"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/907 E., 2023/448 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/216 E., 2020/257 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 15.04.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakan ikinci eşi ...’nın maliki olduğu 444 (ifrazen 623-624 ve 625 ) ve 588 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını ilk eşinden olan davalı oğluna satış suretiyle devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde miras payı oranında bedele hükmedilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacının murisin 2. eşi olup murisin ölümünden birkaç yıl önce evlendiklerini, bu süre içerisinde davacının murisin adına kayıtlı taşınmazların satışını yaptırarak tüm malvarlığını kendi adına geçirmek için işlemler yaptığını, murisin dava konusu taşınmazların satışını yapmak için emlakçılara haber bırakıldığını öğrenmesi üzerine, kendi birikimlerini kullanarak ve yakınlarından borç para alarak taşınmazları satın aldığını, iddiaların tamamen yersiz ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşınmazların resmi senette gösterilen satış değerleri ile satış tarihindeki piyasa rayiç değerleri arasında fahiş fark bulunduğu, davalının işlemlerin gerçek satış olduğunu ispatlayamadığı, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı, murisin emekli askeri hâkim olup ekonomik sıkıntısının olmadığı, taşınmazların satış bedellerinin davalı tarafından murise ödendiğine ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, murisin asıl iradesinin dava konusu taşınmazları davalı oğluna bağışlamak olduğu ancak işlemin tapuda muvazaalı olarak satış gibi gösterildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iddiasının, davaya konu taşınmazların muvazaalı şekilde davalıya devrine ilişkin olduğu, usulüne uygun şekilde dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen, davalı tarafın süresi içinde tanık listesi sunmadığı, davacı tarafın tanık dinletmeye muvafakati de bulunmadığından Yerel Mahkemece davalı taraf tanıklarının dinletilmesine ilişkin talebin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı; öte yandan, dinlenilen davacı tanıkları anlatımlarına göre kök murisin taşınmaz satmasını gerektirecek herhangi bir ekonomik ihtiyaç içinde bulunmaması ve taşınmazların piyasa rayiç değerleri ile satış değerleri arasındaki fahiş orantısızlık dikkate alındığında, davaya konu taşınmazların mirastan mal kaçırmak gayesiyle ve muvazaalı olarak davalıya devredildiğinin kabulü gerektiği, İlk Derece Mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili duruşma istekli temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının ön inceleme aşamasında sunduğu beyan ve delillerini ihtiva eden dilekçesinde tanık isimleri bildirdiğini, 14.01.2020 tarihli tahkikat aşamasının ilk duruşmasında da tanıkların hazır olduklarını beyan ederek hazır olan tanıkların dinlenilmelerinin istendiğini, bu talebin zapta geçirildiğini, Mahkemece davacı tanıklarının aynı celsede dinlenmesine rağmen, davacı tarafın muvafakatının bulunmadığı gerekçesi ile hazır olan davalı tanıklarının dinlenilmediğini, Mahkemece ön inceleme aşamasında tanık listesi sunulması için herhangi bir süre verilmediğini, bu nedenle hazır bulunan davalı tanıkları dinlenilmeden sonuca gidilmesinin hatalı olduğunu, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, davacının murisin ikinci eşi, murisin ise davacının dördüncü eşi olduğunu, murisin davacıyla evlendikten sonra tüm malvarlığını elden çıkarmaya başladığını, dava konusu taşınmazları da emlakçılar vasıtasıyla satışa çıkardığını, taşınmazlarda payı bulunan kişilerin durumu davalıya söylemesi üzerine davalının alıcı olduğunu, davalının emekli Yarbay olup kendi birikimlerinin bulunduğunu ve eşinin ailesinin ekonomik durumunun da iyi olduğunu, kendi birikimleri ve eşinin ailesinden almış olduğu destekle taşınmazları bedeli karşılığı satın aldığını, satış bedelinden kalan 9.000,00 TL'nin 14.03.2006 tarihinde davacıya havale edildiğini, murisin davacı ile evlenmeden önce bir taşınmazını satarak davacı adına daire aldığını, yine davacı ile evlendikten sonra da bir çok taşınmazını satarak nakde çevirdiğini, bir çok taşınmazını ise davacıya devrettiğini,ayrıca murisin temliklerdeki asıl amacının hak dengesini gözetir şekilde bir paylaştırma olduğunu, taşınmazların temlik tarihlerindeki değerleri belirlenirken hatalı olarak 2019 yılı değerlerine göre hesaplama yapıldığını, yapılan temliklerdeki amacın mal kaçırmak olmadığını, davacı tarafça mal kaçırma iddiasının ispat edilemediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1926 doğumlu mirasbırakan ...’nın 22.11.2011 tarihinde ölümü üzerine, geriye mirasçı olarak ikinci eşi olan davacı ... ile ilk eşinden olan davalı oğlu ... ve ilk eşinden olan dava dışı kızı ...’in kaldıkları, mirasbırakanın 444 parsel sayılı taşınmazdaki 16483/69120 payını ve 588 parsel sayılı taşınmazdaki 5000/11686 payını 18.04.2005 tarihinde davalı oğlu ...’a satış suretiyle devrettiği, 444 parsel sayılı taşınmazın 01.12.2008 tarihinde ifrazı sonucu oluşan 623,624 ve 625 parsel sayılı taşınmazların 16483/69120'şer paylarının davalı ... adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu, özellikle dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı vekili Avukat ...’a 15.04.2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından 03.10.2019 tarihinde beyan dilekçesi verildiği, cevap verme süresinin aşıldığı, süresinde cevap dilekçesi sunulmadığı için tanık deliline de dayanılamayacağı anlaşılmakla davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 29.394,87 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davacı vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.