Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4547 E. 2025/192 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, miras yoluyla intikal ettiğini ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyetini kazandığını iddia ettiği taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tescili istemine karşı Hazine'nin itirazı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararında belirtilen hususların, özellikle taşınmazın baraj etki alanında olup olmadığı, niteliği, ne zaman imar ve ihya edildiği ve zilyetliğin hangi tarihten itibaren başladığı konularında yeterli araştırma yapılmadığı ve bozma gereklerinin yerine getirilmediği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/829 E., 2023/800 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri ili, Felahiye ilçesi, Kale Mahallesinde kain 255 ada 271 parsel sayılı taşınmazın 4.000 m2 yüz ölçümlü kısmının davacı adına tespit ve tescil edilen kuzeyindeki 234 parselle bir bütün olarak davacının anne tarafından dedesi ... tarafından bağ ve tarla olarak kullanıldığını, dedesinden annesine ondan da davacıya intikâl ettiğini, eklemeli olarak yaklaşık 100 yıldır nizasız, fasılasız ve malik sıfatıya bağ ve tarla olarak kullanıldığını, şimdi ise bağ ve bahçe olarak kullanıldığını belirterek dava konusu (A) harfli 3.492,26 m2 taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; kazandırıcı zamanaşımı şartlarının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

(Kapatılan) Felahiye Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.03.2011 tarihli ve 2010/71 Esas, 2011/63 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 271 parselin, komşusu 234 parsel tarafında kalan yaklaşık 4 dönümlük kısmının aslen davacının dedesi ...'ya ait olduğu, davacının dedesi tarafından 234 parselle bütün olarak nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla 20 yılı aşkın süredir bağ olarak kullanıldığı, Mehmet Taşkın'ın ölümü üzerine davacının dayısı ...'a kaldığı, ...'ın da kadastro tespitinden yaklaşık 15 yıl önce taşınmazı davacıya satıp zilyetliği devrettiği, davacının o tarihten beri çam ve meyve ağaçları ile bir kısmını ev yapmak suretiyle zilyeliğinde bulundurduğu, davacının önceki zilyetlerle birlikte dava konusu taşınmaz kısmında nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla eklemeli zilyetliğinin 20 yıldan fazla olduğu, dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında olması gereken yerlerden olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV.BOZMA KARARI VE SONRASINDAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A.Birinci Bozma Kararı

(Kapatılan) Felahiye Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.03.2011 tarihli kararının süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 8. Hukuk Dairesinin 27.02.2012 tarihli ve 2011/4434 Esas, 2012/1200 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece yapılan araştırmanın hüküm vermeye yeterli olmadığı, hava fotoğraflarından yararlanılmadığı, 255 ada 198 parsel sayılı taşınmazın davalı olduğu (Kapatılan) Felahiye Kadastro Mahkemesinin 2004/31 Esas sayılı dosyasının getirtilmesi, (Kapatılan) Felahiye Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/124 Esas sayılı dosyasındaki keşif zaptı, bilirkişi raporu ve beyanlarının dava konusu taşınmaz yönünü ne ve kim okuduğunun araştırılması, yakındaki Yamula Baraj çalışması alanında ya da etki alanında kalıp kalmadığının araştırılması, toprağın yapısının 5403 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca saptanması gerektiği gerekçesiyle (Kapatılan) Felahiye Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.03.2011 tarihli kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B.İkinci Bozma Kararı

1.Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.12.2014 tarihli ve 2012/844 Esas, 2014/1655 Karar sayılı kararı ile; bozma ilamına uyularak, dosyanın (Kapatılan) Felahiye Sulh Hukuk Mahkemesinden Mahkemelerine devredildiği, jeoloji bilirkişi raporunda hava fotoğraflarının dava konusu taşınmazı kapsamadığının bildirildiği, ziraat bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın 2. sınıf tarım arazisi olduğunun, tarımsal zilyetliğin en az 25-30 yıldır devam ettiğinin bildirildiği, komşu 269 parsel sayılı taşınmazın hükmen tesciline dair (Kapatılan) Felahiye Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/124 Esas, 2009/8 Karar sayılı dosyasının getirtildiği, dava konusu taşınmazın bulunduğu 271 parselin aynı yer Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/97 Esas, 2012/10 Karar sayılı kararıyla hükmen 276 ve 277 parsellere ifraz edildiği, dava konusu taşınmazın ifrazen oluşan 277 parselde kaldığı, eldeki dava konusu taşınmazın öncesinde davacının dedesi ...'ya ait olup bağ olarak kullanıldığı, dedesinin ölümüyle davacının dayısı Ahmet Taşçı'nın kullandığı, davacının yaklaşık 15-20 yıl önce taşınmazı dayısından satın alarak bitişiğinde kendisine ait 234 parselle bir bütün olarak tarım arazisi olarak kullandığı, önceki maliklerin eklemeli zilyetliğiyle birlikte davacının nizasız ve fasılasız zilyetliğinin 20 yılın çok üzerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

