Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4064 E. 2025/2695 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İnançlı işlem nedeniyle devredilen taşınmazın iadesi mümkün olmadığından tazminatın hesaplanmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden hesaplanan tazminat miktarının belirlenmesinde ve davalı tarafından ödenen kredi taksitlerinin mahsup edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/190 E., 2022/439 K.

Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen karar davalı ... vekili ile davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 27.05.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer davalı vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; paraya ihtiyacı nedeniyle davalı ...’in kullandığı 50.000,00 TL’lik konut kredisini kendisine vermesi karşılığında teminat amacıyla maliki olduğu 132 ada 2 sayılı parseldeki 2 nolu bağımsız bölümünü satış suretiyle davalı ...’e devrettiğini, kredi taksitlerinin bir kısmını ödediğini, kalanlarını da ödeyerek taşınmazı geri almak istediğinde davalı ...’in kötüniyetli olarak fazla para istediğini ve taşınmazı iade etmediğini, akabinde de taşınmazı diğer davalı ...’e devrettiğini, davalı ...’in görmediği bir yeri temlik almasının kötüniyetinin bir göstergesi olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, mümkün olmazsa taşınmaz bedelinin tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ...; takas ve mahsup şartı ile davayı kabul ettiğini, dava konusu taşınmazın temin ettiği kredinin teminatı amacıyla davacı tarafından devredildiğini, ancak davacının kredi taksitlerini düzenli ödememesi nedeniyle mağdur olduğunu, taşınmazı diğer davalıya satmak zorunda kaldığını, halen davacının borçlu olduğu kısmın mahsubu şartıyla davayı kabul ettiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini beyan etmiştir.

2. Davalı ...; olaylar ile bir ilgisinin bulunmadığını, dava konusu taşınmazı tapu kaydına güvenerek iyiniyetle ve bedeli karşılığında satın aldığını, satış bedelini banka kanalıyla ödediğini bildirip davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece; davacının kredi taksitlerini kararlaştırıldığı şekli ile ödemediği, davalı ...’in taşınmazı satarak alacağını alma imkanının bulunduğu, ayrıca davalı ...’in taşınmazı muvazaalı olarak aldığı iddiasının da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairemizin 21.01.2020 tarihli ve 2016/17602 Esas, 2020/307 Karar sayılı kararı ile; iyiniyetli üçüncü kişi konumunda bulunan davalı ...’ün kazanımının korunacağı anlaşılmakla tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak davalı ...’in cevap dilekçesi ile takas-mahsup yapılması halinde davayı kabul ettiği, davacı ile aralarındaki ilişkinin inançlı işlemden kaynaklandığını ikrar ettiği, o halde davalı ...’in dava konusu taşınmazı iyiniyetli 3. kişiye devrettiği, eldeki davada tazminat isteğinin de bulunduğu ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 97. maddesi de gözetilerek tazminat isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, ne var ki, hükmedilecek tazminat miktarının belirlenmesi yönünden hüküm kurmaya elverişli bir bilirkişi raporunun alınmadığı gerekçesiyle yeniden dava konusu taşınmaz başında keşif yapılarak alanında uzman bilirkişilerden eldeki davada alınan raporlar ile el atmanın önlenmesi davasında alınan rapor arasındaki çelişkiler de tartışılmak suretiyle taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor alınması, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin belirlenmesi, davalı ...’in takas-mahsup savunması ve ayrıca TBK'nın 97. maddesi gözetilerek davalı ...’in temin edilen kredi nedeniyle ödediği meblağın saptanması, çekişmeli taşınmazın dava tarihindeki değerinden mahsup edilmesi ile davacı yararına tazminata hükmedilmesi için karar bozulmuş, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, davalı ...'e yönelik tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin davasının reddine ilişkin Mahkemenin 30.03.2016 tarihli kararına karşı davacı tarafından yapılan temyiz itirazları Yargıtay Dairesince yerinde görülmeyerek reddine karar verildiğinden tapu iptali ve tescil istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına; denetime ve hükme elverişli 29.04.2022 havale tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın dava tarihi itibarıyla değerinin 132.000,00 TL olarak belirlendiği, davalı ... tarafından dava konusu taşınmaza ilişkin kullanılan krediye ait 83, 84, 85, 86, 87, 88 ve 89 numaralı taksitlerin ödemelerinin gerçekleştirildiğinin ispatlandığı gerekçesiyle kredi ödemelerinin toplamı olan 4.816,17 TL'nin taşınmazın dava tarihindeki değeri olan 132.000,00 TL'den mahsubu sonucu 127.183,83 TL tazminatın davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; yargılama aşamasında keşfe gidildiğinde davalı ... tanığı ...'ın kızı ve damadının taşınmazı satın aldıklarının ortaya çıktığını, davalı ... ve dava konusu taşınmaz maliklerinin Ankara’da ikamet etmekte olduklarını, satışın gerçek olmadığına ilişkin bilgileri ilk yargılama aşamasında yeterli olmamışsa da son bilgilerin araştırmaya değer olduğunu, ancak kişisel verilerin korunması kanunu nedeni ile ne Nüfus müdürlüğünden ne de Tapu ve Kadastro Müdürlüğünden haricen bilgi edinemedikleri için Mahkemeden bilgilerin getirilmesini talep ettiklerini, Mahkemece taleplerinin reddinin yerinde olmadığını, savunma haklarının kısıtlandığını, bozmadan sonra her ne kadar taşınmazın dava tarihi itibarı ile değeri 130.000,00 TL kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de davanın uzun yıllar sürdüğü dikkate alındığında Türkiye koşullarında taşınmaz fiyatlarındaki olağanüstü artışların gözetilerek denkleştirici adalet ilkesi gereğinde hüküm tarihine en yakın değer üzerinden karar verilmesi gerekirken 10 yıl önceki değer üzerinden hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı ... vekili; davacının yanlış taşınmaz için dava açtığını, 132 ada 2 parselde bulunan 2 adet bağımsız bölümden sağ girişteki bağımsız bölüme isabet eden 1 nolu bağımsız bölümün davaya konu olması gerekirken, davacı tarafından sol girişteki bağımsız bölüme isabet eden 2 nolu bağımsız bölüm için dava açıldığını, davacının taleplerinin haksız ve dayanaksız olduğunu, 04.11.2021 tarihli 6. celsede dava konusu taşınmazın değerinin 240.000,00 TL olarak tespit edildiği belirtilerek bu değer üzerinden dava harcını tamamlamasının bildirilmesi üzerine davacı tarafından eksik harcın tamamlandığını, Mahkemece 127.183,83 TL tazminata hükmedildiğini, böylelikle reddedilen miktar bakımından yargılama giderlerinin belirlenmesi ve lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken taleplerinin reddedildiğini, usul ve yasaya aykırı karar verildiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 132 ada 2 parseldeki 2 nolu bağımsız bölümü 08.02.2006 tarihinde davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiği, Adem'in de taşınmazı 11.07.2013 tarihinde davalı ...'e satıp devrettiği anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekili ile davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 255,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan, 6.515,95 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davacı vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına; gelen temyiz edilen davalı ... vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına;

Dosyanın Kuşadası 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

27.05.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.