Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4105 E. 2024/4410 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sırasında yola terk edilmiş bir taşınmazın davalılar adına tespit edilmesi üzerine açılan tapu iptali ve terkin davasında, mahkemenin verdiği kararın hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, kesinleşmiş kamulaştırma kararı ve yetersiz bir bilirkişi raporuna dayanarak, 22/a çalışması kapsamındaki sınırlamanın iptaline ve taşınmazın tesciline karar vermesinin, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16. maddesine aykırı olduğu ve infazı mümkün olmayan bir hüküm tesis ettiği gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/133 E., 2021/23 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve terkin davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Samsun ili, Bafra ilçesi, ... köyü 206 ada 15 parsel (Eski 1235 ) sayılı taşınmazın 1.446,46 metrekarelik bölümünün, Bafra 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/455 Esas, 2009/679 Karar sayılı kararı ile yol olarak terkinine karar verildiğini, 22/a kadastrosu çalışmaları sırasında davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile çekişmeli kısmın yol olarak terkinini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vd. vekili cevap dilekçesinde, davalıların kadastro tespitine dahil olmadıklarını, kusur ve sorumluluğun davacı kurum ve Hazine de olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Diğer davalılar cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

1.Samsun Kadastro Mahkemesinin 30.06.2014 tarihli ve 2013/49 E. 2014/34 K. sayılı kararıyla; 22/a maddesi kapsamında yapılan kadastro işlemine karşı ileri sürülen mülkiyet iddiasına bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ve görevsizlik kararı temyiz edilmeksizin 22.08.2014 tarihinde kesinleşmiştir.

2.Görevsizlik kararı üzerine, Bafra 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.06.2015 tarihli ve 2015/339 Esas, 2015/332 Karar sayılı kararıyla; askı ilan süresi içerisinde uygulama kadastrosuna karşı dava açıldığı, yenileme çalışmalarının önceki kadastro çalışmasına ek bir işlem niteliğinde olduğu ve Kadastro Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.

IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.12.2018 tarihli 2016/2537 E., 2018/7690 K. sayılı kararıyla; “...Somut olayda davacı taraf yol olarak kamulaştırılan taşınmazın bir bölümünün davalılar adına tespit edildiği ve bu tespitin iptali ile bu bölümün yol olarak bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş olmakla, ihtilafın mülkiyete ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mülkiyet ihtilafının varlığı halinde uygulama kadastrosu ile ilgili dava kapsamında bu ihtilafın çözümlenemeyeceği ve mülkiyet ihtilafına yönelik davalarda Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kamulaştırma kararının infaz edilmemiş olması nedeniyle, yapılan uygulama kadastrosu sonucunda çekişmeli taşınmazın davalılar adına tespit ve tescil gördüğü, görevsiz Kadastro Mahkemesinde alınan 21.06.2013 tarihli bilirkişi raporu ile kamulaştırma kararı doğrultusunda yolda kalan alanın belirlendiği, bilirkişi raporu görevsiz Mahkemece alınmış olsa da rapora itiraz edilmemiş, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile taşınmaz üzerinde 22/a çalışmaları kapsamında yapılan sınırlamanın iptaline, 21.06.2013 havale tarihli fen bilirkişi raporundaki şekli ile tapuya tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini, bilirkişi raporunun hüküm kurmak için yeterli olmadığını, Kadastro Mahkemesince görevsizlik kararı verilirken davalı Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, uygulama kadastrosu işlemine karşı açılan tapu iptali ve terkin isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16 ncı, 22/ a, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26 ncı, 297/2 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; uygulama kadastrosu sırasında Samsun ili, Bafra ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davalı Hazine ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 1235 parsel sayılı 65.251,12 m2 miktarlı taşınmazın, 206 ada 15 parsel numarasıyla ve 65.004,64 m2 miktarlı olarak tespit edildiği, Bafra 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/455 Esas, 2009/679 Karar sayılı kararı ile çekişmeli taşınmazın 1.446,46 m2 lik bölümünün tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verildiği, kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 12.12.2012 tarihli ve 2012/22601 Esas, 2012/26380 Karar sayılı kararı ile onandığı ve 01.04.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

2.Bilindiği üzere; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16 ncı maddesinde “kamu malları” başlığı altında kamunun ortak kullanımına ayrılan yerler gösterilmiş, yolların tescile konu edilemeyeceği, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu olmayacağı, orta malı vasfıyla haritasında gösterilmekle yetinileceği, 6100 sayılı HMK’nın 26 ncı maddesinde, "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." yine 297/2 nci maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemeleri yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Kanun maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır. Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.

3.Mahkemece, kesinleşmiş kamulaştırma kararı bulunduğu, fen bilirkişi raporu ile yolda kalan kısmın belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 22/a çalışmaları kapsamında yapılan sınırlamanın iptaline, çekişmeli taşınmazın 21.06.2013 havale tarihli fen bilirkişi raporundaki şekli ile tapuya tesciline karar verilmişse de, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek infazı mümkün olmayacak şekilde 22/a çalışmasına konu sınırlamanın iptaline karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi kabule göre de davacının talebi aşılarak ve kamu orta malı olarak kamulaştırılan çekişmeli taşınmazın tescile konu edilemeyeceği de gözetilmeden hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

4.Hal böyle olunca, öncelikle Bafra 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/455 Esas, 2009/679 Karar sayılı kamulaştırma dosyası getirtilerek dosya arasına alınmalı, mahallinde yeniden keşif yapılarak teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli, gerekçeli, koordinatlı, krokili, kamulaştırma dosyasındaki harita, pafta ve kroki ile çakıştırılarak dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir şekilde denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınmalı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16 ncı maddesi gözetilerek çekişmeli taşınmazın, 206 ada 15 parsel (Eski 1235) sayılı taşınmazdan ifrazı ile yol olarak terkinine şeklinde infazı kabil hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma, inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Yerel Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin J bendi gereğince temyiz eden davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

13.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.