"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/952 E., 2023/1576 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/80 E., 2020/210 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.01.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen asıl ve birleştirilen davada davacılar ... vd. vekili Avukat ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar; mirasbırakanları ...’ın maliki olduğu 2 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu bağımsız bölüm, 45 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölüm ve 19 parsel sayılı taşınmazdaki 12 nolu dükkan niteliğindeki bağımsız bölümlerin intifa haklarını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetlerini 28.11.2013 tarih ve 26963 yevmiye nolu akitle davalı Vakfa satış suretiyle devrettiğini, ...’ın temlik tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığını, resmi senetteki murisin imzalarının birbirini tutmadığını, anılan imzaların el tutularak birisinin yardımıyla attırıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında mirasbırakan ... mirasçıları adlarına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davacılardan Hüseyin’in ölümü ile mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davalarda davalı; iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, murisin Manisa Diyanet Vakfına bizzat gelerek sahibi olduğu taşınmazlarını bağışlamak istediğini, bu talebin Vakıf tarafından uygun bulunduğunu, murisin iradi davranış sergileyebilen ve ayırt etme gücüne sahip olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.05.2017 tarihli ve 2017/80 Esas, 2020/210 Karar sayılı kararı ile; Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 22.05.2019 tarihli raporu ile muris ...’ın işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığının saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yolunan Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 19.06.2023 tarihli ve 2020/952 Esas, 2023/1576 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazların 28.11.2013 tarihinde muris tarafından satış yolu ile davalıya devredildiği, ancak dosya kapsamına alınan deliller, tanık beyanları, murisin tedavi evrakları ile Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 22.05.2019 tarih 3361 sayılı raporuna göre murisin 28.11.2013 işlem tarihinde ehliyetinin olmadığı, hür iradesi ile işlemlere girişemeyeceği, telkinlere karşı koyamayacağının rapor edildiği, bu durumda murisin işlem tarihinde ehliyetinin bulunmadığının saptandığı, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK'nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; muris ...’ın maliki olduğu dört adet taşınmazından üçünü, intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetlerini davalı Vakfa bağışladığını, murisin dava konusu devir işlemini 28.11.2013 tarihinde yaptığını, Mahkemenin davayı kabul gerekçesini Adli Tıp Kurumu raporuna dayandırdığını, oysa Adli Tıp Kurumu raporunda Özel Grandmedical Hospital Hastanesinin 27.12.2013 tarihli beyin ve sinir cerrahi polikliniği muayene formunda murisin bilincinin açık ve koopera olduğunun belirtildiğinin beyan edildiği, bu tespitin taşınmazların devrinden 1,5 ay sonra yapıldığını, Adli Tıp Kurumunun raporuna dayanak yaptığı Manisa Ruh Sağlığı Hastanesinin 23.05.2014 tarihli raporunun işlem tarihinden 6 ay sonraya ait olduğunu, Adli Tıp Kurumunun sadece bu raporu baz alarak murisin işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varmasının hukuki olmadığını, tanıkların da murisin işlem tarihinde akli dengesinin yerinde olduğunu beyan ettiklerini, Mahkemece Adli Tıp Üst Kurulundan rapor alınması talebinin reddedilmesinin doğru olmadığını, murisin bilinçli olarak hareket ettiğini, toplam dört adet taşınmazından üçünü davalı Vakfa bağışladığını, bir tanesini ise mirasçılarına bıraktığını, murisin sağlığında kendisiyle ilgilenilmediği için dava konusu temlikleri yaptığını , davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ehliyetsizlik hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 9, 10, 13, 15. maddeleri ve 409. maddesinin ikinci fıkrası; 11.06.1941 tarihli, 4/21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.
3. Değerlendirme
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1935 doğumlu mirasbırakan ...’ın 17.02.2016 tarihinde ölümü üzerine geride mirasçı olarak asıl davada davacılar Şerif, Mürüvet, Hüseyin, Seda, Mesut, Metin ve Muammer ile birleştirilen davada davacılar Hafize, Umut, Serkan ve Murat’ın kaldığı, mirasbırakanın maliki olduğu dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu, 19 parsel sayılı taşınmazdaki 12 nolu ve 45 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölümlerin intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetlerini 28.11.2013 tarihinde bağış suretiyle davalı Vakfa devrettiği, Adli Tıp Kurumu Adli Tıp Dördüncü İhtisas Kurulunun 22.05.2019 tarihli raporuna göre mirasbırakan ...’ın 28.11.2013 tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığı anlaşılmıştır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleştirilen davada davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, Aşağıda yazılı 35.441,16 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınmasına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.