Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4759 E. 2024/928 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın terekesine dahil taşınmaz için açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kök mirasbırakanın terekesinin paylı mülkiyete tabi olmasına rağmen, sonradan ölen mirasçılardan birinin terekesinin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması ve davacının bu mirasçının mirasçısı olması nedeniyle, taşınmazın tamamının davacı adına tescili istemiyle açılan davada aktif dava ehliyetinin olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davanın husumet yokluğundan reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

...

...

...

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince bir kısım mirasçının istinaf dilekçesinin reddine, davacı ...’ın istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı ... ve katılma yolu ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ...; dava konusu ... köyü çalışma alanında bulunan 151 ada 3 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanı ... ...’dan geldiğini ancak kadastro tespitinin hatalı olarak davalı ... ... adına yapıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, 27.07.2017 tarihli dilekçesi ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile kendisi ve diğer davacılar adına payları oranında tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Bir kısım ... ... mirasçısı, 12.04.2016 tarihli dilekçe ile davacı yanında davaya katılma talepleri olduğunu belirtmiş, Mahkemece davacı yanında davaya katılma taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.

II. CEVAP

Dahili davalılar vekili; davacının 1996 yılında ölen ...’na husumet yönelttiğini, Mahkemece re’sen, anılan davalının mirasçılarının davaya dahil edilmesinin doğru olmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, iddianın doğru olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın esastan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... ile mirasçılar ... ve ... ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı ve mirasçılardan ... ... ile ... ... istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalıların zilyetlik iddialarını kanıtlayacak delil bulunmadığını, çekişmeli taşınmazda 16. yüzyıldan beri ata evlerinin bulunduğunu, bu evin büyük dedeleri ... ...’a ait olduğunu, taşınmazın tapulu olduğunu, aleyhlerindeki zilyetlik kaydı iddiasının geçerliliğinden bahsedilemeyeceğini, bu belgeye dayanılarak 20 yıllık zamanaşımına hükmedilerek davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporlarını reddettiklerini, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarını kabul etmediklerini, davalılar vekilinin 23.06.2015 tarihli dilekçesinde ...’ı tanıdıklarını beyan ettiğini, davalıların zilyetliğinin kötüniyetli olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; mirasçılar ... ... ve ... ... tarafından usulüne uygun açılmış bir davanın bulunmadığı, istinaf kanun yoluna ancak davanın taraflarının başvurabileceği gerekçesi ile anılan mirasçılar yönünden istinaf dilekçesinin reddine; mirasbırakan ...’nın ölüm tarihinde uygulanan Medeni Hukuk kuralları gereğince “elbirliği mülkiyeti” kabul edilmediğinden, dava konusu taşınmazın mirasbırakanın mirasçıları olan eşi ve iki çocuğu yönünden paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu ancak mirasçılarından ... ...’ın ve oğlu ... ...’ın ölüm tarihi itibariyle terekelerinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, ... ...’ın ve oğlu ... ...’ın tüm mirasçılarının birlikte dava açmaları veya tereke adına bir mirasçı tarafından açılan davaya muvafakat vermeleri ya da tereke adına açılan davanın terekeye temsilci atanması suretiyle devam ettirilmesi gerektiği, davacı tarafından ıslahla dahi olsa davacı yanında taraf arttırılmasının mümkün olmadığı, eldeki davada davacı ...’ın aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davacının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... ve katılma yolu ile davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ile aşamadaki iddialarını tekrar ederek ve tek bir mirasçının tüm tereke adına dava açabileceğini, hak düşürücü süre nedeniyle davanın acilen açılması gerektiğini, 27.07.2017 tarihli dilekçesinde açıkça kendisi ve diğer mirasçılar adına tescil talep ettiğini, kararın yerinde olmadığını, aşamada bir kısım mirasçının davaya dahil olduğunu ve tereke temsilcisinin de atandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Dahili davalılar katılma yoluyla sundukları temyiz dilekçesinde özetle; lehlerine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın düzeltilerek onanmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı ve 702 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu ... köyü çalışma alanında bulunan 151 ada 3 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak ölü olduğu belirtilmek suretiyle...oğlu ... ... adına tespit edildiği, tespitin 18.03.2005 tarihinde kesinleştiği, mirasbırakan ...’nın 15.04.1920 tarihinde öldüğü, geride 1932 yılında ölen eşi ... ile oğulları ... ve ...’nin mirasçı olarak kaldığı, ...’nin 1952 yılında öldüğü, geride mirasçı olarak dava dışı ...’nun kaldığı, ...’nün 1954 yılında öldüğü, geride oğulları ... ... ile ... ve ...’nın mirasçı olarak kaldığı, ... ...’nin 1977 yılında ölümü ile geride ... ...; ...’ın 1999 yılında ölümü ile geride ..., ... ve davacı ...; ...’nın 1955 yılında ölümü ile geride ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’nun mirasçı olarak kaldığı, aşamada ... ...’nun ... dışındaki mirasçılarının davacı yanında davaya katılmayı talep ettikleri, Hopa Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/47 Esas, 2016/201 Karar sayılı kesinleşen kararı ile mirasbırakan ... terekesine ...’nun tereke temsilcisi olarak atandığı ve temsilcinin davaya dahil edildiği anlaşılmaktadır.

2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Bilindiği üzere; iştirak (elbirliği) halinde mülkiyet hükümlerine tabi olan bir terekeye dahil olduğu iddia edilen taşınmaza ilişkin olarak mirasçılar miras payları oranında adlarına tescil istemiyle diğer mirasçılar aleyhine dava açabilirlerse de, terekeye karşı üçüncü kişi durumundaki kişiler aleyhine miras payına yönelik olarak dava açmaları hukuken mümkün bulunmamaktadır. Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı ve 702 inci maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için, bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir davada tüm mirasçıların katılımının sağlanması zorunludur. Ancak elbirliği mülkiyetinin söz konusu olduğu hallerde bir mirasçı payına yönelik olarak tek başına dava açamayacağı gibi sonradan diğer mirasçıların muvafakatlarinin alınması ya da terekeye temsilcisi atanması da hüküm ifade etmeyecektir.

4. Somut olaya gelince; davacının dava konusu taşınmazın mirasbırakanı ...’dan intkal ettiğini ileri sürdüğü, kök mirasbırakan ...’nın ölüm tarihi itibariyle terekesinin paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu ancak mirasçılarından ... ...’ın ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, TMK'nın 640 ıncı ve 702 nci maddelerine göre mirasbırakan ... ...’ın tüm mirasçılarının birlikte dava açmaları veya tereke adına bir mirasçı tarafından açılan davaya muvafakat vermeleri ya da tereke adına açılan davanın terekeye temsilci atanması suretiyle devam ettirilmesi gerektiği, mirasçılardan birinin tek başına adına tescil istemiyle dava açması halinde ise diğer mirasçıların davaya katılımlarının sağlanması veya miras ortaklığına temsilci tayini yoluyla davanın yürütülmesinin mümkün olmadığı, davacının 27.01.2015 tarihli dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep ettiği, davacının dava dilekçesindeki talebinin dava konusu taşınmazın terekeye döndürülmesi, bir başka ifade ile mirasbırakan ... ...’nın tüm mirasçıları adına mirasbırakanın miras payı oranında tescili istemine ilişkin olmayıp taşınmazın tamamının adına tesciline yönelik olduğu; diğer taraftan, davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine karar verildiği dikkate alınarak davalı taraf lehine AAÜT’nin 7/2 inci maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedildiği gözetildiğinde temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ve dahili davalılar vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ve dahili davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 368,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan, 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden dahili davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...