"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1090 E., 2023/1088 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/168 E., 2021/321 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 1071 ada 2003 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3 nolu bağımsız bölümün muris ... tarafından satın alındığını, ancak 1/2 pay şeklinde muris ile davalı ... adına tescil edildiğini, murisin 86 yaşında sağlık sorunları olduğunu ve kaldırıldığı hastanede vefat etiğini, son aylarında serebral enfaktüs hastalığına yakalandığından akıl zayıflığına düştüğünü, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde tedavi gördüğünü, bakımının kendisi ve yardımcılar tarafından yapıldığını, zaruri ve acil işlerini görmesi için çocuklarına vekaletname çıkarmak istediğini, kendisinin sağlık sorunları olması nedeniyle davalıya vekaletname verildiğini, murisin ilerleyen anlama bozukluğu, bilinç kaybı ve çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklarının ağırlaştığını, davalının taşınmazı ileride miras ile kendisinde intikal etmemesi için vekaleti kötüye kullanarak mal kaçırmak amaçlı muvazaalı olarak davalı ...’a devrettiğini, murisin muvazaalı devirden haberdar olmadığını, son bir yıl içinde çocuklarının adını dahi unuttuğunu, satış bedelinin düşük olmasının muvazaanın ve vekilin temsil yetkisinin kötüye kullanılmasının neticesi olduğunu, işlemin satış değil bağış niteliğinde olduğunu, kayıt malikinin iyiniyetli olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptal edilerek saklı pay oranında adına tesciline karar verilmesini istemiş; cevaba cevap dilekçelerinde davanın vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olduğunu, murisin vekalet verdiği sırada ehliyetsiz olduğuna ilişkin iddiasının bulunmadığını, miras payı oranında iptal tescil talep ettiğini belirtmiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; murisin bilgisi ve onayı ile taşınmazın satıldığını, vekaletin kötüye kullanılmadığını, vekaletname verilirken murisin akıl sağlığının yerinde olduğunu, davacının ailesi ile ilgilenmediğini, murise ait dükkanın kira bedellerini kullandığını, taşınmazın satışı ile hastane, ilaç, bakıcı masraflarının ödenmesinin sağlandığını, davacının vekalet ve içeriğinden haberdar olduğu ve onay verdiğini, satış bedelinin olağan olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., taşınmazı yatırım amaçlı satın aldığını, taşınmazın imar planında cami alanında olduğu, binanın eski kat mülkiyetine geçmemiş olması nedeniyle değerinin uygun olduğunu, ileride değerlenir düşüncesi ile satın aldığını, davalı ile hizmet veya ticaret ilişkisi olmadığını, aynı sosyal çevrede olup tanışıklıkları bulunduğunu, satın aldığında gayrimenkulün boş olduğunu, 2019 yılında kiraya verdiğini, iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.11.2021 tarihli 2019/168 E., 2021/321 K. sayılı kararı ile; davalının muris tarafından davacıya geniş yetkiler içeren vekaletname verildiğinden haberdar olduğu, ancak taşınmazın bedelinden intikal etmesi gereken bir para var ise bunun terekeye dahil edilmemesi sebebiyle tereke alacağı nedeniyle istihkak veya adi istihkak iddiasının ileri sürülebileceği, tanıkların murisin satışa ilişkin vekalet verdiğine ilişkin beyanları gözetildiğinde vekalet görevinin kötüye kullanılmadığı, taşınmazın ...’a muvazaalı devredildiği ve muris muvazaası iddiasının da ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; bakım savunmasının kanıtlanamadığını, devirin kardeşi tarafından mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı yapıldığını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, tanığın annesine ait Ayvalıktaki yazlık için satıldığına ilişkin beyanın hatalı değerlendirildiğini, zaten onun değil dava konusu taşınmazın satışının kötüye kullanım olduğunu, murisin vekalet ve satış tarihindeki sağlık durumunu incelemediğini, dava konusu temlikin 1974 tarih ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının tipik örneği olduğunu, ...’