Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4796 E. 2024/7147 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı olarak, miras paylaşımı kapsamında davacıya verildiği iddia edilen taşınmazın davalılar adına tescil edilmesi nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açılması.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların, davacıya devredildiği iddia edilen taşınmaz karşılığında başka bir taşınmaz verildiğini ispatlayamaması ve davacının miras paylaşımı sözleşmesine dayanarak dava açma hakkının bulunması gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararı, hüküm fıkrasında yer alan bazı maddi hatalar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/380 E., 2023/267 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının babası ve davalıların dedesi olan ...'ın 1998 yılında vefat ettiğini, murisin vefatından sonra davacı ile davalıların babası ...'ın 15.01.2001 tarihinde muristen intikal eden taşınmazları taksim ettiklerini, bu taksim kapsamında taraflar arasında 14.01.2001 tarihli mukavelename imzalandığını, bu mukavelename kapsamında her iki tarafa eşit hisselerle taksim edilen ve köy içerisinde yer alan taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalıların miras bırakanları ... adına tespit ve tescil edildiğini belirterek taraflar arasındaki taksim sözleşmesi gereğince davaya konu Bursa ili, ..... ilçesi, ... köyünde bulunan 126 ada, 21 parsel nolu taşınmazın 1/2 hissesinin davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın haksız olduğunu, dava konusu taşınmazın davalılar murisi tarafından 05.07.1991 tarihinde harici satış senediyle dava dışı...'ten satın aldığını, bu senetle davalılar murisinin Köyiçi mevkiindeki ev, ahır ve bahçe vasıflı 1.500 m2 yüzölçümlü taşınmaz ile bahçe vasıflı ve 1.500 m2 yüzölçümündeki iki taşınmazı satın alıp zilyetliğini teslim aldığını, kadastro tespitinin de buna göre yapıldığını, 21 parsel sayılı taşınmaz içerisinde tarafların müşterek murisi ...'dan intikal eden ve üzerinde ev, samanlık, ahır bulunan 200 m2 yüzölçümlü bir kısmın bulunduğunu ancak bu kısım karşılığında davalılar murisi tarafından .... mevkiindeki 130 ada 31 parsel sayılı taşınmazın davacıya temlik edildiğini, bu suretle 21 parsel sayılı taşınmazın bütünlüğünün sağlandığını, davacının dava konusu taşınmazdaki müşterek muristen intikal eden bölüme karşılık 31 parsel sayılı taşınmazı alması nedeniyle dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir hakkının kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25.03.2015 tarih ve 2014/318 Esas, 2015/96 Karar sayılı kararıyla; davacı ve davalılar murisi arasında imzalanan taksim sözleşmesi kapsamında davacı payına düşen taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda davalılar murisi adına tescil edildiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA KARARI VE SONRASINDAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 25.03.2015 tarih ve 2014/318 Esas 2015/96 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.03.2018 tarih ve 2015/10797 Esas, 2018/1887 Karar sayılı kararıyla; davacının dayandığı “mukavelename” başlıklı 14.01.2001 tarihli taksim sözleşmesinin, sözleşme tarihinde davacının annesi ....’ın sağ olması ve sözleşmede imzası bulunmaması sebebiyle geçerli olmadığı, bu sözleşmenin yalnızca tarafları açısından bağlayıcı olacağı, öte yandan davalı tarafça taşınmazın dava konusu edilen bölümüne karşılık olarak.... Mevkiinde bulunan 130 ada 31 parsel sayılı taşınmazın davacıya verildiği iddia edilmiş olmasına rağmen bu konuda araştırma yapılmadığı, bu kapsamda 130 ada 31 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tespit tutanağı, varsa dayanakları ve oluşmuşsa tedavüllü tapu kaydının dosya kapsamına alınması ve mahallinde keşif icra edildikten sonra tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dışı .... ile davalılar murisi ... arasında 120.000,00 TL bedelli ev, ahır ve bahçenin temlikine ilişkin 05.07.1991 tarihli taşınmaz satış sözleşmesinin bulunduğu, öte yandan 130 ada 31 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosuyla 29.01.2008 tarihinde davacı adına tespit ve tescil edildiği, 14.01.2001 tarihli taksim sözleşmesinde ise farklı yerlerdeki taşınmazların ... ve ... arasında paylaştırıldığı, bu paylaşımda .... bahçe ve ... evler aramızda yarı yarıya paylaşılmıştır ibaresinin geçtiği, davacıya bırakılan taşınmazlar arasında Kestanelik (...) mevkiındeki taşınmazın da yer aldığı, davalı tarafça dava konusu taşınmaz karşılığında Kestanelik mevkiindeki taşınmazın davacıya bırakıldığı ileri sürülmüş ise de ana paylaşım planında Kestanelik tarlasının davacıya evin arkasındaki bahçenin karşılığında bırakıldığının kabul edilmesinin daha yerinde olacağı, evlerle ilgili farklı bir anlaşma metni ya da somut delil bulunmadığından anlaşmayı temel almanın doğru olacağı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın değerine oranla hükmedilen vekalet ücreti ve harcın yüksek miktarda olduğunu, davacı tarafça eldeki davanın açılması için davalılar murisinin ölmesinin beklendiğini, bunun ise hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davalılar murisinin 14.01.2001 tarihli taksim sözleşmesi sonrasında da taşınmazın çekişmeli bölümünde bulunan evde yaşadığını ve tüm tadilatları yaptığını, bu kapsamda bir kişinin kendisine ait olmayan ev için masraf yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın taksim edildiği 14.01.2001 tarihinden davalılar murisinin öldüğü 18.12.2013 tarihine kadar taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunmadığını, çekişmeli bölüm üzerinde bulunan evde davalılar murisinin ikamet etmesine ve evin bakım ile onarımının yapılmasına davacının bir itirazı bulunmadığını, taksim sözleşmesinin geçerli olmamasının ve davacı tarafın kendisine bırakılan 130 ada 31 parsel sayılı taşınmazı satmış olmasının hükümde nazara alınmadığını ileri sürerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kadastro çalışmaları sonucu, ... köyünde bulunan 126 ada 21 parsel sayılı 2.443,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle .....adına tespit ve tescil edildiği, davacının irsen intikal ve taksim nedenine dayanarak dava konusu taşınmazın bir bölümünün yarı payının adına tescili istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Eldeki davada Mahkemece, dava konusu taşınmazın çekişmeli bölümüne karşılık gelen pay oranında tapu kaydının iptali ile iptal edilen payın davacı adına tesciline, kalan payın davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken edinme nedenini değiştirecek şekilde davalılar payı yönünden yeniden tescil hükmü kurulması isabetsiz olduğu gibi, çekişme konusu taşınmaz bölümünün değerinin 7.740.95 TL olduğu gözetilerek bu değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmemesi de doğru görülmemiştir.

