Logo

1. Hukuk Dairesi2023/3679 E. 2023/7237 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, taşınmazlarını hileli davranışlarla devralındığını iddia ederek, davalılara karşı tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Son kayıt maliki olan davalının kötü niyetli olduğuna dair yeterli delil bulunmadığı ve davacıların satış bedeli olarak çek almayı kabul ettikleri gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1161 E., 2021/839 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Hükmün kaldırılmasına- Hüküm kurulmasına yer olmadığına,

İLK DERECE MAHKEMESİ : Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/87 E., 2020/58 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve vekalet ücreti düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar dava dilekçelerinde; 132 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümün paydaşlarından olduklarını, taşınmazı satmak istediklerini, emlak işleri ile ilgilenen ...’ın kendileri ile irtibata geçtiğini ve davalı ... ile tanıştırdığını, davalı ...’ın kendilerine büyük bir iş adamı olarak tanıtıldığını, çek vermesi halinde mutlaka gününde ödeneceğinin söylendiğini, dava dışı paydaş ...’nin bedeli peşin istediğini, ona bedelin ödendiğini, kendilerine de 350.000,00 TL tutarlı çek cirolandığını, bir gün sonra taşınmazın ... isimli birine teklif edildiğini duyduklarını, bedelin ödeneceği yönünde sürekli oyalandıklarını, ...'ın 30.000,00 TL ödeme yaptığını, davalı ...’ın yirmi sekiz milyonluk gayrimenkul alıp insanları bu şekilde dolandırdığını öğrendiklerini, taşınmazın davalı ...’a devredildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

1.Davalı ... cevap dilekçesinde, 27 yıldır Serik’te ticaret yaptığını, maddi durumunun oldukça iyi olduğunu, taşınmazı emlakçı aracılığıyla tanıştığı ...’tan 410.000,00 TL bedel karşılığında aldığını, bedelin ipotek borçlusu olan şirkete gönderildiğini, davacıların ve diğer davalının kendisini dolandırmaya çalıştıklarını, tapuda gösterilen bedelin ödenmiş olduğunu, bedelin düşük gösterildiği iddiasının dinlenilemeyeceğini, taşınmazı iyi niyetli olarak edindiğini, diğer davalıyı hiç görmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ..., süresinde davaya cevap vermemiş aşamada davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; satış sözleşmesinde satış bedelinin nakden ve tamamen alındığının belirtildiği, davacıların satış bedeli olarak çek verildiği yönündeki iddialarına itibar edilemeyeceği, yazılı senette belirtilenin aksi yönündeki iddiaları davacıların yazılı delille ispat etmek zorunda olduğu, davacıların iddialarının kabulü halinde dahi davanın dinlenebilme olanağı olmadığı, davacıların dava konusu ettikleri taşınmazı satış iradeleri olduğu, taşınmazın satışı konusunda dava dışı üçüncü kişi olan ...'ı aracı kıldıklarında tartışma olmadığı, maliklerden dava dışı ...'nin payını davalı ...'a peşin sattığı ve sorun yaşamadığı, davacıların satış bedelini çek kabul etmek suretiyle aldıkları, çekin ifa yerine edim olarak verildiğinin açık olduğu, aksinin taraflar arasındaki yazılı satış sözleşmesi ile çelişik olduğu, bu hususa ilişkin hiçbir iddia ve ispatın da getirilemediği, satıcının çekin ödenmemesinden kaynaklı riski üstlenmiş olduğu, davalı ...'ın savunmaları yönünden irdeleme yapılmasına gerek olmasa da, bu davalı yönünden kötü niyetli hareket ederek ... ile işbirliği yaptığı yönünde inandırıcı delil ikame edilemediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tüm maliklerince davalı ...'ın hileli hareketleri ile acelece devredildiğini, Murat'ın kendisini iş adamı olarak tanıttığını, davacıların bedelin ödeneceğine ikna edildiklerini, mağdur edildiklerini, iradelerinin fesada uğratıldığını, davalıların başkalarını da dolandırdıklarını, hilenin her türlü delil ile ispatının mümkün olduğunu, taşınmazın kısa süre sonra bedelinin çok altında diğer davalıya satıldığını, vekalet ücretinin de fazla hesapladığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu ancak davacıların paylarına isabet eden değer üzerinden aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken taşınmazın tamamının değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına vekalet ücreti düzeltilerek yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazları hariç olmak üzere istinaf dilekçelerindeki nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36 ve 39 uncu maddeleri

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023 ve 1024 üncü maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içeriğinden, dava konusu 132 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümün 4/22 payı davacı ..., 9/22 payı davacı ..., 9 /22 payı ise dava dışı ... adına kayıtlı iken 03.11.2017 tarihinde paydaşların paylarını davalı ...'a satış suretiyle temlik ettikleri, davalı ...'ın da taşınmazı 22.11.2017 tarihinde davalı ...'e devrettiği, davacı ...'nın 04.05.2021 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davalı oğlu ... ile dava dışı kızı ...'nin kaldığı anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle son kayıt maliki olan davalı ...'in kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olduğuna göre davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sbeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nin 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.