"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1807 E., 2023/637 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/544 E., 2021/339 K.
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakan babası ...’nın kronik şeker ve kalp hastası olup uzun yıllar yatağa bağımlı olarak yaşadığını, kardeşi olan davalının mirasbırakanı hata ve hileye düşürerek mirasbırakana ait dava konusu 1494 parsel sayılı taşınmazın bedelsiz olarak adına tescilini sağladığını, bu hususta mirasbırakan tarafından da İstanbul Anadolu 9.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/111 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, ayrıca İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/113680 soruşturma nolu dosyası ile de inceleme başlatıldığını, ayrıca temlik tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetini haiz olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; dava konusu taşınmaz ile ilgili aynı hukuki nedene dayalı olarak açılan Mahkemenin 2013/111 Esas sayılı dosyasının derdest olduğunu, mirasbırakanın iradi olarak taşınmazı borcuna karşılık olarak kendisine devrettiğini, ancak daha sonra davacının yönlendirmesi ile dava açtığını, mirasbırakanın davacıya da taşınmaz devrettiğini, dava konusu taşınmazın alımı ve üzerindeki binanın yapımında büyük katkıları bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 29. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.06.2017 tarihli ve 2016/368 E., 2017/189 K. sayılı kararı ile; aynı hususta taraflar arasında İstanbul Anadolu 9.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/111 Esas sayılı dosyasının derdest olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/111 Esas sayılı dosyası ile eldeki davanın konusu ve sebebi aynı olup ilk dosyanın muris tarafından açıldığı, ancak ölümü üzerine dosyanın atanan tereke memuru tarafından takip edildiği, eldeki dosya davacısının da mirasbırakan tarafından açılan davada davaya devam edeceğini bildirdiği, bu durumda ilk dosyada verilecek kabul kararının sonucu olarak taşınmazın terekeye iadesine ve mirasçıların payları oranında tescile karar verileceği, yani ilk dosyanın eldeki davadan daha geniş kapsamlı olduğu, terekeye temsilci atanması ile mirasçıların davayı takip yetkisinin sona ereceği, bu durumda her iki davanın taraflarının aynı olacağının söylenemeyeceği, dolayısıyla derdestliğin söz konusu olmadığı, Mahkemece yapılması gerekenin farklı ve çelişkili kararların önlenmesi bakımından birleştirme kararı vermek olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden görülmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece kaldırma kararı sonrasında, eldeki dava mirasbırakan tarafından açılan ve Mahkemenin 2013/111 Esas sayılı dosyasıyla görülen dava ile birleştirilmiş, birleştirmeden sonra Mahkemenin 2013/111 Esas sayılı dosyasında 26.12.2017 tarihli karar ile tekrar birleştirilen davanın tefrikine karar verilmiş ve dosya Mahkemenin 2017/544 Esasına kaydedilmiştir.
İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.04.2021 tarihli ve 2017/544 E., 2021/339 K. sayılı kararı ile; Mahkemenin 2013/111 Esas sayılı dosyası ile eldeki davanın aynı hukuki nedenlere dayanılarak açıldığı, Adli Tıp Kurumu raporuna göre ... ’in temlik tarihinde hukuki işlem ehliyetinin bulunduğunun saptandığı, anılan dosyada temlikin hata ve hile ile yapıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, anılan kararın derecaattan geçerek kesinleştiği, bu dava dikkate alındığında davacının aynı sebeplere dayanarak ikinci bir dava açmasının hukuken dinlenilemeyeceği ve sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, her ne kadar dava dilekçelerinde murisin sağlık durumu ile ilgili açıklamalar yapılmışsa da bu durumun davanın ehliyetsizlik ve hile nedenine dayanıldığını göstermeyeceğini, eldeki davanın muris muvazaasına dayalı olarak açıldığını, murisin ehliyetli olsa dahi işlemin muvazaalı olduğunu, davalı tarafça taşınmazın borç karşılığı olarak devredildiği savunulsa da buna dair bir belge sunulmadığı, tanıklarca da devrin bedelsiz olduğunun söylenildiğini, murisin mali durumunun iyi olup taşınmazı satmasını gerektirir makul ve haklı bir nedeninin bulunmadığını davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 18.04.2023 tarihli ve 2021/1807 E., 2023/637 K. sayılı kararıyla; dava konusu 1494 parsel sayılı taşınmazın tarafların murisi ... tarafından bizzat 06.11.2012 tarihinde oğlu davalı ...'e satış suretiyle devredildiği, 1930 doğumlu mirasbırakanın 08.03.2016 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak davacı ve davalının kaldığı, muris tarafından İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/111 Esas sayılı dosyası ile davalı ...'e karşı hata, hile hukusal nedenine dayalı 13.03.2013 tarihinde tapu iptal ve tescil davası açıldığı, yargılama sırasında davacı ...'nın İstanbul Anadolu 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 04.06.2014 tarih ve 2013/116 E., 2014/684 K. sayılı ilamı ile TMK'nın 405. maddesi gereğince kısıtlanmasına karar verildiği, davacının 08.03.2016 tarihinde ölümü üzerine de davanın, tereke temsilcisi tarafından sürdürüldüğü, davada alınan ATK Fizik İhtisas Dairesinin 04.03.2016 tarihli raporunda ...'nın 06.11.2012 tarihinde fiili ehliyeti haiz olduğu yönünde mütalaada bulunulduğu, Mahkemece tanık anlatımları ve tüm dosya içeriği ile hata hilenin kanıtlamadığı gerekçesiyle davanın reddine, bu dava ile birleşen eldeki davanın da tefrikine karar verildiği, kararın kesinleştiği, eldeki davanın muris ...'nın ehliyetsizliği ve davalı tarafından hileye düşürüldüğü iddiasına dayalı olarak miras payı oranında tapu iptal ve tescil isteği ile açıldığı, murisin tüm mirasçılarının taraf olduğu, murisin işlem tarihinde ehliyetli olduğu, murisin hile hukuki sebebine dayalı açtığı davanın da kanıtlanamadığı, davacı tarafça muris muvazaası hukuki nedenine dayanıldığı ileri sürülse de esasen hileye dürüşürüldüğünü ileri süren murisin mal kaçırma iradesinden de söz edilemeyeceği nazara alındığında Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerinin tekrarı ile kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6, 706; Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’nın 08.03.2016 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak davacı ... ile davalı oğlu ...’in kaldığı, mirasbırakanın 1494 parsel sayılı taşınmazını 06.11.2012 tarihinde davalı oğlu ...’e satış suretiyle devrettiği, mirasbırakan tarafından İstanbul Anadolu 9.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/111 Esasa sayılı dosyası ile davalı ...’e karşı, temlikin hata ve hile ile yapıldığı iddiası ile tapu iptali ve tescil davası açıldığı, yargılama sırasında mirasbırakanın ölümü üzerine davanın tereke temsilcisi tarafından sürdürüldüğü, anılan davada davanın reddine karar verildiği ve kararın temyiz edilmediğinden kesinleştiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.