"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1969 E., 2023/1099 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bartın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/383 E., 2022/213 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; mirasbırakan kardeşi ...’nın, eşinin ölümünden sonra psikolojik sorunlar yaşadığını, yalnız kalamadığı için ölene kadar murise kendisinin baktığını, murisin çocuksuz ve dul olarak öldüğünü, murisin ölümünden sonra maliki olduğu dava konusu 105 ada 33 parsel sayılı taşınmazını kendi damadına devrettiğini öğrendiğini, para alışverişi olmadığını, temlikin muvazaalı olduğunu, murisin parasız ve bakıma muhtaç olarak öldüğünü, mal kaçırma kastı ile hareket edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiş; 09.01.2019 tarihli celsede davacı vekili, taleplerini davacının miras payına hasretmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; taşınmazın gerçek bir satış işlemi ile bedeli karşılığında kendisine satıldığını, bedelin elden ödendiğini davacının da bildiğini, taşınmazı aldıktan sonra taşınmazda seracılık faaliyeti yaptığını, murisin emekli maaşı olduğunu ve parasız ölmediğini, murisin davacıya ve diğer kız kardeşlerine baktığını, muris ölünce maaşı kesildiği için davacının eldeki davayı açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 08.05.2019 tarihli ve 2017/283 Esas, 2019/170 Karar sayılı kararı ile; aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 02.10.2019 tarihli ve 2019/727 Esas, 2019/832 Karar sayılı kararı ile; ehliyetsizlik yönünden gerekli araştırmanın yapılması, mirasbırakanın temlik tarihinde ehliyetsiz olduğunun anlaşılması halinde, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı olarak açılacak iptal ve tescil davalarının tereke adına açılması Türk Medeni Kanunu'nun 701 ve devamı maddeleri gereği olduğu ve paya ilişkin isteğe dayalı davanın dinlenme olanağı bulunmadığının gözetilmesi, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde ise davada dayanılan diğer hukuki neden olan muvazaa iddiaları yönünden (mirasçılar yönünden paya dayalı davanın dinlenme olanağı bulunduğundan) gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, taraf delillerinin eksiksiz toplanması, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek mirasbırakanın temlikteki gerçek iradesinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; Adli Tıp Kurumu raporu ile murisin temlik tarihinde ehliyetli olduğunun tespit edildiği, murisin, eşinin ölümünden sonra Türkiye'ye kardeşi olan davacının yanına geldiği, hayatını davacı ve davacının kızlarından Şermin ile birlikte geçirdiği, üç kadının birlikte yaşayarak birbirlerine maddi ve manevi anlamda destek oldukları, davalının davacının kızlarından...'in eşi olduğu, murisin Almanya’dan emekli maaşı olduğu, ekonomik durumunun iyi olduğu, borcunun bulunmadığı, davalı ...'ye zaman zaman ekonomik anlamda destek olduğu, dava konusu taşınmazın davacı, kızı ve muris tarafından kullanıldığı, davalı ...'nin dava konusu yeri murisin sağlığındayken hiç kullanmadığı, murisin ölümünden sonra davalı tarafından taşınmazın kullanılmaya başlandığı, davaya konu devirden kimsenin haberi olmadığı, yapılan temlik karşısında bedel verildiğinin ispatlanamadığı, davalının eşinin beyanında her ne kadar dava konusu yerin murisin eşinin rahatsızlığından dolayı muris tarafından satılmak istendiğini belirtmiş ise de temlik tarihi olan 2004 yılı itibariyle murisin eşinin sağ olmadığı, bu nedenle davalının eşinin beyanına itibar edilemeyeceği, Adli Tıp Kurumu tarafından murisin fiil ehliyetinin yerinde olduğuna dair rapor tanzim edilmiş ise de tanık beyanlarına bakıldığında murisin yönlendirilmeye müsait biri olduğuna yönelik kanaat oluştuğu, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacının olmadığı, taşınmazların devri sonucunda davalı tarafça tapuda satış işlemi yapılmasına rağmen bedel ödenmediği, söz konusu temlikin muris tarafından muvazaalı olarak davalıya devredildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğünü, keşfe karşı beyanlarının dikkate alınmadığını, raporlar dikkate alınmadan hatalı değerlendirme ile hüküm kurulduğunu, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında davaya konu taşınmazın devrediliş amacı düşünülmeksizin karar verildiğini, temlik dışı malların olduğunun ve müvekkilinin gerçek amacının ispatladığını, istinaf başvurusu hakkında kısa sürede deliller değerlendirilmeden karar verildiğini, dinlenilen tüm tanıkların beyanlarından murisin parasız ve bakıma muhtaç şekilde ölmediğinin anlaşıldığını, bazı tanık anlatımlarında murisin psikolojik olarak rahatsız olduğu belirtilmiş ise de hangi tarihlerde olduğunun net olarak açıklığa kavuşturulamadığını, temlik tarihi itibarı ile murisin akıl sağlığının yerinde olduğunu, ATK raporunun aksine "murisin yönlendirilmeye müsait biri olduğuna yönelik Mahkememizde kanaat oluştuğu" şeklindeki gerekçenin hatalı olduğunu, tanıkların da murisin akıl sağlığının yerinde olduğu yönünde beyanlarda bulunduğunu, davacı tarafın tanık anlatımlarına üstünlük tanındığını, tüm delillerin bir bütün halinde değerlendirilmediğini, ispat yükü davacı tarafta olmasına rağmen müvekkiline yüklenildiğini, mal kaçırma kastı olması halinde diğer taşınmazların da devredileceğini, murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, elinde bulunan malların mevcudu, aile koşulları ve ilişkileri, temlik edilen mal miktarının tüm malvarlığına göre makul karşılanacak bir sınır içinde kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerektiğini, muvazaa iddialarının ispatlanamadığını, murisin terekesinde 6 parça daha taşınmaz kaydı olduğunu, tanıkların beyanlarından davacının iddia ettiği gibi murisin mirasçılardan mal kaçırma niyeti ile hareket etmeyeceğinin ve etmesini gerektirecek bir sebep de olmadığının ispatlandığını, murisin amacının netleştirilmesi gerektiğini, Yerel Mahkemenin hazırladığı gerekçeli kararı yazabilmek için gerekli soruları tanıklara sormadığını, araştırma yükümlülüğünde olduğu konuları da araştırmadığını, yeniden keşif yapılması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; murisin temlik işlemini mirasçılarından mal kaçırma kastı ile yaptığı ve temlikin muvazaalı olduğu, murisin muvazaalı işlem yapma iradesinin bulunduğunun ortaya konulduğu, temlikin muris tarafından mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesindeki nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370.ve 371. maddeleri.
01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 9., 10., 13., 15. ve 706. maddeleri
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. maddesi
2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26. maddesi
3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriğinden, mirasbırakan ...’nın maliki olduğu 105 ada 33 parsel sayılı taşınmazını 13.05.2004 tarihinde davacı kardeşinin damadı olan davalı ...’ye satış suretiyle temlik ettiği, ...’nın 30.06.2017 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak anne-baba bir kardeşi davacı ... ile kendisinden önce ölen baba bir kardeşi Mehmet’in çocukları ... ve ...’nin kaldığı görülmüştür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 12.979,08 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.