığı, mirasbırakan ...’ın maliki olduğu 78, 85, 95 ve 98 parsel sayılı taşınmazları 12.02.1970 tarihinde dava dışı ... ’a satış suretiyle temlik ettiği, ...'in de 28.09.1970 tarihinde 1/2’şer pay ile mirasbırakanın oğulları ... ve ...'e satış suretiyle devrettiği, dava konusu 95 parselin 807 (TEK lehine kamulaştırıldı) ve 806 parsellere; 98 parselin ise 790 (TEK lehine kamulaştırıldı) ve 789 parsellere ifraz edildiği, mirasbırakanın oğlu ...'in dava konusu 78, 85, 806 ve 789 parsellerdeki 1/2 payını 21.01.2010 tarihinde çocukları olan davalılar ..., ... ve ...’a satış suretiyle devrettiği, taşınmazlarda mirasbırakanın diğer oğlu ... adına kayıtlı 1/2 payın ise 18.11.2014 tarihinde mirasçılarına intikal ettiği, dava konusu taşınmazların tamamının toplulaştırma işlemlerine tabi tutularak dava konusu 148 ada 1, 137 ada 5, 139 ada 12, 140 ada 2, 138 ada 9 ve 137 ada 5 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki, Mahkemece davacı ...'nin feragatten dönme iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle talebinin reddine ve anılan davacı yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmişse de Mahkemenin 26.03.2015 tarihli ilk kararında anılan davacının feragatten dönme talebi kabul edilip davanın esasına girilerek sonuca gidildiği, bu kararın sadece davacılar tarafından temyiz edildiği, davalılar tarafından temyiz edilmediği, dolayısıyla davacı ... lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu açık olup anılan davacı yönünden davanın esası hakkında değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.

Davalılar ... vd. vekilinin temyiz itirazlarına gelince;

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre mirasbırakan tarafından ara malik kullanılmak suretiyle oğulları olan ... ve ...'e yapılan temliklerin muvazaalı olduğu, yine dava konusu taşınmazları ...'ten 21.01.2010 tarihli akitle satış yoluyla edinen davalılar ..., ... ve ...'ın da ...'in çocukları olduğu gözetildiğinde iyiniyetli müktesip kabul edilemeyecekleri kuşkusuz olup yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığından davalılar ... vd. vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları reddedilmiştir.

Ne var ki, dava konusu kök 78, 85, 95 (ifrazen 806) ve 98 (ifrazen 789) parsel sayılı taşınmazlarda mirasbırakandan temliken geçen payların toplulaştırma sonucunda yeni oluşan 148 ada 1, 137 ada 5, 139 ada 12, 140 ada 2, 138 ada 9 ve 137 ada 5 parsel sayılı taşınmazlara hangi oranda gittiği bilirkişi raporuyla saptanmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.

Hâl böyle olunca, davacı ... yönünden davanın esası yönünden değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi, dava konusu kök parsellerde mirasbırakan tarafından temlik edilen payların toplulaştırma sonrası yeni oluşan parsellere hangi oranda gittiği uzman bilirkişi marifetiyle denetime elverişli şekilde saptanarak bu paylar üzerinden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ... vekilinin ve davalılar ... vd. vekilinin değinilen yönden temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz edenlere iadesine,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz eden davacı ... vekili ve davalılar ... vd. vekili için 28.000,00'er TL duruşma vekalet ücretinin karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine,

Dosyanın Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğ tarihinde itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

08.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.