"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
EK KARAR TARİHİ : 20.06.2023
SAYISI : 2022/1986 E., 2023/414 K.
DAVA TARİHİ : 05.02.2018
HÜKÜM/KARAR : Usulden Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: ... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/39 E., 2022/314 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi,...köyünde bulunan 174 ada 15 parselde kayıtlı taşınmazın adına tescili için babası Ali Tezcan tarafından açılmış ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/262 E., 392 K. sayılı dava dosyası bulunduğunu, anılan davanın kabulüne karar verildiğini, davalı İdarenin temyizi üzerine Yargıtay tarafından taşınmazın babasından kalması nedeniyle kendisi adına tescil olmayıp tüm mirasçılar adına tescilinin gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verildiğini, oysa taşınmazın Hacer Tezcan'dan babası Ali Tezcan'a, babası Ali'den de kendisine kaldığını ileri süerek adına tapuya tesciline karar verilmesini, Mahkemenin aksi görüşte olması halinde ise taşınmazın Hacer Tezcan mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının babası Ali Tezcan tarafından dava konusu taşınmaza ilişkin dava açıldığını, yapılan yargılama neticesinde dava konusu taşınmaza ilişkin başka mirasçılar da bulunduğundan 03.11.2011 tarihli, 2011/392 Karar sayılı kararla davanın reddine karar verildiğini, Mahkemenin anılan kararı temyiz edilmekle Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.02.2016 tarihli kararı ile onanması sonrası 11.07.2016 tarihinde kesinleştiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.03.2019 tarihli ve 2018/38 Esas, 2019/102 Karar sayılı kararıyla; taraf sıfatı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen "taraf sıfatı yokluğundan davanın usulden reddi" kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince yapılan istinaf incelemesi sonunda;"Mahkemece öncelikle davacıya kendi adına mı yoksa tereke adına mı tescil istediğini açıklattırması, kendi adına tescil istemesi halinde taksim, hibe satış işlemlerinden hangisine dayandığı açıklattırılması ve bu yönde bildirdiği delilleri toplanıp değerlendirilmesi, davacının tüm mirasçılar adına tescil istemesi halinde ise davacı tarafa öncelikli olarak mirasçılarının tümünün muvafakatının alınması veya terekeye temsilci atanması için süre verilerek taraf teşkilinin sağlanmaya çalışılması, verilen süre içinde mirasçıların muvafakati alınmaz veya miras şirketine temsilci atanması için dava açılmaz ise mirasçıların tek başına dava açma hakları olmadığı ve davada taraf teşkili sağlanmadığı göz önünde bulundurularak karar verilmesi gerektiği" belirtilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-a.6 ncı maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kaldırma kararı sonrası, İlk Derece Mahkemesinin 22.09.2022 tarihli ve 2021/39 Esas, 2022/314 Karar sayılı kararıyla; davanın HMK'nın 150/5 inci maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
1. İlk Derece Mahkemesinin 22.09.2022 tarihli ve 2021/39 Esas, 2022/314 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Ek Karar: İlk Derece Mahkemesinin 03.11.2022 tarihli ek kararı ile, "davacının istinaf başvuru tarihi itibariyle sulh hukuk mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tereke temsilcisi tayin edildiği, davacı olarak kararı istinaf etme hakkının bulunmadığı" gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı Tereke Temsilcisi, ek karara karşı verdiği istinaf başvuru dilekçesinde; davanın işlemden kaldırılmasının hatalı olduğunu, bu sebeple hem kendi adına hem de tereke temsilcisi sıfatı ile karara karşı istinaf talebinde bulunduğunu, terekeye temsilci atandığı için davacı sıfatı sona erse dahi kendisinin aynı zamanda tereke temsilcisi olduğu için taraf sıfatının devam ettiğini bu sebeple Mahkemenin taraf sıfatının bulunmadığı iddiası ile istinaf talebini reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf talebinin reddine yönelik kararın ve davanın açılmamış sayılması kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 24.03.2023 tarihli ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.11.2022 tarihli ve 2021/39 E., 2022/314 K. sayılı ek kararının kaldırılmasına, ek karar kaldırılarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.09.2022 tarihli ve 2021/39 E., 2022/314 K. sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı ...'ın istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 inci maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tereke temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı tereke temsilcisi tarafından, istinaf sebepleri tekrar edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istenilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150 nci ve 371 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... ili, ... ilçesi,...köyü çalışma alanında bulunan 174 ada 15 parsel sayılı 88.445,45 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup ileride ekonomik yarar sağlanması mümkün olduğundan ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Kadastro tutanağının 16.04.2008 - 15.05.2008 tarihleri arasında askı ilanına alınarak askı ilan süresi içerisinde tespite itiraz davası açılmaması nedeniyle 16.05.2008 tarihinde kesinleşmesi sonucu taşınmaz Hazine adına tapuya tescil edilmiştir.
3. Davacının 18.03.2022 tarihli duruşmada davacının davayı tereke adına açtığını beyan etmesi üzerine, Mahkemece ara karar ile davacı tarafa Sulh Hukuk Mahkemesinde kök mirasbırakan ...'ın terekesine temsilci tayini için dava açmak üzere 2 haftalık süre ve yetki verilmiş, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 17.06.2022 tarihli ve 2022/222 E., 2022/410 K. sayılı kararı ile davacı ..., Hacer Tezcan terekesine temsilcisi olarak atanmış; davacının 21.06.2022 tarihli duruşmaya herhangi bir mazeret bildirmeksizin katılmadığı, 21.06.2022 tarihinde işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmediği anlaşılmıştır.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı - Tereke Temsilcisinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Onama harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.