Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5205 E. 2024/6123 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından inançlı işlem iddiasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının delil sunamaması nedeniyle davanın reddine ilişkin temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının inançlı işlem iddiasını ispatlayacak yazılı delil veya delil başlangıcı sunamaması ve yemin deliline dayanmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2549 E., 2023/1028 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/139 E., 2021/240 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; maliki olduğu 867 parsel sayılı taşınmazın 197/591 payını davalı ...’ten aldığı 60.000,00 TL borç karşılığında teminat olarak devrettiğini, aldığı borcu süresinde nakit olarak ve dava konusu taşınmazdaki 3 katlı binadaki kendisine ait olan daireyi davalı ...’in bilgisi dahilinde haricen sözleşme ile satıp parasını ...e verdiğini, borcun tamamının ödenmesine rağmen taşınmazın iade edilmediğini ve muvazaalı olarak diğer davalı ...’a devredildiğini, davalı ...’in tefeci olduğunu sonradan öğrendiğini, kendisinden ve ailesinden toplamda 250.000,00 TL’den fazla para aldığını, taşınmazı güvene dayalı olarak teminat amacıyla davalı ...’e verdiğini, aralarında herhangi bir yazılı anlaşma, borç senedi ve benzer bir belge olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, aşamada tapu iptali ve tesciline mümkün olmazsa bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II.CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde; davacının taşınmazı kendisine 2008 yılında sattığını, işlemin teminat değil satış olduğunu, iddiaların asılsız olduğunu, aralarında sözleşme olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... cevap dilekçesinde; taşınmazı davalı ...’den satın aldığını ve taşınmazda oturanlara ihtar çektiğini, dava açarak yasal süreci başlattığını, zaman kazanmak için eldeki davanın açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; yazılı delil ya da delil başlangıcı olmadığı, sunulan 13.01.2010 tarihli sözleşmede davacının taraf olmadığı ve süresinde delil olarak sunulmadığı, yemin deliline de dayanılmadığı ve davanın ispatlanamadığı, tapu iptal ve tescil talebi kabul edilmediği takdirde bedel iadesi talebinin de yerleşik Yargıtay kararları gereği dava konusu edilmeyen bir talebin ıslah dilekçesi ile davaya dahil edilmesinin mümkün olmadığı, bedel iadesi talebi yönünden usulüne uygun açılmış dava bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, bedel iadesi talebi yönünden usulüne uygun açılmış dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tefecilik yapan ...’e teminat olarak devredildiğini, ...in yıllarca kira bedeli talebinde bulunmadığını, taşınmazda müvekkilinin kardeşi ve ailesinin malik sıfatı ile ikamet ettiğinin sabit olduğunu, yapılan devir işleminin gerçek bir devir olmadığının ispatlandığını, müvekkilinin borcunu ödemesine rağmen davalı ...’in taşınmazı iade etmediğini ve muvazaalı olarak taşınmazı diğer davalıya devrettiğini, taşınmazın teminat olarak devredilmiş olmasına ilişkin mutlak suretle yazılı bir sözleşme bulunması gerekmediğini, davalı ... ile yapılan 13.01.2010 tarihli sözleşmede ....’ın şahit olarak göründüğünü, taşınmazı ... isimli kişiye sattığını, 35.000,00 TL peşinat aldığını, tanık beyanları ile sabit olduğu üzere diğer taksitlerin de ödenmesine rağmen taşınmazı devretmekten imtina ettiğini, ...’nın müvekkilinin kardeşinin arkadaşı olduğunu, tüm işlemleri müvekkili adına yaptığını, tanık beyanları ile bu durumun ispatlandığını, davalı ...'