Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4062 E. 2025/2699 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle yapılan tapu devirlerinin iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, 6 parsel sayılı taşınmazı eski parsel numarası üzerinden hükme konu etmesinin ve 1021 ada 3 parselde davalı adına kayıtlı payın tamamını iptal edip davacı adına tescile karar verirken kalan payı açıkta bırakmasının hatalı olduğu, ancak bu hususların düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/431 E., 2023/115 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davalılar ... vekili ile ... vekili tarafından adli yardım ve duruşma istekli temyiz edilmekle; davalı ...'ın adli yardım isteğinin kabulüne karar verilip kesinlik, süre, temyiz şartları ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 27.05.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden dahili davalı ... ve vekili Avukat ... ile temyiz eden davalı vekili .... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davacı vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ...; ölen eşinin yeğenleri olan dava dışı ... ve ...'ın tehdit ve baskı ile kendisinden vekaletname aldıklarını ve bu vekalete dayanarak eşinden kalan dava konusu taşınmazlardaki paylarının vekil ... tarafından kardeşi ...'a devredildiğini, ...'ın da bu taşınmazları davalı ...'ya aktardığını; işlemlerin tehdit ve baskı ile alınan vekaletnamenin kötüye kullanılması suretiyle el ve iş birliği içerisinde muvazaalı olarak gerçekleştirildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş; bozmadan sonra 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 125. maddesi gereğince dava konusu 629 ada 30 parsel dışındaki diğer 8 parça taşınmaz bakımından tapu iptali ve tescil isteğini yeni malik dava dışı ...'a yöneltmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ...; taşınmazları iyiniyetli olarak satın aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ...; taşınmazların satışının davacı da dahil olmak üzere tüm mirasçıların istek ve iradesi doğrultusunda yapıldığını, satış bedellerinin ödendiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, vekil ...'ın vekalet görevini kötüye kullanarak taşınmazları ...'a devrettiği kabul edilse dahi üçüncü kişi konumundaki davalının kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairemizin 11.04.2017 tarihli ve 2016/11105 Esas, 2017/1835 Karar sayılı kararı ile; dosya içeriği ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazların davacı payına isabet eden değerleri ile davacıya ödendiği belirtilen bedel arasında aşırı fark bulunduğu; davacının paylarının satışında kullanılan vekaletnamenin ... ve ... tarafından yaratılan baskı ve tehdit sonucunda alındığı ve vekil ... ile kardeşi ... arasındaki satış işleminin de danışıklı biçimde gerçekleştirildiği; diğer taraftan, söz konusu baskı ve tehditin vekaletname alınmasının daha öncesinden süregeldiği ve davacının iradesi bozulmak suretiyle kendisine ... ile ...'tan herhangi bir hak ve alacağının kalmadığına dair 03.03.2010 tarihli "gayrimenkul ve zilyetlik devir ve satış senedidir" başlıklı harici belgenin imzalatıldığı, yine aynı tarihte İcra Müdürlüğünün 2009/3 sayılı satış dosyasına da benzer içerikte beyanda bulunmasının sağlandığı; öte yandan, ...'den satın almış gözüktüğü taşınmazları kullanmayan, satış bedelini ödediğini de hukuken geçerli bir delille kanıtlanamayan, sonrasında da ... aleyhine danışıklı olarak açtığı 2012/96 Esas sayılı dava sonucunda da 629 ada 30 nolu parsel dışındaki diğer 8 parça taşınmazı tekrar ...'ye aktaran davalı ...'nın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1023. maddesi kapsamında iyiniyetli sayılmasına da olanak bulunmadığı, ne var ki, 629 ada 30 nolu parsel dışındaki diğer 8 parça taşınmazın eldeki davanın yargılaması sırasında kesinleşen 2012/96 Esas sayılı dava sonucunda mülkiyetlerinin TMK'nın 705. maddesi uyarınca ...'ye geçtiği gözetildiğinde, HMK'nın 125/1. maddesinde düzenlenen usul kuralının uygulanması gerektiği, bununla birlikte, dava konusu aşınmazlardan 629 ada 30 parsel sayılı taşınmazın çap (tapu) kaydının da dosyaya getirtilmediği, hâl böyle olunca; öncelikle, 2012/96 Esas sayılı dava sonucunda mülkiyetleri TMK'nın 705. maddesi uyarınca ...'ye geçen taşınmazlar bakımından davacıya HMK'nın 125/1. maddesinde düzenlenen seçimlik hakkın kullanılması imkanının tanınması; davasını tapu iptali ve tescil olarak ...'ye karşı devam ettirmesi halinde, tapu sicil kaydının 2012/96 Esas sayılı dava ile kesinleşen karara uygun hale getirilmesi için önel verilmesi ve ondan sonra bir hüküm kurulması; ayrıca, 629 ada 30 parsel sayılı taşınmazın çap (tapu) kaydının da dosyaya getirtilerek hüküm kapsamına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle karar bozulmuş, davalı vekilinin karar düzeltme isteği Dairemizin 21.03.2018 tarihli ve 2017/3346 Esas, 2018/7965 Karar sayılı kararıyla reddedilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin ilâm başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararındaki gerekçe benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... vekili; davacının