"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1066 E., 2023/1400 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/399 E., 2023/102 K.
Taraflar arasındaki muris muvaazası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıların murisi olan ...'ın 20.09.2019 günü vefat ettiğini, muris adına kayıtlı olan Karaman ili, .... ilçesi, ..... köyünde kain 273 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesinin, 2249 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesinin ve 778, 1153, 1852, 1864 ve 2128 parsel sayılı taşınmazların murisin ölümünden bir buçuk ay kadar önce murisin kızı davalı ...'a satış gibi gösterilerek devredildiğini, muris ve davalının aynı evde yaşadıklarını, murisin ve davalının gerçekleştirdiği bu satışın muvazaalı ve gerçek bir bedel ödemesi olmadan yapılmış göstermelik bir satış olduğunu, davalının göstermelik olarak murise ödediği bir para veya bedel varsa bile bu bedelin kendi parası olmadığını, murisin maddi durumunun iyi olduğunu ve taşınmaz satmasına gerek bulunmadığını, taşınmazların satış bedelinin belediye emlak değeri üzerinden yapıldığını belirterek satış işleminin iptali ve ortak muris ... mirasçılarının adına miras payları oranında tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılardan ... 03.01.2020 havale tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
Davacılardan ... 22.10.2020 tarihli duruşmada davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; murisin eşi 1989 yılında vefat ettikten sonra murisin davalının yanında kaldığını ve davalının murise 30 yıl kadar baktığını, son sekiz yılda ise murisin yatalak olduğunu ve yatalak olduğu dönemde de yine davalının özenle baktığını, murisin yalnızca Hollanda maaşını davalının çektiğini, devir gerçekleştiği sırada murisin yine hasta olduğunu ancak akıl sağlığının yerinde olduğunu, üstelik aile hekiminden akıl sağlığı yerinde raporu alındığını, murisin hiçbir zaman diğer mirasçılardan mal kaçırma amacı olmadığını, her ne kadar tapuda satış gösterilmiş olsa bile asıl niyetin bakımdan dolayı devir olduğunu, gayrimenkul devrinin ölünceye kadar bakma sözleşmesi niteliğinde olduğunu, murisin de bu bakım karşılığında gayrimenkulleri kızına devir ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu tüm parsellerin 06.08.2019 tarihinde murisin sağlığında kızı olan davalıya tapuda satış olarak devrinin yapıldığı, tanık beyanlarına göre murisin bakıma muhtaç olmadığı, ekonomik durumunun iyi olduğu, paraya ihtiyacı bulunmadığı, trafik kazasından sonra davalı dışındaki davacı çocuklarının bakımına çok yardım etmedikleri, davalının çalışmıyor oluşu ve dava konusu taşınmazları alabilecek maddi güce sahip olmadığı gibi taşınmazların bedellerini ödediğine dair hiç bir belge ve bilgi sunmadığı, yapılan satış işlemini ispat edemediği, bu doğrultuda tapuda yapılan satış işlemlerin muvazaalı olarak yapıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davacı ...'ın davasının feragat nedeniyle reddine, diğer davacıların davalarının pay oranında kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından dosyanın tam olarak incelenmediğini, davacılardan ...'nın 22.10.2020 tarihli duruşmadaki feragatinin değerlendirilmediğini, davalının, son 8 yılı yatalak olmak üzere 30 yıla yakın bir süre murise baktığını, bu hususu davacı ve davalı tanıklarının tamamının doğruladığını, murisin muradının ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmak olduğunu, ancak şekil şartlarında yoksunluk mevcut olduğunu, bu durumda Yargıtayın murisin iradesini irdelediğini, ortada mirasçılardan mal kaçırmanın söz konusu olmadığını, dosya kapsamında dinlenen şahitlerin, murisin diğer çocuklarının murisle ilgilenmediğini ancak davalının baktığını, bu hareketlerine karşılık murisin davalıya minnet beslediğini ifade ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı taraf her ne kadar murise bakım savunmasında bulunmuş ise de dava konusu taşınmazlar dışında murisin mirasçılarının bir kısmının davalıya açmış olduğu muris muvazaasına ilişkin Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/692 Esas, sayılı dosyasında davaya ilişkin bağımsız bölümde muris ... adına kayıtlı olan 1/4 hisseyi vekili aracılığıyla 17.04.2015 tarihinde davalı kızına murisin minnet duygusu ile satış gösterilerek temlik ettiğinden davanın reddine karar verildiği, eldeki dosyada da davalı tarafından dava konusu taşınmazların muris tarafından minnet duygusu ile temlik edildiğinin ileri sürüldüğü, devredilen taşınmazların sayısı ve değerleri dikkate alındığında murisin malik olduğu taşınmazlarının tamamına yakınını davalıya devretmesinin minnet duygusunu aştığının anlaşıldığı, dinlenen tanık beyanlarından murisin mal satmaya ihtiyacı olmadığı, murisin sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunmadığı, dava konusu taşınmazların mirasbırakan tarafından davalıya temlikinin bedelsiz, muvazaalı ve mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olduğu sonucuna varıldığı, bu durumda, davacının muris muvazaası iddiasının sabit bulunduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu ve davalı tarafın esasa dair istinaf başvurusunun reddi gerektiği, öte yandan işbu dosya terekeye iade istekli olarak açılmış olmasına göre davacıların miras payı oranında davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değil ise de bu hususun taraflarca istinaf edilmediğinden eleştirilmekle yetinildiği, ayrıca davacılardan ... 22.10.2020 tarihli duruşmada davadan feragat ettiğini beyan etmiş olmasına rağmen Mahkemece bu davalı hakkında davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, bu hususa ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile davacı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesisi ile davacılar ... ve ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer davacıların davasının pay oranında kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka uygun olmadığını, işlemlerin satış gibi görünse de ölünceye kadar bakma sözleşmesi niteliğinde olduğunu, İstinaf Mahkemesi gerekçeli kararında tarafları ve konusu aynı olan Konya 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/692 Esas, sayılı dosyasında ve yine aynı İstinaf Mahkemesinin 2022/2328 Esas, 2023/227 Karar sayılı ilamı ile yapılan değerlendirmede söz konusu davada Muris ... adına kayıtlı 1/4 hisseyi davalıya minnet duygusu ile temlik ettiğinden davanın reddine karar verildiği, murisin malik olduğu taşınmazların tamamına yakınını davalıya devretmesinin minnet duygusunu aştığı kanaati ile istinaf talebinin reddedildiğini, ancak davalının son 8 yılı yatalak olmak üzere 30 yıl boyunca annesine baktığını, İstinaf Mahkemesinin annesine bakım karşılığı taşınmazın 1/4'ünü aldığından bu dosyalardaki gayrimenkullerin bakım değerini aştığı gerekçesiyle davayı reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek ve önceki iddialarını da tekrarlayarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,
Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706. maddesi,
Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi,
Tapu Kanunu'nun 26. maddesi,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 312. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Davaya konu Karaman ili, ..... ilçesi, .... Mahallesi, 273 (Toplulaştırma sonucu 168 ada 41) parsel sayılı taşınmazın muris adına kayıtlı 1/2 hissesi, 778 (Toplulaştırma sonucu 176 ada 4) parsel, 1852 ve 1864 (Toplulaştırma sonucu 198 ada 7) parseller, 2128 (Toplulaştırma sonucu 213 ada 30) parsel, 1153 sayılı parsel ile 2249 parsel sayılı taşınmazın muris adına kayıtlı 1/2 hissesi muris tarafından davalı ...'a 06.08.2019 tarihinde satış suretiyle devredilmiştir.
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 11.195,98 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.