Logo

1. Hukuk Dairesi2023/513 E. 2024/3220 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu tespit ve tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil talebinde bulunulması.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, mirasbırakanın sağlığında taşınmazı kura çekmek suretiyle paylaştırdığı, davacının bu paylaşım uyarınca taşınmazın yarısının zilyedi olduğu, taraflar arasında bedelleşme yapılmadığına dair tanık beyanları ve yerel bilirkişi raporlarına dayanılarak, davalı adına tespit ve tescil edilen taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar vermiş olup, bu karar Yargıtay tarafından usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/281 E., 2022/1095 K.

KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Devrek 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2013/344 E., 2017/322

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptal ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müvekkili ile davalının kardeş olduklarını, diğer kardeşleri ile birlikte köyde kendilerine intikal eden yerleri böldükleri ve kura çekerek paylaştıklarını, taksim neticesinde Devrek ilçesi, ... köyü 120 ada 239 parselin 1/2'sinin ...'e 1/2'sinin ise müvekkile kaldığını, bu yerleri tarafların fiilen kullandığını, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu olan yerin 1/2 hissesi ... adına, 1/2 hissesinin ise davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, müvekkilinin bu yerin kendisine ait olduğunu bildiği için kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek 120 ada 239 parselde Şaban adına yazılan 1/2 hissesinin iptali ile müvekkil adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; yapılan taksim sözleşmesi gereğince müvekkilin dava konusu yerin 1/2 hissesine sahip olduğunu, davacının haksız kazanç sağlamak ve sebepsiz zenginleşme amacıyla davayı açdığını belireterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 12.09.2017 tarihli ve 2013/344 Esas, 2017/322 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın davacı ve davalının babası ...'den intikal ettiği, davacının kullanımında olduğu, tarafların miras bırakanına ait taşınmazların taraflar arasında fiili taksim suretiyle paylaşıldığı, yapılan keşifte dinlenen tanıkların ve mahalli bilirkişilerin beyanlarının da aynı doğrultuda olduğu, tarafların kullanım durumlarının belirtildiği ancak kadastro tespit tutanağında kullanım durumunun ve fiili taksimin değerlendirilmediği belirlenerek davanın kabulü ile 120 ada 239 parsel sayılı taşınmazdaki ... üzerine kayıtlı tapu kaydının iptali ile bu hissenin davacı ... oğlu ... üzerine tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.01.2018 tarihli ve 2017/1234 Esas, 2018/57 Karar sayılı kararıyla; mirasçılar arasındaki taksim yanında ayrıca bedelleşme de yapıldığı, savunmada da belirtildiği şekilde bedelleşmeye konu edilen 101 ada 885 ve 889 parsellerde davalı ...'a hisse verilmediği, Şaban'a ait hissenin davacı adına yazıldığı, davacı tanıklarının beyanlarının taksim yapıldığına ilişkin olduğu, davalı tanıklarından Mehmet ve Sevim'in ifadelerinde kadastro sırasında tarafların anlaştıkları ve taksim ve bedelleşmeye göre uyuşmazlık konusu yerdeki hissenin davalıya verildiğinin bildirildiği, bu hususların dosya arasına alınan kesinleşmiş kadastro tutanakları ve tapu kayıtları ile de doğrulanmasına göre Mahkemece kabul kararı verilmesinin doğru olmadığı belirlenerek davalı vekilinin istinaf başvuru isteğinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davacının davasının reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 27.10.2021 tarihli ve 2021/3094 Esas, 2021/6169 Karar sayılı kararıyla; “… mahallinde dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının, taraflar arasındaki nizayı çözmek için yetersiz ve soyut kalmakta olup ayrıca birbiri ile de çeliştiği, çekişmeli taşınmazın kimden kime ve ne suretle intikal ettiği, kimin hangi sebeple zilyet olduğu kesin olarak belirlenmediği halde taksim yapıldığının kabul edilmesinin hatalı olduğu, bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamayacağı, o halde, doğru sonuca ulaşabilmek için tarafların ortak miras bırakanı ...’in ölüm gününde terekesine dahil olan tüm taşınmaz mallar ile diğer mirasçıların kullanımındaki taşınmazlar belirlenip kadastro tutanaklarının örnekleri dosya içine getirtilerek dosya tamamlandıktan sonra