"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/80 E., 2023/58 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili, davalı Hazine vekili, davalı ... Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacılar; ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında yol olarak haritasında gösterilen taşınmaz bölümünün, adlarına kayıtlı bulunan 741 ada 13 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde olduğunu iddia ederek, söz konusu taşınmaz bölümünün 13 parsel sayılı taşınmaza eklenerek adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir.
2. ..., dava konusu taşınmazın kadim yol olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesi istemiyle davaya katılmıştır.
II. CEVAP
Dahili davalı ...; dava konusu taşınmazın yetki alanında bulunmadığını belirterek davanın husumetten reddini savunmuştur.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, dava konusu yolun eskiden beri varolduğu ve kullanılageldiği, bu yolun bir süre önce kapatıldığı ancak kadastro çalışmaları sırasında tapu kayıtlarına yol olarak geçtiği, feri müdahilin taşınmazına ulaşılabilecek başka bir yolu da olmadığı belirlenerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.02.2018 tarihli, 2015/20943 Esas, 2018/549 Karar sayılı kararıyla; davanın TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkin olduğu, TMK'nın 713/3 üncü maddesi uyarınca bu nitelikteki davalarda Hazineye ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilmesi gerektiği ancak somut olayda taraf teşkilinin sağlanmadığı belirtilerek, 6360 sayılı Kanun uyarınca ...'nın da davaya dahil edilmesi ve TMK'nın 713/4 üncü ve 5 inci fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması gereğine değinilerek sair hususlar incelenmeksizin bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına göre, dava konusu (A) harfi ile gösterilen yerin davacılara ait 741 ada 13 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde olduğu, mahalli bilirkişilerin bu yerin kadim yol olmadığı, evvelinde tarım yapıldığı yönünde beyanda bulundukları, jeodezi ve fotogrametri uzmanlığı bulunan fen bilirkişisince incelenen 1973, 1984 ve 1986 tarihli hava fotoğraflarında (A) harfi ile gösterilen yerin yol olarak gözükmediği, tarım yapılan bir yer olduğu, ziraat bilirkişinin raporunda bu yerin 741 ada 13 parselle bütünlük gösterdiğinin belirtildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi tarafından düzenlenen 31.10.2022 tarihli bilirkişi raporuna ekli Ek-1 sayılı krokide (A) harfi ile gösterilen 42,88 metrekarelik kısmının davacılar adına kayıtlı Ordu ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 741 ada 13 parsel sayılı taşınmazla birleştirilerek davacılar ..., ... ve ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; (B) harfiyle gösterilen yer kadim yol olduğundan bu yere ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili davalı Hazine vekili, davalı ... Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz başvuru dilekçesinde; fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 31.10.2022 tarihli bilirkişi raporunun, gerek tanık beyanları ve gerekse mahalli bilirkişi beyanları ile çelişen, hatalı bir rapor olduğunu, bilirkişi raporuna ilişkin olarak yaptıkları itirazlarının karşılanmadığını, teknik bilirkişinin raporuna esas aldığı 1973, 1984 ve 1986 tarihli hava fotoğraflarına göre kadim yol tespiti yapılmasının mümkün olmadığını, taşınmazların hava fotoğraflarına göre dahi yol olduğunun tereddütsüz bir şekilde belirlenemediğini, bilirkişi raporunda, yapılan keşif ve gözlemler ile dinlenen mahalli bilirkişi ve tanığın beyanlarının dikkate alınmadığını, dava konusu taşınmazın en dik kısmında yol olduğu iddia edildiğini, fiilen böyle bir yol yapılmasının hiçbir mantıklı nedeni olmadığını, dava konusu taşınmazın hemen bitişiğinde geniş ve açık bir alan olduğunu, bu alan üzerinden yol olarak kullanılabilecek uygun bir yer olduğunu, fer’i müdahil ve davalı tarafın yol bulunduğu iddiasının mantıklı bir dayanağının olmadığını, yol bulunsa idi en azından arazinin diğer kısımlarına göre daha düz ve basık bir zemin oluşması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi vekili temyiz başvuru dilekçesinde; harca esas değerin eksik gösterildiğini, davacının kabul edilebilir bir zilyetliğinin bulunmadığını, taşınmazın tamamının fiiliyatta yol olarak kullanıldığını, tanık beyanları arasında çelişkiler bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; dava konusu yerin eski tarihlerden beri ihtiyacı olan halk tarafından kullanılmış olan ve halihazırda da kullanımına ihtiyaç duyulan bir yol olduğunu, dosya kapsamıyla tapu kaydının davacılara eldeki davayı açma ve takip hakkı sağlamadığını, tapu kaydına dayanamayan davacıların kullanımlarının malik olma iradesiyle ne kadarlık bir süreye ulaştığı hususunun da somut olarak tespit edilemediğini, ziraat bilirkişisinin raporunda yer alan tespitin soyut olduğunu, fiili durumla uyumsuzluk göstermesi ve daha önceki raporlarla çelişki içerisinde olması ve çelişkinin sebebine ilişkin açıklama getirmemesi sebepleriyle kabul edilemeyeceğini ve karara dayanak olamayacağını, ayrıca vekil eden Belediye aleyhine harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
Dahili davalı ... vekili; komisyon ve meclis kararı ile Büyükşehir Belediyesi’nin yetki alanının tespit edildiğini, dava konusu alanın Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluk alanı kapsamında sayılmadığını, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların karşılanmadığını, yasal hasım olmaları ve dava açılmasına sebebiyet vermedikleri için yargılama giderleri ve vekalet ücretinin vekil eden kuruma yükletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 16 ncı ve 17 inci maddeleri
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 nci maddesi
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekili ile davalı Hazine vekilinin tüm, davalı ... Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davanın niteliği gereği davalı ... Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı ... vekilinin davada yasal hasım konumunda bulunması nedeniyle, vekalet ücreti de dahil hiç bir yargılama giderinden sorumlu tutulamayacağı gözetilmeden aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması, davalı Hazine yargılama giderleri yönünden temyize gelmese de harç kamu düzenine ilişkin olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re'sen gözetilmesi zorunlu olduğundan davacıdan alınan harçların yasal hasım konumundaki Hazineden tahsiline karar verilmiş olması da doğru değildir.
3. Ne var ki, anılan hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla HUMK'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Hükmün 7 nci bendinin tümüyle hüküm yerinden çıkarılmasına,
2.Hükmün 8 nci bendinin tümüyle hüküm yerinden çıkarılarak yerine "300,00 TL vasıta ücreti, 2.020,00 TL bilirkişi ücreti, 657,60 TL tebligat, posta ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.977,60 TL yargılama giderinden, davanın kabul edilen bölümü gözetilerek yapılan hesaplama sonucunda 949,14 TL yargılama giderinin davalı Hazine'den alınarak davacılara verilmesine, kalan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına" sözcüklerinin yazılmasına,
3.Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı ... vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz itirazının kabulü ile hükmün 10 ncu bendinden yer alan "davalılardan" kelimesinin çıkarılarak yerine ''davalı Hazine'den'' sözcüklerinin yazılmasına,
Hükmün 6100 sayılı HMK'un geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7 nci maddesi uyarınca bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Temyiz eden Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Alınan peşin harçların istek halinde yatıranlara iadesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.