"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/111 E., 2023/222 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki mülkiyetin tespiti istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.01.2021 tarih, 2017/5394 Esas, 2021/478 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; kararın davalılar Hazine, ..., ... vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Trabzon ili, Araklı ilçesi, ... köyü sınırları içinde bulunan davacıya ait taşınmaza Karayolları İdaresi tarafından el konulup yol yapıldığını, davacıya herhangi bir kamulaştırma bedeli ödenmediğini, sonrasında yapılan kadastro çalışmaları sırasında da o tarihte eylemli yol olan çekişmeli taşınmazın paftasında yol olarak gösterilmekle yetinildiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine, olmadığı takdirde davacının zilyetliğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ve dahili davalılar, davanın reddini istemişlerdir.
III. MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 01.11.2012 tarih, 2012/24 Esas, 2012/283 Karar sayılı kararı ile; tespit dışı bırakılma işleminden sonra makul sürede açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Bozma
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.09.2013 tarih, 2013/5051 Esas, 2013/8792 Karar sayılı kararı ile; tespit ve tescil harici bırakılan yerler hakkında, kadastro tespit gününden önceki nedenlere dayanılarak dava açılmasını sınırlayan yasal bir süre bulunmadığı açıklanarak tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin yöntemince araştırma, inceleme ve uygulama yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 13.04.2017 tarih 2014/163 Esas, 2017/97 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğu ve uzunca bir süredir davasız aralıksız taşınmazı kullandığı, ilgili yerde kamulaştırma çalışmalarına başlandığı ancak çalışmalar sırasında taşınmazın kadastro tespiti ile yol olarak tespit dışı bırakıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne; krokide kırmızı renkli kesik çizgiler halinde gösterilen 2143.68 m2lik taşınmazın mülkiyetinin ...'e ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi, davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
E. Bozma
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.01.2021 tarih, 2017/5394 Esas, 2021/478 Karar sayılı kararı ile; 6360 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tescil davası yönünden ilgili kamu tüzel kişisi olarak yasal hasım sıfatını kazanan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığına davasını yöneltmesi için süre ve imkan tanınması, taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.
F. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin 31.05.2023 tarih 2022/111 Esas, 2023/222 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğu ve uzunca bir süredir davasız aralıksız taşınmazı kullandığı, ilgili yerde kamulaştırma çalışmalarına başlandığı ancak çalışmalar sırasında taşınmazın kadastro tespiti ile yol olarak tespit dışı bırakıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne; krokide kırmızı renkli kesik çizgiler halinde gösterilen 2143.68 m2'lik taşınmazın mülkiyetinin ...'e ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı içinde davalılar Hazine, ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 31 parsel olarak tapu kaydına tescil edildiğini, kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tescil harici bırakıldığını, davacının iddiasını kanıtlayamadığını, mirasbırakanın ölümünden sonra taksim yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını, eski tarihli hava fotoğrafları getirtilmeden karar verildiğini, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların değerlendirilmediğini, dava konusu yerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, hava fotoğrafları yönünden eksik inceleme yapıldığını, taşınmazın Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun hükme esas alınmayacağını, yol olarak terkin edilen bir yerin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan yerin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 inci maddeleri,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 nci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Trabzon ili, Araklı ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu taşınmazın 2005 yılında paftasında yol olarak tespit harici bırakıldığı, dava konusu yerin bitişiğinde yer alan 125 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davacı adına tespit edildiği, tespitin 28.01.2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
2.Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğu ve uzunca bir süredir davasız aralıksız taşınmazı kullandığı, ilgili yerde kamulaştırma çalışmalarına başlandığı ancak çalışmalar sırasında taşınmazın kadastro tespiti ile yol olarak tespit dışı bırakıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
3. Şöyle ki; keşif sonucu düzenlenen ziraat bilirkişi raporu ve ekindeki fotoğraflar ile hükme esas alınan 29.05.2015 tarihli fen bilirkişi raporundan dava konusu yerin karayolu olarak kullanıldığı, davalı ... Müdürlüğünün 02.03.2012 tarihli cevap dilekçesinde 14.06.2000 tarihinde karayolu yapımı amacıyla kamu yararı kararı alındığının belirtildiği ve buna ilişkin olarak düzenlenen “tapu tatbik zabtı” başlıklı belgenin dosyaya sunulduğu, anılan belgede kamulaştırma planında 31 parsel olarak gösterilen tapusuz taşınmazın dava dışı ...’e ait olduğunun düzenlendiği ve krokinin ekte gönderildiği ancak Karayolları Genel Müdürlüğünün 27.02.2017 tarihli müzekkere cevabında ise kamulaştırma planındaki 10 parselin davacı adına tespit edilerek kamulaştırma kapsamına alındığının, kadastro çalışmaları sırasında yol olarak bırakıldığından bir işlem yapılmadığının belirtildiği, fen bilirkişi raporunda da taşınmazın kamulaştırma planındaki 10 parselde kaldığının belirtildiği anlaşılmakta olup 10 parsele ilişkin kamulaştırma plan krokisi ile tapu tatbik zabtı getirtilmeden sonuca gidilmiş, zilyetlik araştırmasında taşınmazın niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
4.Hal böyle olunca; öncelikle kadastro tespitinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile en eski tarihli uydu fotoğrafları ve kamulaştırma planındaki 10 nolu parselin krokisi ile varsa tapu tatbik zaptının getirtilerek dosya arasına konulması, yeniden keşif yapılarak davaya konu tescil harici (yol) bölüm yönünden mahalli bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesi, niteliği, zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi ve davacı yararına 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolup dolmadığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, jeodezi ve fotogrametri mühendisine hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının ve davacıya ait 121 ada 6 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün olarak kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesine yönelik rapor düzenletilmesi; fen bilirkişisine dava konusu yerin kamulaştırma planında hangi parselde kaldığını gösterir (her iki kroki çakıştırılarak) keşfi takibe elverişli rapor ve kroki düzenlettirilmesi, bundan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.
5.Kabule göre ise; hükme esas alınan 29.05.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda kırmızı kesik kesik çizgiler içinde gösterilen 2143,68 m2 yüz ölçümlü alanın bir kısmında davacı adına kayıtlı 125 ada 6 parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı 125 ada 2 ve 5 parsel sayılı taşınmazların da kaldığı ve davacı tarafından yol olan kısma yönelik tespit talep edildiği göz ardı edilerek karayolu dışında kalan bölümleri kapsayacak şekilde tespit hükmü kurulması da doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekillerinin değinilen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Alınan peşin harcın talep halinde ilgililere iadesine,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.