taşınmazın bulunduğu yerde, çekişmeli taşınmazı iyi bilen, yaşlı, tarafsız, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılarak mirasbırakan ... tarafından sağlığında taşınmazlarını paylaştırarak mirasçılarına verip vermediği, buna göre de davaya konu taşınmazın mirasbırakanın sağlığında davacı tarafa geçmiş olup olmadığı, bu şekilde mirasbırakan tarafından zilyetlik devredilmemiş ise mirasbırakanın ölümünden sonra terekesinin tüm mirasçıların katılımı ile yöntemince taksim edilip edilmediği, taksim varsa her bir mirasçının payına hangi taşınmazların düştüğü, kadastro sırasında kimler adına tespit edildikleri, taşınmazın ne zamandan beri kim tarafından ve hangi sıfatla kullanıldığı, tarafların kullanımının kendi adlarına mı yoksa tüm mirasçılar adına mı olduğu, zilyetliğinin devredilip devredilmediği, devredilmiş ise ne zaman devredildiği hususlarında somut olaylara dayalı olarak bilgi alınması, bilirkişi ve tanık sözleri ile önceki keşif beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde, gerekirse yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılması, varsa diğer mirasçılara taksimen düşen taşınmazların tutanakları ve tapu kayıtları da getirtilerek beyanların denetlenmesi, paylaşmanın geçerliliği yönünden eşitliğin kural olmadığının göz önünde tutulması; ayrıca kadastro tespiti sırasında davacı ile davalı arasında takas ya da bedelleşme usulü ile anlaşıp anlaşamadıklarının belirlenmesi, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile karar verilmesinin isabetsiz olduğu…” belirlenerek karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; miras bırakan ...’ün dava konusu taşınmazı sağlığında kura çekmek suretiyle paylaştırdığı, bu paylaşım sonucu taşınmazın yarı hissesinin kardeşlerden ...’e, davaya konu edilen diğer yarı hissesinin davacı ...’e kaldığı, kadastro tespit tarihine kadar da taksime uygun şekilde davacı tarafından kullanıldığı, bir kısım davalı tanıklarının, taraflar arasında bedelleşme yapıldığı, bu bedelleşme sebebiyle dava konusu taşınmazın yarı hissesinin davalı adına tespit ve tescil edildiğini belirttiklerini, bu tanıklardan birisinin davalının eşi olduğu, diğerinin beyanının duyuma dayalı olduğu, dinlenen yerel bilirkişiler, davacı tanıkları ve diğer davalı tanıklarının, özellikle tarafların kardeşlerinin taraflar arasında bedelleşme yapılmadığı, kadastro tespitinin bedelleşme sebebiyle yapılmadığı şeklindeki beyanları ile davalı ... Kemali’nin “…kadastro tespitinde ... kendi adına tespit yaptırdı, ben o dönem muhtardım, kendisine sorduğumda “biz kendi aramızda anlaşırız” şeklinde …”beyanı göz önüne alındığında, kadastro tespiti sırasında taraflar arasında bedelleşme yoluyla bir anlaşmanın yapılmadığı, açıklanan nedenlerle dava konusu taşınmazın yarı hissesinin davalı adına tespit ve tescilinin hatalı olduğu ve İlk Derece Mahkemesince açıklanan hususlar belirlenmek ve benimsenmek suretiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenerek davanın kabulüne, 120 ada 239 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... adına kayıtlı 1/2 payın iptali ile davacı ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; savunmasını tekrar etmiş ve dava konusu yerin müvekkil ile diğer kardeş ... arasında ½ oranında hisseli olduğunu, dava konusu yeri çok uzun yıllardır müvekkil Şaban'ın kullandığını, davacı ...’in bu zamana kadar zilyetliği olmadığını, yapılan keşif sonrasında tanzim edilen bilirkişi raporlarında müvekkilin haklılığının ortaya çıktığını, davacının dava konusu yeri kullanmamasına rağmen kullanıyormuş gibi değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Devrek Kaymakamlığından müdahalenin meni kararı ve müvekkilin şikayet evrakının istenilmediğini eksik incelemeye dayalı hatalı karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 15 inci maddesi

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 nci maddesi,

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu; Zonguldak ili, Devrek ilçesi, ... köyü 120 ada 239 parsel sayılı 1879,36 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın tarla vasfıyla 1/2 şer hisse ile dava dışı ... ve davalı adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmıştır.

3.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 722,35 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.05.2024 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.