ın bedel ödediğine ilişkin kanıtı olmadığını, satış bedeline ilişkin Mahkeme gerekçesinde istihkak davası açılmasına ilişkin kısım nedeniyle bedelin payı oranında tahsiline karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 06.06.2023 tarih 2022/1090 E., 2023/1088 K. sayılı kararı ile; tanık beyanlarına göre her iki tarafın murisle ilgilendiği, murisin sağlık sorunu olduğu, işlerini görememesi nedeni ile vekaletname vermek istediği, davacının da rahatsızlıklarının bulunması nedeni ile onun da bilgisi dahilinde davalı kızı ...'ya vekaletname verdiği, davalı ...'nın murisin bilgisi dahilinde iradesine uygun olarak taşınmazı sattığı, davalılar arasında daha önce ilişki olduğu ve işbirliği içerisinde hareket ederek işlemin yapıldığına ilişkin delil bulunmadığı, davalı Ruksan'ın kötüniyetli olduğunun kanıtlanmadığı, bedele ilişkin bir talep olmadığı, vekaletnamenin verildiği tarih itibariyle murisin ehliyetsiz olduğu konusunda bir iddia bulunmadığı, tanıkların murisin aklının yerinde olduğunu belirttiği, davacı tarafın gerek dava dilekçesinde gerekse istinaf dilekçesinde ehliyetsizlik iddiasında bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/(1).b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; talebin, dava konusu taşınmazın satış gösterilerek ve vekalet görevi kötüye kullanılarak devir sebebiyle miras payı oranında iptal veya değerin tahsili olduğunu, davalı ...’nın payının dava dışı olduğunu, davalının satış bedelini ödediğinin ispat edilmediğini, murisin satışa ihtiyacı olmadığını, muvazaa olmadığı kanaati olursa satış bedelinin ...’da kaldığının kabulü gerektiğini, ehliyetsizlik durumunun incelenmediğini, vekaletin kötüye kullanıldığının açık olduğunu, Mahkeme kararında istihkak davası açılmasına ilişkin olarak hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğunu, o halde bedelin tahsiline karar verilmesi gerektiğini, davalı ... hakkında ödemeye ilişkin delil bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237., 504. ve 506, 4721 s. Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 2., 3., 6. ve 706. maddeleri, 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; Tapu Kanunu'nun 26., 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 140, 190. maddeleri.
3. Değerlendirme
Somut olayda; mirasbırakan 1933 doğumlu ...’ın 09.04.2019 tarihinde ölümü ile geride çocukları davacı ... ile davalı ...’nın mirasçı olarak kaldığı, dava konusu 1071 ada 20 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3 nolu bağımsız bölümün 1/2’şer payla davalı ... ve muris adına kayıtlı iken kendi adına asaleten muris adına Büyükçekmece 5. Noterliği 14.07.2017 tarih 22182 yevmiyeli vekaletname ile vekaleten davalı ... tarafından taşınmazın toplam 500.000TL bedelle 20.11.2018 tarihinde davalı ...’a devredildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi, olayları bildirmek taraflara hukuki nitelemeyi yapmak ve olaya uygun yasa maddesini uygulamak hakime aittir. Dava dilekçesi ve davacının cevaba cevap dilekçesi bu açıdan değerlendirildiğinde, davada muris muvazaası hukuksal sebebine ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayanıldığı, kaldı ki 15.10.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında “İhtilafın vekalet görevinin alıcı ile muvazaa içinde kötüye kullanılması suretiyle murisin 1/2 payla sahip olduğu taşınmazın davalı ... tarafından diğer davalıya devrine ilişkin işlemin geçersizliği iddiasına dayalı tapunun iptali ve mirasçılar arasında tescili koşulları ile ilgili olarak ortaya çıktığı anlaşıldı.” şeklinde belirtildiği, davanın ehliyetsizlik iddiasına dayalı olarak açılmadığı, bedel talebinde bulunulmadığı gibi vekalet görevinin kötüye kullanılması ve ehliyetsizlik iddialarının mirasçı olmayan kayıt maliki 3. kişiye karşı pay oranında talep edilemeyeceği de açıktır.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle,
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.