"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/915 E., 2023/722 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aşkale Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/125 E., 2022/17 K.
Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacının ve asli müdahilin davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asli müdahil Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı; Erzurum ili, Aşkale ilçesi, ... Mahallesi 115 ada 244 parsel sayılı taşınmazın içinden köye ait yol geçtiğini, 1972 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında da burasının köye ait yol olarak belirlenip köy paftasında da bu şekilde kayıtlara geçtiğini, köyün hayvan sürülerinin, traktörlerinin ve sair vasıtalarının gidip gelmekte olduğu bu yolun halihazırda aktif olarak kullanıldığını ancak daha sonra yapılan tapulama çalışmaları sırasında davalının bu yolun bir bölümünü kendi tarlasının devamı olarak birleştirip kendi adına özel mülkiyet şeklinde kaydettirdiğini ileri sürerek taşınmazın köy yoluna tecavüzlü kısımlarının tapu kaydının iptalini ve Hazine adına tescilini istemiştir.
2.Asli müdahil Hazine vekili; dava konusu 115 ada 244 parsel sayılı taşınmazın yola tecavüzlü kısmının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacının iddialarının yersiz olduğunu, taşınmazın mirasbırakan babasından intikal ettiğini, daha sonra diğer mirasçıların paylarını satın aldığını, taşınmazı yıllardır ekip biçmek suretiyle tarla olarak kullandığını, yol olmadığı halde davacının babası Hilmi Kaya'nın traktörle geçerek taşınmazına tecavüz ettiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu 115 ada 244 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan ve fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 201,17 m² yüz ölçümlü bölümün kadastro tespitinden önce kadim yol olduğu, herkes tarafından kullanılan umuma ait yol niteliğinde bulunduğu, dava tarihi ve keşif tarihi itibarıyla da bu niteliğini koruduğu, bu hususun Mahkeme tarafından da gözlemlendiği, umuma ait yolların iktisabı sağlayan zilyetlik suretiyle kazanılamayacağı gerekçesiyle davacı ve asli müdahilin davasının kabulü ile 25.11.2021 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 201,17 m² yüz ölçümlü alanın tapu kaydının iptali ve terkini ile 3402 sayılı Kanun'un 16/a maddesi uyarınca yol olarak paftasında gösterilmesine, (A) harfi ile gösterilen 903,98 m²'lik alanın 115 adada verilecek son parsel sayısı ile, (C) harfi ile gösterilen 2891,20 m²'lik alanın 115 ada 244 parsel sayısı ile davalı adına tesciline, 25.11.2021 havale tarihli fen bilirkişi raporu ve ekindeki krokinin kararın eki sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili; taşınmazın tamamının hayvan yolu olarak kullanıldığını, bu hususta tanık beyanlarının davacı lehine olduğunu, Mahkemece yol olarak tescil edilen alanın dar olduğunu, hayvan yolu olarak kullanılmasının mümkün ve elverişli olmayacağını, davalı ile köy halkı arasında anlaşmazlıklara neden olacağını ileri sürerek hükmün kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı vekili; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığını ve taraf sıfatının bulunmadığını, davacı tanıklarının 2000 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın davalıya ait olduğunu beyan etmelerine rağmen keşif esnasında gerçeğe ve önceki beyanlarına aykırı beyanda bulunduklarını, 12.11.2021 tarihli bilirkişi raporu ile 2004 yılı hava fotoğraflarının davalı lehine olduğunu ileri sürerek hükmün kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahil Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asli müdahil Hazine vekili; kararın hukuka aykırı olduğunu, yeterli araştırma yapılmadan eksik şekilde düzenlenen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 2891,20 m2'lik alanın 115 ada 244 parsel sayısı ile davalı adına tesciline şeklinde hüküm kurulmasının ve davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun esastan reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu kaydının iptali ile taşınmazın yol olarak paftasında gösterilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 361 inci maddesi.
3. Değerlendirme
HMK'nın 361 inci maddesinde, “(1) Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir. (2) Davada haklı çıkmış olan taraf da hukuki yararı bulunmak şartıyla temyiz yoluna başvurabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda, kural olarak istinaf yoluna başvurmayan tarafın temyiz yoluna başvuramayacağı, ancak hukuki yararının bulunması halinde kararı temyiz edebileceği açıktır. Bir başka deyişle, diğer tarafın istinaf başvurusu üzerine, bölge adliye mahkemesi tarafından aleyhine hüküm kurulması halinde temyiz yoluna gidebilecektir.
Somut olayda, İlk Derece Mahkemesi kararının asli müdahil Hazine vekiline usulüne uygun tebliğ edildiği halde Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmadığı, davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurularının ise Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedildiği anlaşılmaktadır.
O halde, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın, aleyhine yeni bir durum oluşmadıkça temyiz yoluna başvuramayacağı gözetildiğinde asli müdahil Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Asli müdahil Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
Temyiz eden asli müdahil Hazine harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.