5. Ne var ki anılan hususlar yemden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK'nın geçici 3. maddesinin 2. fıkrasının yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinin 7. fıkrası uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile temyiz olunan Mahkeme

kararının hüküm fıkrasının;

-(1) numaralı bendinin hüküm yerinden çıkartılmasına, yerine (1) numaralı bent olarak "Davanın Kabulü

ile; Bursa ili ... ilçesi ... köyünde kain 126 ada 21 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan

tapu kaydının 20.000/244.329 pay oranında iptali ile aynı oranda davacı adına tapuya kayıt ve tesciline,

bakiye payın davalılar uhdesinde bırakılmasına" cümlesinin yazılmasına;

-(2) numaralı bendinin hüküm yerinden çıkartılmasına,yerine (2) numaralı bent olarak "Harçlar Kanunu

uyarınca tahsili gereken 528,79 TL harçtan davanın başında alınan 170,80 TL harcın mahsubu ile bakiye

357,99 TL harcın davalılardan alınarak Hâzineye gelir kaydına" cümlesinin yazılmasına;

-(7) numaralı bendinin hüküm yerinden çıkartılmasına, yerine (7) numaralı bent olarak "Davacı kendisini

vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT tarifesinin 13/1-2. maddesi uyarınca hesaplanan 7.740,95 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine" cümlesinin yazılmasına;

Hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davalılara iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

26.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.