Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4073 E. 2024/7018 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacı mirasçıları tarafından eski tapu kaydı ve zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaza ilişkin eski tapu kaydı ve babalarının ölümüne kadar devam eden 20 yılı aşkın zilyetliği nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi ve TMK'nın 713. maddesi uyarınca taşınmazın kazanım koşullarının oluştuğu gözetilerek, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1468 E., 2023/552 K..

İLK DERECE MAHKEMESİ : Vize 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/44 E., 2021/429 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Vize ilçesi, .... köyü 101 ada 228 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına hatalı olarak tespit yapıldığını, taşınmazın esasında cilt:131, sh:72, sıra no 24'te tapuya kayıtlı olduğunu, dayanak tapu kaydının kadastro sırasında uygulanmadığını, taşınmazın öncesi itibariyle babaları ...'e ait olduğunu, murisin bu taşınmazın tamamını 1960'lı yıllarda gerek tapu ile gerekse de haricen satın alarak malik sıfatı ile zilyet olduğunu, taşınmazın tarla ve kavak yetiştirmek suretiyle nizasız-fasılasız uzun yıllar kullanıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına payları oranında tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada diğer mirasçıların davaya dahil edilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; davanın süresinde olmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının dava konusu parselle ilgili Vize Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/134 Esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davası açtığını ancak davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.12.2017 tarihli ve 2016/184 Esas, 2017/430 Karar sayılı kararı ile; dayanak tapu kaydının mevkii ve hudutları itibariyle dava konusu taşınmazı kapsadığı, tanık anlatımları ile de taşınmazın ...'e ait olduğunun beyan edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 17.01.2019 tarihli ve 2018/1309 Esas, 2019/20 Karar sayılı kararı ile; eksik araştırma ve inceleme yapıldığı gerekçesiyle başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 06.10.1964 tarih 131 cilt no, 72 shf no ve 24 sıra nolu tapu senedine dayandığı, tapu senedinin davacının mirasbırakanı 1945 doğumlu ... oğlu ...'e ait olduğu, taşınmazın kadastro tespit tutanağında da ...'ün zilyet ve tasarrufunda bulunduğunun ancak ilgilisinin beyanda bulunmadığının belirtildiği, dava konusu taşınmaza komşu 101 ada 229 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanaklarının incelenmesinde ... oğlu ... ve ... oğlu ... adına kayıtlı olan bu parsele dayanak tapu kaydının doğusunda okunan "...'in" 228 parsel maliklerinden olduğu, dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanılması mümkün olan yerlerden olduğu, dayanak tapu kaydının mevkii ve hudutları itibariyle dava konusu taşınmazı kapsadığı ve tanık anlatımları ile de taşınmazın ...'e ait olduğunun beyan edildiği, tespitten önce ve sonrasında ...'ün ölümüne kadar 20 yılı aşkın süre ile kesintisiz zilyetlik şartının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tarla niteliğinin tespit edildiği, taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve TMK'nın 713. maddesi gereğince kazanım koşullarının davacı taraf yararına oluştuğu, davacı tarafça taşınmaza ilişkin öncesinde açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilip davalı Hazine tarafından da sadece vekalet ücretine yönelik temyiz edildiği gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle:

a. Davacının daha önce açtığı davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, anılan davanın derdest olduğunu, eldeki davanın usulden reddi gerektiğini,

b. Tanıkların davacının babasının ölümünden sonra taşınmazın işlenilmediğini beyan ettiklerini, tespitin de ... öldükten sonra yapıldığını, çocukları zilyet olmadığı için Hazine adına tescil edildiğini,

c. Ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın 15-20 yıldır işlenilmediğinin bildirildiğini,

d. Dayanak tapunun bilirkişi raporunun aksine yüz ölçümü ve sınırlar itibariyle uyumlu olmadığını, dayanak tapuda uygulanamadığının yazılı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriğinden; Vize ilçesi, .... köyü 101 ada 228 parsel sayılı taşınmazın 30.09.2004 tarihinde yapılan kadastro tespitinde ...’ün zilyet ve tasarrufunda bulunduğu ancak ilgilisinin herhangi bir beyanda bulunmadığı ve zilyetliğinin tapuya dayanıp dayanmadığının bilinmediği belirtilerek Hazine adına senetsizden tespit ve tescilinin yapıldığı, tespitin 31.07.2006 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle davacının eski tapu kaydına ve zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunduğu gözetilerek davalı Hazine vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle:

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.