"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kadastro sırasında ... İli, Merkez İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 7 parsel sayılı 2.238,08 m² yüzölçümlü taşınmazın davalı Hazine adına tescil edildiğini, oysa bu taşınmazın 900 m²'lik bölümünün ... Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğü'nden 90.000,00 TL bedel ile davacı ... ...'nce satın alındığını, tapunun 16.02.1987 tarihinde davacıya devredildiğini ve uzun yıllar boyunca davacı İdarece halıcılık okulu olarak kullanıldığını ileri sürerek taşınmazın 900 m²'lik bölümünün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile takyidatlardan ari olarak davacı adına tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1986 yılı itibariyle ödenen 90.000,00 TL bedelin dava tarihindeki alım gücü hesaplanarak, uyarlanarak ve yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; halı kursu binası ve lojmanı nitelikli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, taşınmazın kadastro tutanağında zabıt defterinin 340 cilt, 92 sahife, 98 sırasında kayıtlı taşınmazın uygulamasından geldiğinin belirtildiğini, aynı köyde daha önce görülen ... Kadastro Mahkemesi 2000/45 E. 2001/74 K. sayılı tespite itiraz davasında da 340 cilt, 92 sahife, 98 sıralı taşınmazın 131 ada 1 parsel numaralı taşınmaz olduğu belirtilerek karar verildiğini, davalı ... İdaresinin iddiasında belirtilen zabıt defteri cilt 5, sayfa 23, sıra 43'te kayıtlı taşınmazın ise tesis kadastrosunda uygulanmadığının saptandığını belirterek re’sen dikkate alınacak diğer nedenlerle de davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tapu iptali ve tescil talebi yönünden hak düşürücü sürenin geçtiği, terditli tazminat talebi yönünden davalının süresinde zamanaşımı definde bulunmadığı, 16.02.1987 tarihinde ödenen 90.000 TL’nin güncel değerinin talep edildiği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin dava şartı yokluğundan usulden reddine, terditli olarak açılan davanın kısmen kabulü ile 3.654,53 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacağın zamanaşımına uğradığını, zilyetliğin davacıya devredilmesi nedeniyle zamanaşımı definde bulunulamayacağı yönündeki kabulün hatalı olduğunu, davanın esastan reddedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tapu iptali ve tescil talebi yönünden hak düşürücü sürenin geçtiği, tazminat talebine karşı davalının süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunmadığı, terditli tazminat talebinin reddedilen kısmına ilişkin olarak davalı lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri temyiz dilekçelerinde istinaf dilekçelerindeki hususları tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil, bu mümkün olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13. Maddesi uyarınca tapuda kayıtlı taşınmaz mal:
A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa;
a) Kayıt sahibi adına,
b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına,
c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına … tespit olunur.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca; tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;
A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.
D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.
Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakkında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca; Madde 12 – 30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir.
Kadastro müdürü tarafından onaylanarak kesinleşen tutanaklar ile kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararları; kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde tapu kütüklerine kaydedilir.
Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.
Kadastrosu tamamlanan çalışma alanı içerisinde kalan eski tapu kayıtları, işleme tabi kayıt niteliğini kaybederler. Bu kayıtlara dayanılarak kadastro ve tapu sicil müdürlüklerinde işlem yapılamaz.
Kesinleşmemiş tutanaklar herhangi bir nedenle tapuya tescil edilmişse, iddia ve taşınmazın niteliğine bakılmaksızın, taşınmazı tescil tarihinden itibaren 20 yıl müddetle malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduranlar ile bunların akdi ve kanuni halefleri açılmış ve açılacak olan davalarda medeni kanunun tapuya itimat prensibinden yararlanırlar.
3. Değerlendirme
Dosyanın incelenmesinde, çekişmeli 102 ada 7 parsel sayılı 2.238,08 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 09/07/1999 tarihinde 29/04/1970 tarihli ve 98 sıra numaralı tapu kaydına dayalı olarak Hazine adına tespit edildiğini, tespitin 20/07/2000 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği, davacının dayanağı olan 16/02/1987 tarihli ve 28 sıra numaralı tapunun herhangi bir taşınmaza uygulanmadığı ve davalı Hazine'ye ait 30/06/1986 tarihli ve 43 sıra numaralı tapuda kayıtlı taşınmazın 90.000,00 TL bedel ile davacıya satışı ile oluştuğu anlaşılmıştır.
Davaya konu taşınmazın tesis kadastrosu 20/07/2000 tarihinde kesinleşmiş olup dava 04/05/2021 tarihinde açıldığına göre dava tarihinde hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Mahkemece davacının 16/02/1987 tarihindeki satış nedeniyle ödediği 90.000,00 TL bedelin dava tarihindeki güncellenmiş değerinin davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08/12/2022 tarihli ve 2020/(16)1-691 Esas, 2022/1680 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 3402 sayılı Kanun’un 12. maddesinin 3. fıkrasında hak düşürücü süre içinde açılacak davada ileri sürülecek hakkın türü bakımından herhangi bir ayrıma yer verilmemiş olup tapu sicilinde kararlılık sağlanması, sicillerin bozulmaması, belli bir süre geçtikten sonra yargı organlarınca bu sicillerin tartışma konusu yapılmaması amacıyla düzenlenen hak düşürücü süre kamu düzenindendir. Hak düşürücü sürenin dolması halinde bir hakkın yalnızca dava edilebilirliği değil kendisi de ortadan kalkmaktadır.
Somut olayda da davacının kadastrodan önceki satış işlemi ile oluşan tapu kaydı nedeniyle dayandığı hak Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi ile ortadan kalkmıştır. Anılan kanun hükmüne göre uyuşmazlık konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı olduğunu ispat etme olanağı bulunmayan davacının dava tarihi itibariyle tazminata hak kazanabilmesi için sebepsiz zenginleşmede ileri sürülen “haklı sebep olmaksızın diğer tarafın zenginleştiği” iddiasını ispat edemeyeceği de açıktır. Zira bu unsurun ancak davacının uyuşmazlık konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı olduğunu ispat etmesi sonucunda ortaya çıkacağı açıktır.
Hal böyle olunca Mahkemece davanın tapu iptali ve tescil ile terditli olarak bedel talepleri yönünden reddedilmesi gerekirken hatalı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazlarının reddi ile davalının temyiz itirazlarının kabulü gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06/07/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.