Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5204 E. 2025/2694 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Murisin sağlığında kardeşi aracılığıyla kardeşinin eşine yaptığı taşınmaz temliğinin, mirasçılar tarafından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemiyle açılan davada, temlikin mal kaçırma amacıyla yapılıp yapılmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Murisin temliki mal kaçırma amacıyla yaptığına dair somut delillerin sunulamadığı, dosya kapsamından temliki kendisine bakan kardeşinin eşine bir minnet duygusuyla yaptığı sonucuna varıldığı, davacıların muvazaa iddiasını ispatlayamadıkları gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/250 E., 2023/327 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 27.05.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacılar vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen başka gelen olmadı. Yokluğunda duruşmaya başlandı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; kardeşleri muris ...’ın bekar ve çocuksuz olarak öldüğünü, ölümünden çok kısa bir süre önce kardeşleri davalı ...’e verdiği vekaletname ile maliki olduğu 362 ada 9 parsel sayılı taşınmazı mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla çok düşük bir bedelle ...’in eşi davalı ...’e temlik ettiğini,....’ün de taşınmazı daha sonra bedelsiz olarak davalı ...’ye devrettiğini, taşınmaz üzerinde inşa edilen 6 daireden birinin ...’in konutu olduğunu, diğer 5 tanesinin ise ... tarafından kiraya verildiğini, taşınmaz maliki olarak görünen...’nin taşınmaz üzerinde hiçbir tasarrufunun olmadığını, muris ...’ın ölümünden 50 gün önce taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını, kanser hastası olup satışta kullanılan vekaletnameyi ölüm döşeğinde iken hastaneye çağrılan noter huzurunda ... yardımıyla imzaladığını, davalıların taşınmazı satın alacak ekonomik gücünün bulunmadığını ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

1. Davalılar ... ve...; vekaletnamenin ekinde murisin fiil ehliyetinin bulunduğuna dair sağlık raporu olduğunu, taşınmaz maliki olmadıklarından kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, kardeşlerden ...’nin vekaletnamenin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı olarak aynı taşınmaz hakkında açtığı davanın reddedildiğini, muris ...’ın diğer kardeşleri ile ilişkisini kestiğini, murisin 1999 yılından beri kendileri ile yaşadığını, diğer kardeşlerinin muris ile ilgilenmediğini, taşınmaz üzerinde bulunan binayı birlikte inşa ettiklerini, şeklen muris adına kayıtlı olsa da birlikte tasarruf ettiklerini, murisin tüm tedavi giderlerini karşıladığını, ölümünden sonra da tüm işlemleri ile kendisinin ilgilendiğini, murisin sağlığında da taşınmaza ...’in sahip olmasını arzu ettiğini, murisin son yıllarda çalışma gücünün bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ...; usule uygun tebliğe rağmen davaya süresinde cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.11.2019 tarihli ve 2017/170 Esas, 2019/309 Karar sayılı kararıyla; murisin maddi durumunun iyi olduğu, hastalanması üzerine murise kardeşi ...ve çocuklarının baktığı, davalı ...’in murisin tüm ihtiyaçlarını karşıladığı hususunu kanıtlayamadığı, davalıların taşınmazı satın alacak maddi durumlarının olmadığı, taşınmaz bedelinin düşük gösterildiği ve ödendiğinin kanıtlanamadığı, taşınmaz üzerinde davalı ...’in tasarruf etmeye devam ettiği, davalı ... ile ...’in yakınlığının bulunduğu ve...’nin iyi niyetli olmadığı, davalıların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiği ve mal kaçırmak amacıyla devir yapıldığı gerekçesiyle davalı ... hakkında açılan davanın kabulüne, davalılar ... ve... hakkında açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 11.03.2021 tarihli ve 2020/618 Esas, 2020/394 Karar sayılı kararıyla; davalı ...’in bakımının ahlaki ödev kapsamında olduğu, davalıların alım gücünün olmadığı, taşınmazın davalı ...’e değil eşi...’e devredilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, murisin davalı ... ile diğer kardeşlerinden daha yakın olduğu, murisin mal kaçırma amacıyla hareket ettiği, davalı ...’nin işlemin muvazaalı olduğunu bilen veya bilmesi gereken kişi olduğu gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairemizin 01.11.2021 tarihli ve 2021/2221 Esas, 2021/6222 Karar sayılı kararıyla; dinlenen tanık beyanlarına göre murisin temliki mal kaçırma amacıyla yaptığı hususunda somut olgular ortaya konulamadığı gibi dosya kapsamından temliki kendisiyle ilgilenen kardeşinin eşi olan davalı ...’e minnet duygusu ile yaptığı sonucuna varıldığı, temlikin mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığı iddiasının davacı tarafından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddeleri uyarınca usulünce ispat edilemediği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken davalının savunması üzerinden gerekçe oluşturularak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesinin 31.05.2022 tarihli ve 2022/64 Esas, 2022/170 Karar sayılı kararıyla; davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davada hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairemizin 17.01.2023 tarihli ve 2022/7174 Esas, 2023/260 Karar sayılı kararıyla, kararın gerekçe kısmında başka bir dava dosyasına ait olduğu anlaşılan, eldeki temyize konu dosya ile ilgisi bulunmayan kişi, olgu ve taşınmazları içeren bir dava dilekçesinden bahsedilerek iddia, savunma ve hüküm fıkrasında çelişki oluşturulduğu, bu hususun ise HMK'nın 297/1/c maddesine aykırılık teşkil ettiği belirtilerek HMK'nın 297. maddesine uygun şekilde bir karar verilmesi için hüküm bozulmuş, hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca İlk Derece Mahkemesinin ilâm başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; temlikin minnet duygusu ile yapıldığı, mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığı iddiasının davacı tarafından usulünce ispat edilemediği gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise daha önce verilen hüküm bozma sebebi yapılmaksızın kesinleştiği gerekçesiyle yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesi ile; murisin tek taşınmazı ve malvarlığı olan ikamet ettiği de dahil olmak üzere 6 adet konuttan oluşan taşınmazını satacak bir durumunun ve ihtiyacının da bulunmadığını, satış bedelinin çok düşük gösterildiğini, satış bedelinin terekeden çıkmadığını, taşınmazın kısa süre sonra el değiştirdiğini, murisin temlikteki amacının mal kaçırma olduğunu, davalıların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiklerini, murisin tedavisinin Elazığ'da devam ettiğini, orada kendisi ile kız kardeşi dava dışı ...'nin ilgilendiğini, davalının vekaletnameyi aldıktan sonra murisle ilgilenmediğini, tekrar Elazığ'a gelmediğini, tüm dosya kapsamı ile muvazaa iddialarının sabit olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin doğru olmadığını belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris ...’nin 17.02.2014 tarihinde kardeşi davalı ...’e verdiği vekaletname kullanılarak 362 ada 9 parsel sayılı taşınmazının 18.02.2014 tarihinde kardeşinin eşi olan davalı ...’e satış suretiyle temlik edildiği, Birgül’ün de taşınmazı 06.03.2014 tarihinde davalı ...’e devrettiği; murisin 09.04.2014 tarihinde bekar ve çocuksuz olarak öldüğü, geriye mirasçı olarak kardeşleri davacılar ...,...,...,..., ..., dava dışı ...ile 2013 yılında ölen ...'nin çocukları ...,...,...,...,..., ve ...'i bıraktığı anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye 345,55 TL onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Davalılar vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.