eşi olan muris .... öldükten sonra mirasçılarına intikal eden taşınmazlara ilişkin olarak ortaklığın giderilmesi davası görülmekte iken satış kararı verileceği sırada davacı da dahil olmak üzere tüm mirasçıların kendi aralarında davalı ...'ye satışı hususunda anlaştıklarını, mirasçı sayısının fazla olması sebebiyle kolaylık sağlanması için dava dışı ...'a vekaletname verildiğini, devirlerin vekil eliyle gerçekleştirildiğini, taşınmazların ortaklığın giderilmesi davasında bilirkişi tarafından belirlenen değerin çok üstünde bedellerle davalı ... tarafından satın alındığını, ancak zamanla ekonomik olarak güç duruma düştüğünden taşınmazların bir kısmını diğer davalı ...'e sattığını, sattıktan sonra taşınmazların değerlerinde artış meydana geldiğini, davalı ...'in, aleyhine eldeki davanın açılması ve oğlunun öldürüleceği yönünde tehdit edilmesi sonucunda taşınmazları almaktan vazgeçtiğini ve ödediği paraları da geri alabilmek için davalı ... aleyhine 2012/96 Esas sayılı davayı açtığını, bozmadan sonra verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava davalı ...'ye yöneltilmeden önce dinlenen .... ve ....'ın beyanlarının delil olarak kullanılamayacağını, aksi halde yeniden dinlenerek davalı ...'nin onlara soru sorma hakkını kullanmasının sağlanması gerektiğini, davalının adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, tanıkların davalı ...'nin taşınmazlara hukuka uygun şekilde malik olduklarını beyan ettiklerini, Yargıtayca taşınmazların satış tarihindeki değerlerin değil satıştan dört yıl sonraki değerlerin dikkate alındığını, bu şekilde aşırı fark tespitinin hatalı olduğunu, satın alma işlemlerinin hukuka uygun yapıldığını, Yargıtayca benzer davada çelişkili karar verildiğini, bir kimsenin İstanbul'dan gelip yüzlerce insanın elinden kandırarak baskı ve tehditle çok sayıda taşınmaz aldığını kabul etmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, hiçbir maddi dayanağı bulunmayan ithamların haksız olup kabul edilemeyeceğini, bu hususta yapılan değerlendirmenin gerekçeli kararda tartışılmadığını belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı ... vekili; davalı ...'in iyiniyetli olup olmadığının dava tarihine göre değil, taşınmazları devraldığı tarihe göre yapılması gerektiğini, Yargıtayca yalnızca 2012/96 Esas sayılı dosya dayanak olarak gösterilerek davalının iyiniyetli olmadığı yönünde gerekçe oluşturulmuş ise de yalnızca bu davanın açılmış olmasının kötü niyetin ispatı için yeterli olmadığını, zira davalının bu davayı açmakla yalnızca kanuni düzenlemelerin kendisine tanımış olduğu yasal hakları kullandığını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilmesinin veya bilmesi gerektiğinin davalı ...'ten beklenemeyeceğini, kaldı ki daha sonra yapılan devir işleminin dahi geçerli bir sebebi bulunduğunun kesinleşmiş mahkeme kararı ile de sabit olduğunu, taşınmazların tamamının bedelinin izale-i şuyu memurluğunun 2009/3 sayılı dosyası üzerinden davacıya ödendiğini, Kıralan köyü 547 parsel dışındaki taşınmazların davacı tarafından verilen Bakırköy 29. Noterliğince tanzim edilmiş vekaletname ile devredilmediğini, davacının tehdit ile tapu devri iddiasını ispatlayamadığını, taşınmazların değerleri devirden sonra arttığından davacının kötü niyetle, maddi menfaat temin etme amacıyla eldeki davayı açtığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacı, geçen süre içinde yargılamanın her aşamasında davalı ... ile davalı ... arasında muvazaalı işlem yapıldığını iddia etmişse de bu iddialarını hiçbir yolla ispatlayamadığını, kaldı ki ispatlamasının da mümkün olmadığını belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, ölen kocasından intikal eden davaya konu 274, 370, 6, 1036 ada 47, 240 ada 29, 629 ada 30, 1021 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar ile 629 ada 10 parseldeki 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerde (toplam 9 parça) payları mevcut iken, bu paylarının 28.09.2010 tarihli vekaletnameyle vekil kılınan dava dışı ... tarafından 26.10.2010 tarihinde kardeşi olan ...'a satış yoluyla temlik edildiği, aynı resmi akitte vekil ... de dahil olmak üzere diğer tüm paydaşların paylarının da ...'a satıldığı; ...'nin de bu taşınmazları 10.02.2011 tarihinde davalı ...'ya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır. Bunun yanında, eldeki davanın yargılaması sürerken, bu kez davalı ... tarafından ... aleyhine açılan 2012/96 Esas sayılı davada, çekişmeli 9 parça taşınmazdan 629 ada 30 nolu parsel dışındaki diğer 8 parça taşınmazın ayıplı olduğu ileri sürülerek tapu kayıtlarının iptaliyle ... adına tesciline ve ödenen satış bedellerinin de ....'den tahsiline karar verilmesinin istendiği, ...'nin davayı kabul ettiği, mahkemesince de davanın kabulüne karar verildiği, taraflarının temyizden feragatleri nedeniyle kararın 12.07.2012 tarihinde kesinleştiği, hükmün bozmadan sonra infaz edilerek kayıtlara yansıdığı, davacının HMK'nın 125. maddesi gereğince dava konusu 629 ada 30 parsel dışındaki diğer 8 parça taşınmaz bakımından tapu iptali ve tescil isteğini yeni malik dava dışı ...'ye yönelttiği görülmektedir.

