Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4021 E. 2024/4294 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş kadastro mahkemesi kararıyla belirlenen taşınmaz sınırlarına rağmen, davacının 1988 yılındaki ifraz işleminin iptali ve tapu kayıtlarının düzeltilmesi talebiyle açtığı tapu iptal ve tescil davasının reddinin hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro mahkemesinin taşınmazların yüzölçümlerini belirleyerek tapuya tesciline hükmettiği kararın kesin hüküm oluşturması ve davacının aynı amacı elde etmek üzere farklı gerekçelerle dava açmasının mümkün olmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2535 E., 2023/442 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/120 E., 2021/169 K.

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davaya konu parsellerin evveliyatı 20100 metrekarelik alana sahip bir parsel iken 18.04.1988 tarihinde yapılan ifraz neticesinde 10050 metrekarelik iki eşit parsele bölünüp 3408 ve 3409 numaralı parsele dönüştüğünü, komşu parsel satıldıktan sonra yeni maliki ile sorun yaşamaya başladığını, yaşanan sorunlar nedeni ile müvekkili tarafından Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/577 Esas sayılı dosyası ile müdahalenin men'i davası açıldığını, bu konuda çelişkili raporların ortaya çıkması nedeni ile Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin Kadastro Müdürlüğü'nün yapacağı 22/A çalışmasının sonucunu bekleme kararı verdiğini, Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan 22/A çalışmaları neticesinde davaya konu parsellerin, 852 ve 853 numaralı parseller olarak tespit edildiğini, yapılan ölçümlerde mevcut fiili sınırın aynen korunduğunu, davaya konu her iki parselin alanın da 10050 metrekare iken 852 numaralı parselin alanı 10079 metrekareye, 853 numaralı parselin alanı 10057 metrekareye yükseltildiğini, bu kez davalının Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan 22/A çalışmasına karşı Mersin Kadastro Mahkemesinin 2014/661 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, yapılan yargılama ve bilirkişi incelemesinden sonra, müvekkilinin ilk ifraz neticesinde eşit olarak tespit edilen ve 30 yılı aşkın bir süredir fiilen kullandığı alanın 10050 metrekareden 9635 metrekareye düşürüldüğünü, davalının parselini kullandığı alanın ise 10050 metrekareden 10501 metrekareye yükseltildiğini ileri sürerek tarafların iradelerine aykırı olarak yapılan ifraz işleminin iptali ile tarafların ortak iradelerine uygun olarak eşit şekilde yeniden yapılmasına ve tapu kayıtlarının ve kadastro tutanaklarının buna göre düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; zamanaşımı , husumet itirazında bulunmuş ve Mersin Kadastro Mahkemesinin 2014/661 Esas sayılı dosyası üzerinden taşınmazların gerçek sınırlarının tespit edildiğini ve kesinleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mersin Kadastro Mahkemesi'nin 2014/661 Esas sayılı dosyasında tarafları aynı olan davada 301 ada 853 parsel ve 301 ada 852 parsel sayılı taşınmazların 3402 sayılı Yasa'nın 22/A maddesine göre yapılan tespitlerinin iptaline, 301 ada 852 parselin yüz ölçümünün 9.635,12 m2 ve 301 ada 853 parselin yüz ölçümünün 10.502,40 m2 olarak tapu kütüğüne aktarılmasına karar verildiği, kararın 09.11.2018 tarihinde kesinleştiği ve tapuya tescil olunduğu belirlenerek kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; eksik inceleme ile karar verildiğini, taleplerinin gerekçede belirtilen davalarla hiçbir ilgisinin olmadığını, 1988 yılında yapılan hatalı ifrazın sözü edilen davalarda da nazara alınmasının isabetsiz olduğunu, eldeki davadaki taleplerinin sözü edilen diğer davalarda nazara alınmadığını, yapılan ifrazın tarafların ortak iradesine aykırı bulunduğunu, davalı tarafın taşınmazını 10050,00 m² olarak satın aldığını, bunu bilerek satın alması nedeniyle iyiniyet iddiasında bulunamayacağını, davalının, müvekkilinin amca oğlu olup müvekkilinin babasının da davalının amcası olmakla 20.100,00 m²'lik taşınmazın eşit olarak bölündüğünü bilmesi nedeniyle iyi niyet iddiasında bulunamayacağını, davalının hatalı olarak 1988 yılında yapılan ifrazdan yararlanmakla kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin tarlasının 9500,00 m²'ye düştüğü, davalının tarlasının ise yüz ölçümünün arttığını, hakkaniyete aykırı bu durumun değerlendirilmeden karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mersin Kadastro Mahkemesinin 2014/661 Esas, 2017/272 Karar sayılı kararının "kesin hüküm" niteliğinde olduğu, taraflar arasındaki mülkiyet ihtilafının Kadastro Mahkemesi'nin sözü edilen kararının kesinleşmesi ile son bulduğu, taraflara ait taşınmazların kesinleşen yüz ölçümlerine göre tapuya tescillerinin sağlandığı, davacının aynı amacı elde etmek üzere değişik mülahazalarla dava açmasının mümkün olmadığı, yine davalının Türk Medeni Kanunu'nun 1023 üncü maddesinde düzenlenen, "Tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan 3. kişinin bu kazanımı korunur" hükmünden de yararlanacağı belirlenerek davacı tarafın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-i bendi ve 303 üncü maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mersin Kadastro Mahkemesi'nin 2014/661 Esas sayılı dosyasında davacının ..., davalıların Maliye Hazinesi, ... oldukları, Mersin ili, Akdeniz ilçesi, Kazanlı Mahallesi 301 ada 853 parsel ve 301 ada 852 parsel sayılı taşınmazların 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/A maddesine göre yapılan tespitlerinin iptaline, 301 ada 852 parselin yüzölçümünün 9.635,12 m2 ve 301 ada 853 parselin yüzölçümünün 10.502,40 m2 olarak tapu kütüğüne aktarılmasına karar verildiği ve kararın 09.11.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.06.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.