Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4075 E. 2024/1889 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapusuz taşınmazın tescili davasında, kadastro çalışmaları sonucu oluşan yeni parsellerin davaya etkisi ve mahkemenin görevliliği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sonucu yeni parsellerin oluşması ve kadastro mahkemelerinin görevine ilişkin kuralların kamu düzeninden olması sebebiyle, yerel mahkemenin görev alanının tespiti için eksik inceleme yapması ve davaya dahil edilmesi gereken idarelerin davaya dahil edilmemesi gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/18 E., 2016/92 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.03.2015 tarihli, 2014/15997 Esas, 2015/2321 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı ... vekili dava dilekçesinde; hudutları dava dilekçesinde belirtilen taşınmazın 1978 yılında müvekkili tarafından dava dışı ...’dan satın alındığını ve 1979 yılında üzerine ev, depo ve ahır yapılıp zilyet edilmeye başlandığını, müvekkilinin taşınmazdaki zilyetliğinin 60 yılın üzerinde olduğunu ileri sürerek taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Davacı vekili 26.02.2013 tarihli dilekçeyle; dava konusu edilen yerin teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü olduğunu, aynı raporda (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerin dava konusu edilmediğini belirtmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine cevap dilekçesinde; nizalı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, kaldı ki zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine oluşmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Bozma sonrası davaya dahil edilen ... vekili ile ... vekili ayrı ayrı cevap dilekçelerinde; dava konusu taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11.03.2014 tarihli, 2012/188 Esas, 2014/98 Karar sayılı kararıyla; davanın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğu, taşınmazın davacı tarafından imar-ihya edilmek suretiyle imar planı kapsamına alındığı 1995 yılına kadar nizasız ve fasılasız olarak malik sıfatıyla zilyet edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, bilirkişiler ... ve ... tarafından tanzim edilen 25.12.2012 tarihli rapora ekli krokide (A) harfiyle gösterilen 4.442,53 metrekarelik taşınmaz bölümünün tarla vasfıyla davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.03.2015 tarihli, 2014/15997 Esas, 2015/2321 Karar sayılı kararıyla; eldeki dava tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olup, somut olayda davanın yalnızca Hazineye yöneltildiği ancak taşınmazın bulunduğu Köy ya da Belediyenin davalı olarak gösterilmediği anlaşılmakla davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemeyeceği belirtilerek Mahkemece ... ile Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığını davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm delillerin toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gereğine değinilmek suretiyle sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Mahkemenin 28.09.2021 tarihli, 2021/82 Esas, 2021/466 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamına göre, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca taraf teşkilinin sağlandığı, nizalı taşınmazın davacı tarafından imar-ihya edilmek suretiyle imar planı kapsamına alındığı 1995 yılına kadar nizasız ve fasılasız olarak malik sıfatıyla zilyet edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, bilirkişiler Hüseyin Erol ve Ergin Eke tarafından tanzim edilen 25.12.2012 tarihli rapora ekli krokide (A) harfiyle gösterilen 4.442,53 metrekarelik taşınmaz bölümünün tarla vasfıyla davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaza ilişkin olarak davalı Hazine tarafından Mahkemenin 2011/280 Esas sayılı dosyasında açılan davanın yapılan yargılaması sonunda kabulüne karar verildiğini, bu güne kadar infaz ettirilmeyen kararın kötüniyetli olarak eldeki davada verilen karar tarihinden sonra infaz ettirildiğini, bu nedenle Hazine adına tescil edilen tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini, bu nedenle kararın onanmasına veya düzeltilmek suretiyle onanmasına karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, nizalı taşınmazda zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine oluşmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14, 17 ve 27 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. 1953 yılında Muğla ili, ... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda nizalı taşınmaz bölümünün bulunduğu yer tescil harici bırakılmıştır.

2. Mahkemece hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen nizalı taşınmaz bölümünün özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduğu ve taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.12.2019 tarihli, 2016/13778 Esas, 2019/8611 Karar, 26.11.2020 tarihli, 2020/9019 Esas, 2020/5721 Karar ve Dairemizin 27.10.2022 tarihli, 2022/4559 Esas, 2022/7062 Karar sayılı geri çevirme kararlarıyla dosya arasına alınan evraktan, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 2020 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Geçici-8 inci maddesi uyarınca kadastro çalışması yapıldığı ve 303 ada 9 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu anlaşılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27 nci maddesinde mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevinin sona ereceği ve dava dosyalarının kadastro mahkemesine re'sen devrolunacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerine ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında Mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir.

Hal böyle olunca; Mahkemece mahallinde teknik bilirkişinin katılımı ile keşif yapılmalı, nizalı taşınmazın ne kadarlık kısmının 303 ada 9 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı belirlenmeli ve 303 ada 9 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan kısım yönüyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın re'sen Kadastro Mahkemesine aktarılmasına karar verilmeli; 303 ada 9 parsel sayılı taşınmazın dışında ancak başka taşınmazlar kapsamında kalan kısımlar bulunduğunun anlaşılması halinde ise söz konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği değerlendirilmeli, bundan sonra Mahkemece sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup hükmün açıklanan sebeplerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekili ile davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine;

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.