"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/234 E., 2022/174 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul Kısmen Ret
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil ile bedel istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, kısmen açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararın temyiz edilmesi üzerine hüküm, Dairenin 21.04.2022 tarih, 2022/755 Esas, 2022/3381 Karar sayılı kararıyla bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, kısmen açılmamış sayılmasına karar verilmiş; kararın asıl davada davalı ... ve asıl davada davalı birleştirilen davada davacı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı ...; mirasbırakan babası ...’in 53 ada 49, 250 ada 110 parsel ile 122 parsel sayılı taşınmazları bir kısım davalının mirasbırakanı olan kızı ...’ye; 91, 120 ada 44, 377, 87, 88, 188, 189 parsel sayılı taşınmazları davalı kızı ...’e; 120 ada 8 parsel sayılı taşınmazı davalı torunu Kerim’e satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, dava konusu bir kısım taşınmazın temlikinde ara malik olarak dahili davalılar ... ile ...’ın yer aldığını ileri sürerek davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazların terekeye iadesine, mirasbırakanın banka hesabındaki paranın paylaştırılmasına, ...’ye temlik edilen dava konusu 53 ada 49 parsel ile 122 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki limon bahçelerinden elde edilen gelir yönünden ecrimisile karar verilmesini istemiş; yargılama sırasında 30.04.2013 tarihli dilekçe ile ecrimisil ve paranın paylaştırılmasına ilişkin talebini atiye terk ettiğini bildirmiştir.
Birleştirilen davada davacı ..., ... mirasçılarına karşı yönelttiği davasında; mirasbırakan babası ...’in dava konusu 250 ada 110, 53 ada 49 parsel ile 122 parsel sayılı taşınmazları mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak müteveffa kızı ...’ye satış yoluyla temlik ettiğini ileri sürerek anılan taşınmazlar yönünden miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalılar ..., ..., ... ... (... mirasçıları); talepler yönünden davanın tefriki gerektiğini, taleplerin açık olmadığını, satış tarihinden değil, mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren gelir talebinde bulunulabileceğini, ancak bunun için de öncelikle iptal tescil davasının kabul edilmesi gerektiğini, banka hesabındaki para ile ilgili araştırma yapılmadan talepte bulunulmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanın yaşlılık nedeniyle taşınmazlarıyla ilgilenemediği için satış kararı aldığını, satış bedellerini banka hesabında muhafaza ettiğini, dava konusu 122 parselin mirasbırakan tarafından ...’ya satıldığını, bu taşınmazı adı geçenden satın aldıklarını ve limon bahçesi yaptıklarını, ...’nin alım gücü bulunduğunu, mirasbırakan ile ...’nin dava dışı 2603 parseldeki hisselerini davacı ... ile birleştirilen davada davacı ...’e devrettiklerini, ...’nin mirasbırakan babasına baktığını, dava konusu 250 ada 110 parsel üzerine yapılan evde mirasbırakan ile ölünceye kadar birlikte yaşadıklarını, satış işlemlerinin gerçek olup bedelin düşük olmasının muvazaanın kanıtı olamayacağını, semenin mutlaka para olması gerekmeyip emek ya da hizmet de olabileceğini belirterek asıl ve birleştirilen davanın reddini istemişlerdir.
Asıl davada davalı ... (birleştirilen davanın davacısı) aşamalarda; asıl davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalı ... aşamalarda; muvazaa iddiasının doğru olmadığını, mirasbırakan dedesinin yaşlılık nedeniyle ilgilenemediği için tüm taşınmazlarını satıp parasını bankaya yatırdığını, dava konusu 120 ada 8 parsel sayılı taşınmazı bedelini ödemek suretiyle gerçek bir satış işlemiyle mirasbırakandan edindiğini, alım gücü bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Dahili davalı ...; davaya dahil edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu 122 parsel sayılı taşınmazı gerçek bir satış işlemiyle 2.200 TL bedelle mirasbırakandan satın aldığını, bilahare satış ihtiyacı doğduğunu ve davalı ...’ın bu taşınmazı 2.400 TL bedelle eşi ... üzerine satın aldığını, mirasbırakanın paraya ihtiyacı olduğundan değil, yaşı itibarıyla çiftçilik yapamadığından taşınmazlarını sattığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dahili davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.04.2015 tarihli ve 2007/87 Esas, 2015/370 Karar sayılı kararıyla; iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine; takipsiz bırakıldığı için işlemden kaldırılan birleştirilen davanın ise açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Dairenin 19.11.2018 tarihli ve 2015/18729 Esas, 2018/14649 Karar sayılı kararıyla; 20.12.2002 tarihli mirasbırakanın da imzasının yer aldığı belge içeriğine göre; 53 ada 49 parsel sayılı taşınmaz ile 250 ada 110 parsel sayılı taşınmazın davalı ...’ye, dava dışı 2600 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının davalı ...’e, 1/2 payının davacı ...’e satış suretiyle temlik edildiğinin mirasbırakan ve tüm çocukları (Mehmet, ... ve ...) tarafından kabul edildiği, ... ve ... aleyhine açılan dava ile 250 ada 110 parsel ile 49 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, 120 ada 8 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından Kerim’e temlik edildiği, mirasçılardan ... tarafından 120 ada 8 parsel için açılan tapu iptal ve tescil davasında temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle iptal tescile karar verildiği ve hükmün kesinleştiği, ancak diğer taşınmazlar yönünden hükme yeterli araştırma yapılmadığı, 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden güçlü delilin göz ardı edildiği, 8 parsel sayılı taşınmaz bakımından muvazaa olgusunun hükmen saptandığı gözetilerek davanın kabul edilmesi, diğer taşınmazlar yönünden dinlenen tanıklar yeniden çağrılarak temliklerin mal kaçırma amaçlı olup olmadığının (mirasbırakanın davacıya da taşınmaz temlik ettiği gözetilerek) açıklığa kavuşturulması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl davada davanın reddine ilişkin verilen karar bozulmuş; Dairenin 23.05.2019 tarihli 2019/1128 Esas, 2019/3343 Karar sayılı kararıyla; davacı ..., davalı ... ile ... mirasçıları olan davalılar ..., ..., ... ve ... vekilinin karar düzeltme istemlerinin reddine karar verilmiştir.