2.Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.12.2014 tarihli kararının davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02.11.2017 tarihli ve 2015/7546 Esas, 2017/7390 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece yapılan araştırmanın hüküm vermeye yeterli olmadığı, önceki bozmada (Kapatılan) Felahiye Kadastro Mahkemesinin 2004/31 Esas, aynı yer Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/124 Esas sayılı dosyalarından ve usulüne uygun şekilde hava fotoğraflarından yararlanılması gerektiğinin belirtildiği ve bozmaya uyulduğu hâlde bozma gereklerinin yerine getirilmediği, bozma sonrası keşfe bilirkişi Bilge Koç'un jeodezi ve fotogrametri mühendisi olarak katıldığı hâlde hava fotoğraflarının aynı isimli jeoloji mühendisince uygulandığı, ziraat bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, dava konusu taşınmazın Yamula Barajı dolgu veya etki alanında kalıp kalmadığının, taşınmazın niteliğinin kesin olarak belirlenmediği, 16.09.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre dosyada bulunan hava fotoğraflarının taşınmazı kapsayıp kapsamadığı gözetilerek tespit tarihine göre 20-30 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğraflarının getirtilmesi, ziraat, kadastro ve jeodezi ve fotogrametri mühendislerinden oluşan 3 kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden keşif yapılması, imar-ihyaya başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlendikten sonra Felahiye Kadastro Mahkemesinin 2004/31 Esas sayılı dosyasının getirtilmesi, aynı yer Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/124 Esas sayılı dosyasındaki keşif zaptı, bilirkişi raporu ve beyanlarının bu yönde taşınmazı neyi kimi okuduğunun araştırılması, Yamula baraj çalışması alanında veya etki alanında kalıp kalmadığının araştırılması, toprağın yapısının 5402 sayılı Kanun'un 8. maddesine göre saptanması gerektiği gerekçesiyle Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.12.2014 tarihli kararının bozulmasına karar verilmiştir.

C.Mahkemece İkinci Bozma İlâmına Uyularak Verilen Karar

Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; (Kapatılan) Felahiye Kadastro Mahkemesinin 2004/31 Esas, 2004/128 Karar sayılı dosyasının getirtildiği, fen ve teknik bilirkişiler raporunda dava konusu (A) harfli 3.492,26 m2 yüz ölçümlü taşınmaz bölümünün 277 parsel içinde kaldığının, 277 parseli ikiye böldüğünün, 1981 tarihli hava fotoğrafında sınır işaretine rastlandığının, komşu alanlara göre renk tonu farklılığı olduğunun, kısmen tarla, kısmen bağ kullanımı olduğunun, tarımsal amaçlı kullanıldığının bildirildiği, 1992 tarihli hava fotoğrafında sınır işaretine rastlandığının, sürülü tarla ve tarımsal amaçlı kullanıldığının bildirildiği, inşaat ve ziraat bilirkişileri raporunda dava konusu taşınmazın dava tarihindeki zemini ile üzerinde bulunan tek katlı, yığma kargir, ahşap çatılı yapının toplam değerinin 49.493,00 TL olduğunun bildirildiği, (Kapatılan) Felahiye Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/124 Esas, Kadastro Mahkemesinin 2004/31 Esas, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/97 Esas sayılı dosyaları ve tüm dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın öncesinde davacının dedesi ...'ya ait olup bağ olarak kullanıldığı, sonrasında tarla olarak kullanıldığı, dedesinin ölümüyle davacının dayısı Ahmet Taşçı'ya intikâl ettiği, davacının taşınmazı dayısından satın alarak bitişiğinde kendisine ait taşınmazla bir bütün olarak tarım arazisi vasfıyla kullandığı, önceki maliklerin eklemeli zilyetliğiyle birlikte davacının nizasız ve fasılasız zilyetliğinin 20 yılın üzerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 277 parsel içinde (A) harfiyle gösterilen 3.492,26 m2 kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma gereklerinin yerine getirilmediğini belirterek Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi irsen intikâl ve eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