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve bozma kararının gerekçelerine göre davalılar vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

HMK’nın 297/2. maddesinde, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Kanun maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.

Somut olaya gelince; yargılama aşamasında dava konusu 6 parsel sayılı taşınmaz 3402 s. Kanun'un 22/a maddesi uygulamasına tabi tutulup parsel numarası 307 ada 1 parsel olduğu halde kaydı kapatılan eski parsel numarası üzerinden hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, 1/4 payı dava konusu edilen 1021 ada 3 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı 1/2 payın tamamının iptali ile 1/4 payın davacı adına tesciline karar verilmesi, kalan payın dolu pafta ilkesi göz ardı edilerek açıkta bırakılması da doğru değildir.

Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile Mahkeme kararının; hüküm kısmının 1. fıkrasının (c) ve (ç) bentlerinin tümden hükümden çıkartılarak yerlerine;

" (c) Diyarbakır İli, .... İlçesi, .... Mahallesi 307 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan 1/2 payının tapu kaydının iptali ile bu payın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline"

(ç) Diyarbakır İli, ... İlçesi, ...l Mahallesi 1021 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan 1/4 payının tapu kaydının iptali ile bu payın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline" cümlelerinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davalı ...'ya iadesine; davalı ... adli yardımlı bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz eden davalılar vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınmasına,

Dosyanın Ergani 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

27.05.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.