Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4117 E. 2025/2002 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından babasına verilen vekaletname ile yapılan taşınmaz satışının vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle iptali istenmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının uzun süre devir işlemlerine ses çıkarmaması ve babasına duyduğu saygı nedeniyle itiraz etmemesinin rıza göstergesi olarak değerlendirilmesi ve davalı tarafça vekalet görevinin kötüye kullanıldığına dair yeterli delil sunulamaması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/791 E., 2023/976 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akyazı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/675 E., 2022/878 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 15.04.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekili Av. ... ile temyiz edilen davalılar vekili Av. ... ve davalı ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; 2010 yılında ailevi sorunlar nedeniyle Antalya iline taşındığını, adına kayıtlı taşınmazların satışı için davalı babası ...’yı vekil tayin ettiğini, ancak vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak maliki olduğu 19 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümü 05.01.2012 tarihinde annesi olan diğer davalı ...’ya devrettiğini, ...’nın da 29.11.2013 tarihinde taşınmazı vekil ...’ya devrettiğini, kendisine herhangi bir bedel ödenmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; dava konusu taşınmazın 1999 yılında 100.000,00 DM bedelle davalı ... tarafından satın alındığını, davacının iyi bir evlilik yaptığını, bu evlilikte kendisini ezik hissetmemek için dava konusu taşınmazın kendi adına tescil edilmesini istediğini, ...’nın da dava konusu taşınmaz satın alınırken ödediği 100.000,00 DM'nin kendisine ödenmesi, aksi takdirde taşınmazın kendisine iade edilmesi şartı ile taşınmazın davacı adına tescil edilmesini kabul ettiğini ve taşınmazın davacı adına tescil edildiğini, bunun yanında davacının işlerinde sıkıntı yaşadığını, piyasaya yüklü miktarda borcu bulunduğunu, eşinden boşandığını, davacının bu borçlarının davalı ... tarafından ödendiğini, tüm bu nedenlerle davacının dava konusu taşınmazın ...’ya devri için vekaletname verdiğini, yapılan tüm işlemlerin davacının bilgi ve rızası ile olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının ... A.Ş. ... Şubesine olan borcunun davalı ... tarafından üstlenildiği, dava konusu dükkan vasıflı bağımsız bölümün beyaz eşya servisi olarak işletildiği, taşınmazın davalı ... tarafından 2014 yılında kiraya verildiği, taşınmazın davalı tarafından kiraya verildiğinin davacı tarafından bilindiği, tanıkların davacının işi ve evliliğiyle ilgili problemleri nedeniyle borçlarının bulunduğu, borçların bir kısmının davalılar tarafından ödendiği, davacının bir süre şehir dışında yaşadığı, taşınmazın evvelinde bedelinin davalı ... tarafından ödenerek davacıya temlikinin sağlandığını beyan ettikleri, davacının, taşınmazın davalılar tarafından 2013 yılında gerçekleştirilen devir işlemlerinden ve davalı ... tarafından kiraya verildiğinden haberdar olduğu, bu durumun vekil edenin vekilin yapmış olduğu işlemleri bilmesine rağmen uzun süre ses çıkarmayarak vekilin yapmış olduğu devir işlemine onay verdiğini gösterdiği, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; gerek davalıların beyanları gerekse tanık beyanlarına göre vekalet görevinin kötüye kullanılmadığı kanaatine varıldığı, ispat külfeti üzerinde bulunan davacı tarafça vekalet görevinin kendi iradesine aykırı bir şekilde kullanıldığının ispat edilemediği, vekilin, davacı olan asilin verdiği vekalet ile taşınmazı kendi eşi üzerine devretmesinin vekalet görevinin kötüye kullanılması anlamını taşımayacağı, çünkü devir yapılan kişinin vekilin eşi, davacının ise annesi olduğu, davacının 2011 yılında yapılan devir işlemine yaklaşık 9 yıl sessiz kalmasının da yapılan devir işleminden haberdar olduğunu ve rızası bulunduğunu gösterdiği, taşınmazda kiracı olan kişinin tanık olarak dinlendiği, tanığın davacının kendisine karşı muaraza çıkardığına dair bir beyanının bulunmadığı, aksine kira bedellerini davalı ... adına yatırdığını beyan ettiği, dinlenen diğer tanıkların da taşınmazın asıl malikinin davalı ... olduğunu beyan ettikleri, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde iddianın ispat edilemediği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili duruşma istekli temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının 2010 yılında ailevi sorunlar nedeniyle Antalya’ya taşındığını, taşındıktan kısa bir süre sonra adına kayıtlı taşınmazların satışı gerektiğinde bu işlemlerin yapılması için davalı babası ...’yı vekil tayin ettiğini, ancak vekilin bilgi ve rızası dışında taşınmazı önce eşi olan diğer davalı ...’ya devrettiğini, daha sonra ise taşınmazı kendi üzerine geçirdiğini, davacıya herhangi bir satış bedeli ödenmediğini, davalının tanık deliline dayanmasının mümkün olmadığını, resmi kayıtlar karşısında tanıkla ispatın mümkün olmadığını, davacının dava konusu taşınmazının devredildiğini 2020 yılında öğrendiğini, davacının kendisine ait taşınmazın babası tarafından kiraya verilmesine ve kira bedellerinin de babası tarafından alınmasına ses çıkarmamasının tek nedenin babasına duyduğu saygı olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ...’nın Antalya 2. Noterliğinin 28.05.2010 tarih 11051 yevmiye nolu vekaletnamesi ile Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde bulunan tüm taşınmazlarını dilediği bedel ve şartlarda satışı hususunda babası olan davalı ...’yı vekil tayin ettiği, vekil ...’nın da davacının maliki olduğu dava konusu 19 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümü 05.01.2011 tarihinde eşi ve davacının annesi olan diğer davalı ...’ya satış suretiyle devrettiği, ...’nın da 29.11.2013 tarihinde taşınmazı davalı vekil ...’ya satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 435,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davalılar vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.