1.Dosya kapsamından; Kayseri ili, Felahiye ilçesi, Kale Mahallesinde kain dava konusu taşınmazın evveliyatında 255 ada 198 parsel sayısıyla 22.01.2004 tarihinde senetsizden, 1.801.367,10 m2 yüz ölçümlü ham toprak vasfıyla tespit edildiği, askı ilân süresi içinde Hüseyin Erzurumluoğlu'nun eldeki davadan farklı yer hakkındaki itirazı üzerine (Kapatılan) Felahiye Kadastro Mahkemesinin 23.011.2004 tarihli ve 2004/31 Esas, 2004/29 Karar sayılı kararı ile davanın feragat nedeniyle reddedildiği, kararın temyiz edilmeksizin 22.12.2004 tarihinde kesinleşerek kök 198 parselin Hazine adına hükmen tescil edildiği, tespit maliki Hazine tarafından kök 198 parselin 08.11.2007 tarihli ifraz işlemiyle 10 ayrı parsele ifraz olunduğu, dava konusu taşınmaz bölümün ilk olarak 51.079,56 m2 yüz ölçümlü ham toprak vasıflı müfrez 219 parselde kaldığı, 219 parsel hakkında Ahmet Demiryürek tarafından eldeki dava konusu taşınmaz ile sınır olmayan farklı taşınmaz bölümü hakkında kadastro öncesi tapu kaydına dayalı açılan tapu iptali ve tescil davası sonunda (Kapatılan) Felahiye Sulh Hukuk Mahkemesinin 16.01.2009 tarihli ve 2008/124 Esas, 2009/8 Karar sayılı kabul kararının 05.05.2009 tarihinde kesinleşmesi üzerine 219 parselin 269, 270 ve 271 parsellere hükmen ifraz olunduğu, dava konusu taşınmaz kısmının bu sefer Hazine adına 35.400,61 m2 yüz ölçümlü 271 parselde kaldığı, Bekir Kemiksiz tarafından 271 parsel hakkında kadastro öncesi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda da (Kapatılan) Felahiye Sulh Hukuk Mahkemesinin 28.05.2013 tarihinde derecattan geçerek kesinleşen 17.01.2012 tarihli ve 2011/97 Esas, 2012/10 Karar sayılı kararı ile hükmen 276 ve 277 parsele ifraz edildiği, eldeki dava konusu taşınmaz kısmının son olarak 21.903,14 m2 yüz ölçümlü ham toprak vasfıyla Hazine adına kayıtlı 277 parsel sayılı taşınmazda kaldığı, davacı ... tarafından dedesi ve annesinin kadastro öncesi eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine ve imar-ihya hukuki sebeplerine dayanarak 277 parsel içerisindeki (A) harfli 3.492,26 m2 yüz ölçümlü taşınmaz bölümü hakkında Hazine aleyhine tapu iptali ve tescil isteminde bulunulduğu, fen bilirkişi raporları ve ekli krokilerinden dava konusu (A) harfli kısmın doğu sınırında 234 parselin davacı adına 12.07.2007 tarihinde senetsizden tescil edilen havuz ve arsası vasıflı taşınmazın, batı sınırında da Yamula Baraj gölü sahasının bulunduğu anlaşılmaktadır.

2.Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Oysa, bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşacağından, bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi bozma kararının gereklerinin yerine getirildiğini söyleme imkanı da bulunmamaktadır.

3.Bozma ilâmında açıkça; yetersiz ziraat bilirkişi raporu ile yetinildiği, taşınmazın Yamula Barajı dolgu ya da etki alanında kalıp kalmadığının araştırılması, toprağın yapısının 5403 sayılı Yasa'nın 8. maddesi uyarınca sınıflandırılarak saptanması, taşınmazın niteliği ve kullanım süresinin ne zaman kullanılmaya başlandığının, imar-ihya işlemine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihlerinin ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği vurgulanmış olup bozmaya uyularak yapılan yargılamada Mahkemece taşınmazın Yamula Barajı Etki alanında kalıp kalmadığının araştırılmadığı, yeniden yapılan keşif sonrası ziraat mühendisi ve gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan 09.11.2022 tarihli bilirkişi raporunda jeodezi bilirkişinin hava fotoğraflarına dair raporundaki verilere aynen yer verildiği, taşınmaz üzerindeki yapının niteliği ve dava tarihindeki değerinin tespiti ile yetinildiği, ancak taşınmazın kültür arazisi olarak kullanılıp kullanılmadığına, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden tarımsal niteliğini belirten, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde değerlendirmelere, taşınmaz bölümünün ne zaman imar-ihya edilmeye başlandığı ve tamamlandığı hususlarına yer verilmediği, önceki ziraatçi bilirkişi raporlarının irdelenmediği, ayrıca eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de davacının dedesi ve dayısı adına aynı çalışma alanı içerisinde senetsizden edindikleri taşınmazların da araştırılmayarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki norm sınırlandırılmasının usulünce denetlenmediği görülmektedir.

4.Hâl böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacının dedesi ve dayısının aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edindikleri sulu ve kuru arazi bulunup bulunmadığı ve miktarı Tapu, Kadastro ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak varsa söz konusu taşınmazların kesinleşme durumlarını gösterir şekilde kadastro tutanak örnekleri ve oluşmuş ise tapu kayıtlarının onaylı örnekleri, Harita Genel Müdürlüğünden taşınmazın bulunduğu yere ilişkin olarak kök 198 parselin tespit tarihinden geriye 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait en az 3 adet bindirmeli hava fotoğrafları bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları istenilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve jeoloji mühendisi bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

5.Yapılacak keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalıdır.

6. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan önceki tarihli zirai bilirkişi raporları da irdelenmek sureti ile taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip üzerine taşınmazın sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli; mahkeme hakiminin taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalıdır.

7.Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmelidir.

8.Jeolog bilirkişiden taşınmazın niteliğinin ne olduğu, Yamula Baraj gölü dolgu veya etki alanında kalıp kalmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü,Mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,1086 sayılı HUMK'un 440/III-2. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.