"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/56 E., 2023/251 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan dava dilekçesine ekli krokide gösterilen 67.150,30 metrekare yüz ölçümlü dava konusu tapulama harici taşınmazın kendisine ait olduğunu, dava dışı 404 parsel ile bir bütün halinde kullanıldığını, 30 yılı aşkın süredir babası, daha sonra kendisi tarafından kullanıldığını ileri sürerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar; davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A2, A3, A4, A6) harfi ile gösterilen kısımları üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.10.2019 tarihli ve 2019/3583 Esas, 2019/6382 Karar sayılı kararı ile; yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın hüküm vermeye yeterli bulunmadığı, hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmadığı, bu konuda ehil olmayan ziraat ve jeolog bilirkişileri tarafından yapılan hava fotoğrafı incelemesi ile yetinildiği, keşifte dinlenen yerel bilirkişilerin, taşınmaz üzerindeki taşların 10 yıl önce temizlendiği yönündeki beyanları ile çekişmeli bölüm üzerindeki imar-ihya işleminin 29 yılı aşkın süredir tamamlandığı yönündeki bilirkişi değerlendirmesi arasında çelişki oluşmasına karşın bu çelişkilerin giderilmediği, komşu parsel tutanak ve dayanak belgeleri getirtilip mahallinde uygulanmadığı ve çekişmeli taşınmaz üzerinde dava tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığının kesin olarak belirlenmediğinden bahsedilerek dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik çift hava fotoğrafları ile komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ve dayanak belgelerinin getirtilmesi, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları, fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ve 3 ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulunun katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılması, somut olayda zilyetlikle kazanma şartlarının davacı lehine oluşup oluşmadığının belirlenmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, zilyetlikle iktisap şartları oluştuğu gerekçesiyle krokide (A3) harfi ile gösterilen bölüm yönünden davanın kabulüne, diğer bölümler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu yerin zilyetlik yolu ile kazanılamayacağını, imar-ihya edilmesi gerektiğini, davacının soyut iddiaları dışında herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığını, reddedilen kısım yönünden davalı kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava; kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan, bilahare idari yoldan tapuya tescil edilen taşınmazın tapu iptali-tescil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... ili, ... ilçesi, ... köyünde/mahallesinde yer alan dava konusu taşınmaz bölümünün bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu yerin tescil harici bırakıldığı, yargılama sırasında çekişmeli taşınmaz bölümlerinin 09.06.2014 ve 17.06.2014 tarihlerinde 578 ve 594 parsel numaraları ile idari yoldan Hazine adına tapuya tescil edildiği, bilahare 30.12.2021 tarihli toplulaştırma işlemi yapıldığı, dava ve temyize konu taşınmazın ise toplulaştırma sonucu oluşan 173 ada 1 parsel sayılı Hazine adına kayıtlı taşınmaz sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalı ... vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazına gelince;
Somut olayda; eldeki davanın tespit harici bırakılan taşınmazın tescili isteğiyle açıldığı, çekişme konusu yerin yargılama sırasında idari yoldan Hazine adına tescil edildiği, bu suretle talebin de tapu iptali-tescile dönüştüğü, davanın kısmen kabulüne karar verildiğine göre reddedilen kısım yönünden (davacı tarafça harç ikmali de yapıldığı gözetilerek) davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususa ilişkin hüküm kurulmaması isabetsizdir.
Öte yandan, değinildiği üzere eldeki davanın tapu iptali-tescile dönüştüğü gözetilerek tapusuz taşınmazın tescili mahiyetindeki davalardan farklı olarak tapu iptali-tescil istekli davada davanın kabulüne karar verilmesi halinde, davalı taraf aleyhine yargılama giderlerine hükmedileceği açık olup davanın kısmen kabulüne karar verildiğine göre kabul edilen kısmın değeri üzerinden hükmedilecek karar ve ilam harcının davalı Hazineye yükletilmesi gerekmekte ise de davalı ... harçtan muaf olduğundan ve aleyhine harca hükmedilmesi mümkün bulunmadığından, peşin alınan harcın davacıya iadesi gerekmektedir. Harç konusu kamu düzeniyle ilgili olup harcın temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re'sen gözetilmesi gerektiği açıktır.
Ne var ki; anılan hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı ... vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile ve re'sen yapılan inceleme sonucu Mahkeme kararının; hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinin hüküm yerinden çıkartılarak yerine ''5-Davalı ... harçtan muaf olduğundan karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına; davacı tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde davacıya iadesine,'' cümlesinin eklenmesi; hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinden sonra gelmek üzere (6) numaralı bent olarak "6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT'ye göre belirlenen 27.757,33 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," cümlesinin eklenmesi, sonraki bent numaralarının buna göre teselsül ettirilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Temyiz eden davalı ... harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Birecik 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
12.05.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.