C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.11.2021 tarih, 2019/311 Esas, 2021/397 Karar sayılı kararıyla; asıl davada ecrimisil ve bankadaki para yönünden talepler atiye bırakıldığından bu yönden davanın açılmamış sayılmasına, birleştirilen davada davacı ...’nun davası hakkında daha önce işlemden kaldırılıp davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar bozma dışında kalarak kesinleştiği için birleştirilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl davanın dava konusu 250 ada 110, 53 ada 49 ve 122 parsel sayılı taşınmazlar yönünden reddine, asıl davada dava konusu 91, 377, 188, 189, 120 ada 44 parsel sayılı taşınmazlar yönünden temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davalı ... hakkındaki davanın kabulü ile davacı ...’in miras payı oranında iptal tescile; davalı ... adına kayıtlı dava konusu diğer 87 ve 88 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise dahili davalılar ... ile ... hakkındaki davanın reddine, asıl davada dava konusu 120 ada 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalı ... hakkındaki davanın kabulü ile davacı ...’in miras payı oranında iptal tescile karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı ... ile asıl davada davalı ... temyiz isteminde bulunmuşlardır.
E. İkinci Bozma Kararı
Dairenin 21.04.2022 tarih, 2022/755 Esas, 2022/3381 Karar sayılı kararıyla; asıl davanın konusu bir kısım davalıların mirasbırakanı ...’ye temlik edilen 53 ada 49, 250 ada 110 parsel sayılı taşınmazlar yönünden hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda, dava konusu 122 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca araştırma yapılarak temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının ispatlanamadığı gözetilerek bu taşınmazlar yönünden ... mirasçıları olan bir kısım davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, asıl davaya konu davalı ...’e temlik edilen 120 ada 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş olmasında da bir isabetsizlik olmadığı, ... mirasçıları olan bir kısım davalılar hakkında dava konusu 53 ada 49, 250 ada 110 ve 122 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiş olup reddedilen bu kısımla ilgili olarak davacı aleyhine maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesinin doğru olmadığı, davalı ... yönünden dava konusu 120 ada 8 parsel sayılı taşınmazla ilgili davacının miras payı oranında iptal tescile karar verilmiş olup davacının miras payına isabet eden değer üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek dava konusu 120 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tamamının keşfen saptanan değeri olan 60.510,00 TL üzerinden fazla nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesinin de doğru olmadığı, ayrıca asıl davada davalı ... adına kayıtlı dava konusu 87 ve 88 parsel sayılı taşınmazlar bakımından gerekçe kısmında davalı ... yönünden bu parsellerle ilgili davanın kabulüne karar verildiği belirtildiği halde hüküm kısmında bu parsellerle ilgili davalı ... hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemesinin HMK’nın 297/2. maddesine aykırılık teşkil ettiği ve bu iki parselle ilgili hüküm kısmında kayıt maliki olmayan dahili davalılar ... ve ... hakkındaki davanın reddine şeklinde hüküm kurulmasının da doğru olmadığı; öte yandan, asıl davada dava konusu 188 ve 189 parsel sayılı taşınmazlarda mirasbırakandan davalı ...’e 1/4’er pay geçtiği halde mirasbırakandan geçen pay oranları nazara alınmaksızın iptal tescile karar verilmesinin de hatalı olduğu ancak bu hususun temyiz konusu edilmediğinden bozma nedeni yapılmadığı belirtilerek değinilen yönlerden karar bozulmuştur.
F. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.10.2022 tarih, 2022/234 Esas, 2022/174 Karar sayılı kararıyla; asıl davada ... mirasçılarına karşı açılan davanın reddine, asıl davanın davalı ... yönünden kabulü ile dava konusu 91, 377, 188, 189 ve 120 ada 44 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının asıl davada davacı ...’nin miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline, asıl davaya konu 87 ve 88 parsel sayılı taşınmazlar yönünden dahili davalılar ... ve ...'a yönelik davada karar verilmesine yer olmadığına, asıl davada davalı ... yönünden davanın kabulü ile dava konusu 120 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının asıl davada davacı ...’nin miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline, asıl davada ecrimisil ve bankadaki paraya ilişkin davanın açılmamış sayılmasına, 02.12.2022 tarihli tavzih şerhi ile asıl dava davalı ... yönünden kabul edildiğinden dava konusu 87 ve 88 parsel sayılı taşınmazlar bakımından da asıl davada davacı ...’nin miras payı oranında davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı ... vekili ile asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davalı birleştirilen davada davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının iddiasını kanıtlayamadığını, soyut tanık beyanlarına itibar edilerek karar verildiğini, mirasbırakanın tüm çocuklarına taşınmaz verdiği ve davalının alım gücünün bulunduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Asıl davada davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının, parasını ödemek suretiyle davaya konu taşınmazı satın aldığını, Silifke-... köyünde aynı tarihlerde eşi adına da bir taşınmaz aldığını, inşaat işi ile iştigal ettiğini, maddi durumunun iyi olduğunu, tanık beyanlarından ve toplanan delillerden mirasbırakanın eşinin ölümünden sonra ilgilenemeyeceği için dava konusu taşınmazlarını satmak istediğinin anlaşıldığını, satış bedelini bankaya yatırdığını, delillerin hatalı değerlendirildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen dava; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil; asıl davada ayrıca ecrimisil ve alacak istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’in 18.02.2007 tarihinde öldüğü, geride asıl davada davacı olan oğlu Mehmet, asıl davada davalı birleştirilen davada davalı olan kızı ... ile 2003 yılında ölen kızı ...’nin mirasçıları olan asıl ve birleştirilen davada davalılar ..., ..., ... ve ...’ın mirasçı olarak kaldığı, asıl davada davalı ...’in davacı ...’in oğlu olduğu, mirasbırakanın 07.11.1994 tarihinde 250 ada 110 ve 20.02.1995 tarihinde 53 ada 49 parsel sayılı taşınmazlarını kızı olan ...’ye; 07.02.1995 tarihinde 122 parsel sayılı taşınmazını asıl davada dahili davalı ... ’a, ...’ın da 31.10.1996 tarihinde taşınmazı ...’ye devrettiği; mirasbırakanın 16.11.2005 tarihinde 87, 88, 120 ada 44 parsel sayılı taşınmazlarını asıl davada dahili davalı olan ...’a, ...’ın da 08.11.2006 tarihinde taşınmazları ...’e devrettiği; mirasbırakanın 29.12.2005 tarihinde 91, 377, 188 ve 189 parsel sayılı taşınmazlarını asıl davada davalı birleştirilen davada davalı olan kızı ...’e; 07.12.2005 tarihinde 120 ada 8 parsel sayılı taşınmazını asıl davada davalı olan torunu Kerim’e satış suretiyle temlik ettiği, 120 ada 8 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili daha önce ... tarafından açılan dava neticesinde Silifke 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/216 Esas, 2013/31 Karar sayılı 18.01.2013 tarihli kararı ile temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği ve kararın derecattan geçerek 01.12.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Somut olaya gelince; Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.11.2021 tarih, 2019/311 Esas, 2021/397 Karar sayılı kararıyla; asıl davada davalı ... adına kayıtlı dava konusu edilen 91, 377, 188, 189, 120 ada 44 parsel sayılı taşınmazlar yönünden temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, anılan taşınmazların davacı ...’in miras payı oranında tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline karar verildiği, kararın asıl davada davalı ... tarafından temyiz edilmediği gözetildiğinde dava konusu edilen 91, 377, 188, 189, 120 ada 44 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacı lehine kazanılmış hak (usuli müktesep hak) oluştuğu, asıl davaya konu davalı ... adına kayıtlı 87 ve 88 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise temliklerin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak karar verildiği; öte yandan, dava konusu 120 ada 8 parsele yönelik verilen Silifke 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/216 Esas, 2013/31 Karar sayılı kararının eldeki davada güçlü delil teşkil edeceği gözetildiğinde, temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; asıl davada davalı ... vekili ile asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ... Doğan vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
4. Ne var ki, doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca dava konusu 189 parsel sayılı taşınmazın Kocapınar mahallesinde bulunmasına rağmen hükümde hatalı olarak farklı bir mahalle adının yazılması doğru değil ise de anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Asıl davada davalı ... vekili ile asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Mahkeme kararının (B) harfli fıkrasında geçen “Mersin İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 189 sayılı parsel” ibaresi hükümden çıkarılarak yerine "Mersin İli, Silifke İlçesi, Kocapınar Mahallesi 189 sayılı parsel” ibaresinin yazılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.