Logo

1. Hukuk Dairesi2023/3314 E. 2024/2098 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın vekaletname ile devredilen taşınmazları için vekalet görevinin kötüye kullanılması ve hile iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davasında hak düşürücü süre geçip geçmediği hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, vekaletnameyle devredilen taşınmazlardan biri yönünden hileye vakıf oldukları halde üç yıl boyunca işlem yapmayıp dava açmayı geciktirmeleri nedeniyle 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 31. maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/580 E., 2023/64 K.

HÜKÜM : Kısmen karar verilmesine yer olmadığına kısmen ret

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dairenin 14.04.2022 tarih, 2022/2201 Esas, 2022/3136 Karar sayılı kararıyla, karar kısmen onanmış, kısmen bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, kısmen karar verilmesine yer olmadığına, davanın kısmen reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; mirasbırakanları ...’ın 07.07.2009 tarihinde öldüğünü, mirasbırakanın ölümünden sonra davalının, mirasbırakan ...’ın borrçlarının ödenmesi gerektiğini belirterek taşınmaz satış yetkisi de içeren 07.08.2009 tarihli vekaletname ile kendisini vekil tayin ettirdiğini ve bu süreçte 3 daireyi, otomobili ve marketi sattığını; mirasbırakandan intikal eden dava konusu 681 ada 19 parsel sayılı taşınmaza yapacağı inşaatı finanse edebilmek ve bankadan kredi kullanabilmek için de dava konusu 700 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3 nolu bağımsız bölümün bedelsiz olarak devri gerektiğini söyleyerek kendilerini kandırıp anılan bağımsız bölümü 11.12.2009 tarihinde satış yoluyla devraldığını, dava konusu 681 ada 19 parsel sayılı taşınmazın da hile ile alınan vekaletname kullanılarak davalı tarafından 31.08.2009 tarihinde dava dışı kuzeni ...’a temlik edildiğini, kısa süre sonra da taşınmazın davalıya devredildiğini, tüm işlemlerin hileli ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu 681 ada 19 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu 700 ada 2 parselde kayıtlı 3 nolu bağımsız bölümün tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; davaya cevap vermemiş; bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasındaki beyanlarında, vekaletname ile yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu, mirasbırakanın borçlarının ödenebilmesi için vekaletname ile mirasbırakana ait birkaç taşınmazın satıldığını ve borçların ödendiğini, bunun için kendi hesabından da mirasbırakanın banka hesaplarına para aktardığını, dava konusu bağımsız bölümün bizzat davacılar tarafından devredildiğini, bu işlemde vekaletname kullanılmadığını, dava konusu 681 ada 19 parsel sayılı taşınmazın ise vekaletname ile üçüncü kişiye satıldığını, ancak daha sonra bu taşınmazı bedelini ödemek suretiyle üçüncü kişiden satın aldığını, bütün talepler konusunda zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.02.2015 tarih ve 2012/448 Esas, 2015/38 Karar sayılı kararıyla; davada hile hukuki nedenine dayanıldığı ve 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve katılma yolu ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Dairenin 17.04.2018 tarih, 2015/10555 Esas, 2018/9159 Karar sayılı kararıyla; dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, vekaletnamenin hile ile alınması ve kötüye kullanılması hukuki nedenine dayanıldığı, tarafların tüm delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.02.2021 tarih, 2018/554 Esas, 2021/89 Karar sayılı kararıyla; davanın, vekaletnamenin hile ile alınması ve kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, iyiniyetli olmayan davalı vekilin, vekil edenlerin yararına ve iradesine aykırı davrandığı ve davalının haksız şekilde her iki taşınmazı da elinde bulundurduğunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

E. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 14.04.2022 tarih, 2022/2201 Esas, 2022/3136 Karar sayılı kararıyla; davacılardan hile ile alınan vekaletname kullanılmak suretiyle dava dışı kişiye temlik edilip daha sonra davalı vekil ...’e devredilen dava konusu 681 ada 19 parsel sayılı taşınmaz yönünden vekalet görevinin kötüye kullanıldığı saptanmak suretiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu 681 ada 19 parsel sayılı taşınmaza yönelik verilen davanın kabulüne ilişkin kararın onanmasına; dava konusu 700 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölüm yönünden hile hukuki nedenine dayanıldığı, anılan taşınmaz yönünden Dairenin 17.04.2018 tarihli bozma kararında maddi hataya dayalı nitelendirmenin usuli kazanılmış hak teşkil etmeyeceği, davacı tarafın dava konusu 3 nolu daire yönünden hileye vakıf olduğu fakat iptal hakkını kullanmaksızın üç yıl beklediği, eldeki davanın 03.09.2012 tarihinde açıldığı, işlem tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 31 inci maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, dava konusu 700 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölüm yönünden hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.

F. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; dava konusu 681 ada 19 parsel sayılı taşınmaza yönelik verilen davanın kabulüne ilişkin kararın onandığı ve kesinleştiği gerekçesi ile anılan taşınmaz yönünden karar verilmesine yer olmadığına; dava konusu 700 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölüm yönünden bozma kararındaki gerekçe benimsenerek 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacıların, mirasbırakanın kardeşi olması sebebiyle iyi niyetli olarak davalıya güvendiklerini ve mirasbırakanın borçlarının ödenmesi amacıyla devir işlemini gerçekleştirdiklerini, davacıların satış iradesi olmadığını, davalının bedelsiz olarak dava konusu 700 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölümün adına tescilini sağladığını, davaya konu olayın aile içinde gerçekleşen bir olay olduğunu ve hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, hak düşürücü sürenin geçmediğini, aksinin kabulü halinde dahi davanın dört ayrı davacı tarafından açıldığını, gerekçeye göre sadece davacılardan Bilgin Çoban yönünden hak düşürücü sürenin geçtiğinin dikkate alınması gerektiğini, anılan davacının öğrenme tarihinin diğer davacılara sirayet etmeyeceğini, davacılardan ... ve ...’nın temlik tarihinde hileli işlemden haberlerinin olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve hile hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu′nun (TBK) 36 ncı ve 39 uncu maddeleri ile 504/1 inci ve 506 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların mirasbırakanı ...’ın 07.07.2009 tarihinde öldüğü, geride eşi ve çocukları olan davacılar ..., ..., ... ve ...’in mirasçı olarak kaldığı, davalı ...'in mirasbırakanın kardeşi olduğu, davacılardan ...’nin kendisi adına asaleten, davacılar ... ve ... adına velayeten, diğer davacı ...’in bizzat Erzincan .... Noterliğinin 07.08.2009 tarih ve 6957 yevmiye nolu vekaletnamesi davalı ...’i vekil tayin ettikleri, davalının dava konusu 681 ada 19 parsel sayılı taşınmazı dava dışı ...’a, ...’ın 09.09.2009 tarihinde davalıya temlik ettiği; davacılardan ...’nin kendisi adına asaleten, davacılar ... ve ... adına velayeten, diğer davacı ...’in bizzat dava konusu 700 ada 2 parseldeki 3 nolu bağımsız bölümü 11.12.2009 tarihinde davalıya devrettikleri, davanın 03.09.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Somut olaya gelince; davacıların, durumun düzeleceği inancıyla üç yıl beklediklerine ancak geçen üç yıla rağmen aile büyüklerinin sorunu çözemediklerine ilişkin dava dilekçesindeki açıklama karşısında 700 ada 2 parseldeki 3 nolu bağımsız bölüm yönünden 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği; öte yandan, davacı ...’nin davacılar ... ve ... adına velayeten satış işlemini gerçekleştirdiği gözetildiğinde, temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.