Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4101 E. 2024/2610 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında kapatılan ve malvarlığı TMSF'ye devredilen bir şirkete karşı açılan tapu iptali ve bedel davasında dava şartının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin OHAL kapsamında kapatılan ve malvarlığı TMSF'ye devredilen şirketlerden olduğu ve 675 sayılı KHK'nin 16. maddesi uyarınca bu şirketlere karşı açılan davalarda dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/440 E., 2022/514 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Düzce 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/363 E., 2021/366 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil ve bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tapu iptali ve tescil talebinin reddine, bedel yönünden talebin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; 141 ada 13 parselde kayıtlı bulunan taşınmazdaki 1, 2 ve 3 nolu bağımsız bölümleri davalı şirkete sattığını, bedelin 950.000 TL olması hususunda anlaştıklarını, 250.000,00 TL'nin nakit olarak ödendiğini, kalan 700.000,00 TL için ise davacı emrine yedi adet çek verildiğini, ancak ödeme tarihleri gelmeden 15 Temmuz darbe girişiminin meydana geldiğini, davalı şirketin malvarlığına el konulup şirket yönetiminin TMSF'ye devrolunduğunu, bedeli ödenmeyen çekleri kayyum heyetine teslim ettiğini, taşınmazların kendisine verilmesi halinde ödenen 250.000,00 TL'nin iade edileceğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile hacizlerden ari olarak adına tesciline, olmadığı takdirde ödenmeyen çek bedeli tutarı olan 700.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 13.10.2020 tarihli dilekçesi ile hacizlerden ari talebinden vazgeçtiklerini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı; dava konusu talebin 15 Temmuz 2016 tarihinden öncesine ait bir işleme dayandığını, iddia edilen hususların şirket kayıtlarındaki bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacağını, bu hususta kendilerinin tasarrufu öncesi gerçekleşen bir işleme dayanarak açıklama yapmanın mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Düzce 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.12.2021 tarihli ve 2019/363 Esas, 2021/366 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasındaki taşınmaz satış sözleşmesi kapsamında davacının taşınmazın devrini gerçekleştirerek edimi tam olarak ifa ettiği, davalının ise satış bedelinin bir kısmını ödediği, taşınmaz üzerinde davalının borçları nedeniyle çok sayıda hacizler olduğu, kısmi ifanın olması nedeniyle davacının tapu iptali talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, alıcı davalının edimini tam olarak ifa etmediği, davacının satış bedeli bakımından alacaklı olduğu gerekçesiyle ödenmeyen satış bedeli olan 700.000 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında satış sözleşmesi yapıldığının sabit olduğunu, kısmi ifa nedeniye tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca tapu iptali ve tescil talebi reddedilmiş olmasına rağmen yatırılan tamamlama harcının iadesine karar verilmemesinin de doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirket yetkilileri hakkında şirket kayıt ve belgelerinde usulsüzlükler yaptıkları gerekçesiyle kayyım heyeti olarak suç duyurusunda bulunduklarını, bu soruşturmanın dikkate alınmadan ve sonuçlanması beklenmeden karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 06.04.2022 tarihli ve 2022/440 Esas, 2022/514 Karar sayılı kararıyla; davacı vekili taşınmazın bir kısım bedelinin ödenmediğini, bu sebeple iadesini talep etmiş ise de satış akdinin geçerli bir şekilde kurulduğu ve geçersizliğine dair bir neden de ileri sürülmediğine göre sadece bir kısım bedelinin ödenmediğinden söz ederek taşınmazın yeniden davacı adına tescilini istemesinin mümkün olmadığı, Mahkemece tapu iptali ve tescil isteğinin reddedilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davalı vekili taşınmazın kalan bedelinin ödenmesine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de 7 adet çekin dosyaya sunulduğu, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda da bu çeklerin davalının yasal defterine 05.05.2016 tarihinde kaydedildiğinin anlaşıldığı, bu durumda Mahkemece alacak isteğinin kabulüne karar verilmesinin de yerinde olduğu, öte yandan davacı vekili tapu iptali ve tescil davası için ödediği harcın iadesi isteğinde bulunmuş ise de öncelikli isteği tapu iptali ve tescil olduğuna göre Mahkemece bu harcın tamamlatılmasının da yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 29.10.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 03.10.2016 tarihli 675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesi. (675 sayılı KHK 7082 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun ile kanunlaşmıştır.)

2. 17.08.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 15.08.2016 tarihli 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi. (670 sayılı KHK 7091 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun ile kanunlaşmıştır.)