ın taşınmazı bir kez dahi görmeksizin satın aldığını, davalılar arasındaki akrabalık ilişkisi itibari ile devrin muvazaalı olduğunun ispatlandığını, bir kısım yasal dayanaktan yoksun beyanlara istinaden gerekçe oluşturulduğunu, davalı ...’e yönelik isticvap taleplerinin değerlendirilmediğini, yemin deliline dayandıkları halde Mahkemece yemin deliline de dayanılmadığı şeklinde gerçek dışı bir gerekçe ile hüküm tesis edildiğini, ...'ın ödemeye dair belge sunmadığını, taşınmazı ne kadara aldığını beyan etmediğini, isticvap talebi üzerine alınan beyanlarda ise gayrimenkul bedeli olarak belirtilen bedelin gayrimenkulün gerçek değeri ile alakasız bir bedel olduğunu, ıslahla taleplerini bedele dönüştürdükleri halde bu talebin de haksız reddedildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, davacı vekilinin bilahare bedel isteğinde bulunduğu, davacının davalılardan ...e yapılan temlikin inançlı işlem niteliğinde olduğuna dair yazılı delil sunmadığı gibi dosya kapsamında delil başlangıcı niteliğinde bir belge de bulunmadığı, 6100 sayılı HMK'nın yürürlük tarihinden sonra açılan eldeki davanın dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanılmadığı, davacının iddiasını TMK'nın 6., HMK'nın 190. maddesi kapsamında usulünce ispat edemediği, inançlı işlemin varlığı kanıtlanamadığından diğer davalı ...'a temlikin muvazaalı olup olmadığının tartışılamayacağı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, her türlü yasal delil kavramının yemin delilini de kapsadığını, yemin deliline başvurma hakkının kullandırılması gerektiğini, dava konusu taşınmazın tefecilik yapan ...e teminat olarak devredildiğini, taşınmazın devredilmesine rağmen yıllarca müvekkilinin kardeşi ve ailesinin malik sıfatı ile taşınmazda ikamet ettiklerini, ...in kira talep etmediğini, bu durumun satışın gerçek olmadığını ispatladığını, müvekkilinin tefeci olan davalı ...’e borcunu ödemesine rağmen ...in taşınmazı iade etmediğini ve diğer davalıya devrettiğini, taşınmazın teminat olarak devredildiğine ilişkin yazılı sözleşme olması gerekmediğini, ikamet hususunun devrin teminat amaçlı olduğunu ispatladığını, ...in hayatında bir kere dahi taşınmazı görmediğini, 13.01.2010 tarihli sözleşme ile taşınmazın 2010 yılında müvekkili adına hareket eden ...’ya sözleşme ile satıldığını, taksitlerin ödenmesine rağmen taşınmazın devredilmediğinin tanık beyanları ile sabit olduğunu, ...’nın müvekkilinin kardeşinin arkadaşı olduğunu, tüm işlemleri müvekkili adına yaptığını, sözleşmede alıcı olarak ...’nın görünmesinin tek nedeninin ...’ın arkadaşı olması olduğunu, davalı ...’ın Adana’da yaşadığını ve taşınmazı görmeden aldığını, davalılar arasındaki akrabalık nedeniyle devrin muvazaalı olduğunun ispatlandığını, tanık beyanları ile tüm iddialarının doğrulandığını, davalı ...’e yönelik isticvap taleplerinin yerine getirilmediğini, 13.01.2010 tarihli sözleşmede müvekkilinin imzası bulunmadığını, şahit olarak imzası bulunan kişinin müvekkilin kardeşi ... olduğunu, davalıların kabulünde olan sözleşme itibari ile davalı ...’in taşınmazı 72.500,00 TL bedelle sattığını beyan ettiği ve bunun 35.000,00 TL’sini peşin olarak aldığı hususunun sabit olduğunu, davalı ...’ın isticvabında para ödediğini değil para aldığını beyan ettiğini, ...'ın kötü niyetli olduğunu, satın aldığı bedeli isticvapta söylediğini, bu bedelin taşınmazın gerçek bedeli ile ilgisi bulunmadığını, taşınmazın satışına ilişkin olarak satış ilanı veya bir emlak komisyoncusu sözleşmesi sunulmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri.

05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.