Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5042 E. 2023/6176 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında boşluk olarak tescil harici bırakılan taşınmazın davacı tarafından zilyetlikle iktisap edildiği iddiasıyla açılan tapu tescil davasında, Mahkemenin görevli olup olmadığı ve davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Nizalı taşınmazın bulunduğu alanda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 8. maddesi uyarınca kadastro çalışması yapılıp tespit tutanakları düzenlendiği, kadastro mahkemelerinin görevine ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu ve yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiği, bu nedenle taşınmazın kadastro parselleri içinde kalan kısımları yönünden görevsizlik kararı verilmesi ve dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesi, tescil harici kalan kısımları için ise eksik inceleme yapıldığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/24 E., 2021/200 K.

DAVA TARİHİ : 07.01.2014

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 27.10.2020 tarihli, 2017/364 Esas, 2020/4845 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş; kararın davalı Hazine vekili, dahili davalı ... vekili ile dahili davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; 343 parsel sayılı taşınmazın sınırındaki nizalı taşınmaz bölümünün kadastro çalışmaları sırasında boşluk olarak tescil harici bırakıldığını, oysa taşınmazın müvekkili tarafından imar-ihya edildikten sonra dava tarihine kadar nizasız ve fasılasız şekilde zilyet edildiğini ileri sürerek taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek Mahkemece bu hususta yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Dahili davalı ... vekili ile dahili davalı ... Belediye Başkanlığı vekili ayrı ayrı cevap dilekçelerinde; dava konusu taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek Mahkemece bu hususta yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddi ile taşınmazın vekil eden Belediye adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

3. Dahili davalı DSİ Genel Müdürlüğü tarafından davaya cevap verilmemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 12.05.2015 tarihli, 2014/6 Esas, 2015/317 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaz bölümü özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olup taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişi ... tarafından tanzim edilen 24.11.2014 havale tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 21.000,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı ... adına tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 27.10.2020 tarihli, 2017/364 Esas, 2020/4845 Karar sayılı kararıyla; 6100 sayılı HMK'nın, "hükmün kapsamı" başlığını taşıyan 297 nci maddesinin (b) bendinde; Mahkemece 24.02.2015 tarihli duruşmada, davasını DSİ Genel Müdürlüğüne yöneltmesi için davacı yana süre tanınmış olup davacı vekilinin 16.03.2015 havale tarihli dilekçesi ile dava DSİ Genel Müdürlüğüne yöneltildiği halde, DSİ Genel Müdürlüğünün gerekçeli karar başlığında taraf olarak gösterilmediği gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Mahkemenin 28.04.2021 tarihli, 2021/24 Esas, 2021/200 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmaz bölümü özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olup taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, bilirkişiler tarafından incelenen hava fotoğraflarından da bu hususun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişi ...tarafından tanzim edilen 24.11.2014 havale tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 21.000,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı ... adına tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili, dahili davalı ... vekili ile dahili davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın eksik araştırma ve incelemeye dayalı olduğunu, bir taşınmaza ev ahır gibi yapılar yapmanın imar-ihya faaliyetlerinden sayılmayacağını, taşınmazın ne zaman imar-ihya edildiğinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmediğini, kaldı ki eldeki davada 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, dosya kapsamına göre dava konusu taşınmaz bölümünde zilyetliğin ilk defa ne zaman başladığı, ne şekilde sürdürüldüğü hususunun tam olarak açıklığa kavuşturulmadığını, bilirkişilerden aldırılan raporların hükme elverişli olmadığını, hükmün eksik incelemeye dayalı olarak oluşturulduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Dahili davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın bir bölümünün kanal ve kanal yolu olup bu kısmın vekil eden İdare adına tescil edilmesi gerektiğini, öte yandan hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda kanal ve kanal yolunun neresi olduğunun net şekilde gösterilmediğini, bu anlamda raporun infaza elverişli de olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1, 17 ve 27 maddeleri

3. Değerlendirme

1. 1972 yılında ... ili, Merkez ilçesi,... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu taşınmaz bölümü “boşluk” olarak tescil harici bırakılmıştır.

2. Mahkemece hükme esas alınan 24.11.2014 havale tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen nizalı taşınmaz bölümünde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Dairemizin 18.05.2023 tarihli geri çevirme kararı uyarınca dosya arasına aldırılan kayıt ve belgelerden, 2022 yılında nizalı taşınmaz bölümünün bulunduğu çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun geçici 8 inci maddesine dayalı olarak kadastro çalışması yapıldığı ve nizalı taşınmaz bölümünün bulunduğu yerde 158 ada 14, 15 ve 16 parsel numaralarıyla tespit tutanaklarının düzenlendiği anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27 inci maddesinde; mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında, o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevinin sona ereceği ve dava dosyalarının kadastro mahkemesine re'sen devrolunacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerine ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir.

Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, teknik bilirkişiden hükme esas alınan 24.11.2014 havale tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen nizalı taşınmaz bölümü ile güncel kadastro paftasının çakıştırılması istenilmeli, böylece (A) harfi ile gösterilen nizalı taşınmaz bölümünün Kadastro Kanunu’nun geçici 8 inci maddesine dayalı olarak yapılan kadastro çalışmaları sırasında oluşturulan hangi kadastro parseli/parselleri içerisinde kaldığı belirlenmeli, nizalı taşınmaz bölümünün kadastro parselleri içerisinde kalan kısımları yönüyle taşınmazın mülkiyeti konusunda karar verme görevi Kadastro Mahkemesine ait olmakla Mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın re'sen Kadastro Mahkemesine aktarılmasına karar verilmeli; nizalı taşınmaz bölümünün tescil harici alanda kalan kısmının/kısımlarının bulunduğunun anlaşılması halinde ise dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden getirilip dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır.

Mahallinde yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp tamamlandığı, yine Dairemizin 18.05.2023 tarihli geri çevirme kararı uyarınca dosya arasına aldırılan kayıt ve belgelerden taşınmazın güney sınırında bulunan eski 584 (yeni 159 ada 134) parsel sayılı taşınmazın mera vasfında olduğu anlaşıldığından, taşınmazın kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığı, meradan sökülerek elde edilip edilmediği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların varsa dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmaz yönünü ne şekilde okuduğu belirlenmeli, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli, taşınmaz sınırında bulunan DSİ sulama kanalının yerini açıkça gösteren, krokili ve koordinat bilgilerini içerir rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve komşu parseller ile nasıl ayrıldığını açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden ve özellikle komşu mera parseli ile müşterek sınırının bulunduğu bölümden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş olan ve dosya arasında bulunan stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazın hava fotoğrafları üzerinde gösterilmesi istenilmeli, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten ve komşu mera parseli ile taşınmazın sınırlarını gösteren ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekili, dahili davalı ... vekili ile dahili davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine,

Davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.