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının kayden maliki olduğu 141 ada 13 parsel sayılı taşınmazdaki mesken nitelikli 1, 2 ve 3 nolu bağımsız bölümlerin davacıya vekaleten ... tarafından 09.08.2016 tarihli satış işlemi ile davalı Şirkete temlik edildiği, davacının, satış bedelinin 950.000 TL olduğu hususunda tarafların anlaştıklarını, 250.000 TL'nin nakit olarak ödendiğini, kalan 700.000 TL için davalı şirket tarafından 7 adet çek düzenlendiğini, bu arada 15.07.2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimi sonrası davalı şirketin kapatılarak malvarlığının TMSF'ye devredildiğini ileri sürerek eldeki temyize konu davayı açtığı, dosya kapsamında mali müşavir bilirkişiden alınan raporda davalı Şirket tarafından düzenlenen 20.12.2016 ila 20.04.2017 vade tarihli senetlerin 05.05.2016 tarihinde şirket defterine kaydedildiği, çekişmeli taşınmazların ise 09.03.2016 tarihinde davalının yasal defterlerine kaydedildiği hususlarının tespit edildiği, çeklerin günü gelmeden davalı Şirkete el konulduğu ve yönetiminin TMSF'ye geçtiği anlaşılmaktadır.

2. Bilindiği üzere; 7091 sayılı Kanun ile kanunlaşan 670 sayılı KHK'nın 5 nci maddesinde; "20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının her türlü taşınır, taşınmaz malvarlığı, alacak ve hakları ile belge ve evraklarının (devralınan varlık) her türlü tespit işlemini yapmaya, kapsamını belirlemeye, idare etmeye, avans dahil her türlü alacak, senet, çek ve diğer kıymetli evraka ilişkin olarak dava ve icra takibi ile diğer her türlü işlemi yapmaya, devralınan varlıklarla ilgili olup kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle tevsik edilen borç ve yükümlülükleri tespite ve hiçbir şekilde devralınan varlıkların değerini geçmemesi, ek mali külfet getirmemesi, kefaletten doğmaması ve Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY)’ne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayan kişilerle gerçek mal veya hizmet ilişkisine dayanması şartıyla bu varlıkların değerlendirilmesi suretiyle bunları uygun bir takvim dahilinde ödemeye, kapatılan kurum ve kuruluşların taahhüt ve garanti ettiği ancak vermediği mal ve hizmet bedellerinin ödemesini durdurmaya veya ödemeye, tahsili mümkün olmadığı anlaşılan veya tahsilinde ve takibinde yarar bulunmayan hak ve alacaklar ile taahhüt ve garantilerin tahsilinden vazgeçmeye, her türlü sulh işlemini yapmaya, devralınan varlıklarla ilişkili kredi veya gerçek bir mal veya hizmet ilişkisine dayanan borçlar nedeniyle konulmuş ve daha önce kaldırılmış takyidatları kredinin veya borcun ödenebilmesini sağlamak amacıyla kaldırıldığı andaki koşullarla tekrar koydurmaya ve ihyaya, menkul rehinleri dikkate almaya, devralınan varlıklara konulan takyidatların sınırlarını belirlemeye ve kaldırmaya, finansal kiralama dahil sözleşmelerin feshine veya devamına karar vermeye, devralınan varlıkların idaresi, değerlendirilmesi, elden çıkarılması için gerekli her türlü tedbiri almaya, gerektiğinde devralınan varlıkların tasfiyesi veya satışı amacıyla uygun görülen kamu kurum ve kuruluşlarına devretmeye, devir kapsamında olmadığı belirlenen varlıkları iadeye, kapatılanların gerçek kişiye ait olması halinde devralınacak varlıkların kapsamını belirlemeye, tereddütleri gidermeye, uygulamaları yönlendirmeye, bütün bu işlemleri yapmak amacıyla usul ve esasları belirlemeye, vakıflar yönünden Vakıflar Genel Müdürlüğü, diğerleri yönünden Maliye Bakanlığı yetkilidir.... Kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının bağlı oldukları şirketlerin faaliyetleri sonlandırılarak ticari sicil kayıtları resen terkin edilir. Bunların devralınan varlıkları dışındaki varlıkları da Hazineye bedelsiz devredilmiş sayılır. Bu durumda şirketlere daha önce atanmış kayyımlar tasfiye memuru olarak görevlendirilebilir veya bu şirketlere tasfiye memuru atanabilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ve birinci fıkrada yer alan hususları bu şekilde devralınan varlıklar için de uygulamaya Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

Yine 7082 sayılı Kanun'la kanunlaşan 675 sayılı KHK'nın Dava ve Takip usulü başlıklı 16 ncı maddesinde ise; "20.7.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17.8.2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15.8.2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.” düzenlemeleri yer almaktadır.

3. Somut olayda; davalı Şirketin 7082 sayılı Kanun'un 16 ncı maddesinde bahsi geçen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılarak mal varlığına el konulan ve TMSF'ye devrolunan şirket olduğu değerlendirildiğinde davanın dava şartı yokluğu nedeniyle tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.

Davalının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Yatırılan peşin harcın temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.