Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5232 E. 2023/7483 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı iken kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davalı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, Hazine adına kayıtlı parselin davalı ve bayileri ile ilişkisi, taşınmazın mera vasfında olup olmadığı ve meradan sökülüp sökülmediği hususlarında yeterli araştırma yapılmadığı gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2018/1693 E., 2020/1174 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarıkamış Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/599 E., 2018/208 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili; çekişmeli 106 ada 82 parsel taşınmazın Toprak Tevzi Komisyonunun çalışmaları sırasında 1531 ve 1532 parsel numarası ile sınırlandırılarak Hazine adına tevzi edildiği ve tapuya kaydedildiği, ancak dava konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında tablendikatif listesi ve tapu kaydı dikkate alınmaksızın şartları oluşmadığı halde iktisaba elverişli zilyetlik nedeniyle davalı adına tespit ve tescil edildiğini belirterek tapu iptali ve Hazine adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın kadastro çalışmaları öncesi ...'ın mülkiyetinde iken satış suretiyle zilyetliğin devredildiğini, hali hazırda vekil edeninin zilyetliğinde olduğunu, evveliyatında Toprak Tevzi Komisyonu tarafından ...’ın atalarına verilen, kadastro çalışmaları sırasında da bu kişiler adına tespit ve tescil gördüğünü ve 20 yıldan fazla süreyle vekil edeni tarafından kullanıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazın tarım arazisi vasfında olduğu, zilyetlikle mülk edinme koşullarının davalı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayandığını, soyut ve maddi olaylara dayanmayan yerel bilirkişi beyanlarının hükme esas alındığını, Toprak Tevzi Komisyonunca yapılan çalışmalar sonucu taşınmazın Hazine adına tapuya kaydedildiğini, kadastro sırasında tablendikatif listesi ve eski tapu kayıtlarının dikkate alınmadığını, dinlenen yerel bilirkişilerin yaşları nazara alındığında Hazine adına oluşan tapu kaydı tarihinden geriye doğru iktisap sağlayan süreye ilişkin zilyetliği bilmelerinin mümkün olmadığını, dosya arasında yer alan bilirkişi raporlarının soyut ve yetersiz olduğunu, hava fotoğraflarından yöntemince ve yeterli yararlanılmadığını, taşınmazın komşusu parseller ile ayırıcı sınırlara sahip olup olmadığı üzerinde durulmadığını, davalının aynı çalışma bölgesinde kayıtsız ve belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin yöntemince araştırılmadığını ileri sürerek hükmün kaldırılması ve davacı Hazine lehine hüküm kurulmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmaza ait olduğu anlaşılan davacı Hazineye ait tapu kaydının oluşum tarihine kadar aralıksız ve nizasız malik sıfatıyla 20 yıldan fazla süreyle zilyetlik koşullarının davalılar lehine oluştuğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan gerçeğe aykırı bilirkişi raporlarına itibar edilerek hüküm kurulduğunu, çekişmeli taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dva, kadastro öncesi tapu kaydına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 46 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucunda; Kars ili, Sarıkamış ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 82 parsel sayılı taşınmaz, 04.05.2006 tarihinde tanzim olunan kadastro tespit tutanağında 18.11.1969 tarihli, 7 cilt, 685 sahife ve 18.11.1969 tarihli, 7 cilt, 709 sahife sayılı tapu kayıtları dayanak alınarak "Toprak Tevzi Komisyonu'nun 1969 yılında yaptığı çalışmada 1531-1532 parsel sayılarında sınırlandırıldığı ve 18.11.1969 tarihli 7 cilt 709 sahife sayı ile ... oğlu ... ve ... oğlu ... adına kayıtlı olduğu, tapu maliklerinin, fiili zilyetliklerinde iken 1980 tarihinde ... oğlu ...’a haricen satarak hak ve alakalarını tamamen kestikleri ve zilyet ... da her iki taşınmazı tevhiden zilyet bulunurken 01.01.1990 tarihinde ... oğlu ...’a haricen hibe ederek zilyetlik haklarının tamamını devir ve teslim ettiği" edinme kısmında açıklanmak suretiyle ... adına tespit ve tescil edilmiş; bilahare 21.08.2013 tarihinde davalı ... adına satış suretiyle kayden tescil edilmiştir.

2. Dava konusu taşınmaz, 4753 sayılı Kanun uyarınca oluşturulan tapu kaydı esas alınarak, kaydın oluştuğu tarihe kadar davalı yararına iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davalı adına tespit edilmiş olup bu şekilde oluşan tapu kayıtlarının kapsamında kalan yerlerin tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar zilyetleri yararına iktisap koşullarının gerçekleşmesi halinde zilyetleri adına tescile karar verileceği 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1 inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu durumda anılan Kanun maddesi uyarınca, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar davalı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekeceği açıktır.

3.Somut olayda; Mahkemece, çekişmeli taşınmazda davalı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 46 ncı madde koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de bu hususta yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Dosya arasında yer alan kayıtlara göre dava konu taşınmaz, yörede yapılan toprak tevzi çalışmaları sırasında 1004 belirtmelik numarası ile şagilinin tasarruf vesikasının olmadığı, bu yerin mera yahut haliden açılarak elde edildiği gerekçesiyle 214 tevzi parseli olarak belirtilmiş, bilahare ifraz edilerek 1531 ve 1532 parsellere ayrılmış, 1531 parsel dağıtım suretiyle ... adına tapuya tescil edilmiş, 1532 parsel ise Hazine adına kaydedilmiştir. Ne var ki, mahallinde yapılan keşif sonucunda elde edilen bilgilere göre çekişmeli taşınmazın bilinen ilk zilyedinin ... olarak anlatıldığı, oysa 1531 sayılı toprak tevzi parselinin ... adına dağıtımının yapıldığı, adı geçen ile bilinen ilk zilyet olarak anlatılan ... arasında zilyetliğin teslimine dair bir anlatımın olmadığı, şu halde 1531 parsel yönünden taşınmazın tapu kayıt maliki ile bilinen ilk zilyedi arasında akdi yahut irsi bir ilişki bulunup-bulunmadığı araştırılmadan sonuca gidildiği görülmüştür.

4. Diğer taraftan 1532 sayılı toprak tevzi parselinin ise Hazine adına belirtildiği ve bu taşınmazın hem toprak tevzi haritasına göre hem de kadastro paftasına göre mera parseline komşu olduğu anlaşılmasına karşın yöntemince mera araştırması yapılmamış, bu kapsamda ziraat bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazın niteliği ve komşu parsellerden ne şekilde ayrıldığı, komşusu mera parseli ile aralarında doğal ya da yapay ayırıcı unsurlar bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, çekişmeli taşınmazın mera parselinden sökülmek suretiyle elde edilip edilmediği belirlenmemiş; komşu köylerden tespit edilecek mahalli bilirkişiler marifetiyle taşınmazın kadim mera olup olmadığı, meradan elde edilip edilmediği maddi olaylara dayalı olarak sorulup saptanmamış; jeodezi uzmanı bilirkişiden hava fotoğraflarının incelenmesi suretiyle dava konusu taşınmaz ile komşusu meranın nitelikleri ve fotoğraflardaki görüntüleri itibariyle bütünlük arz edip etmediği hususunda rapor alınmamıştır.

5.Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için taşınmaz başında refakate alınacak elverdiğince yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek aynı köy ve komşu köyler halkından ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, önceki keşfe refakat eden bilirkişiler dışında belirlenecek 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, taşınmazın kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, 1531 parselin kayıt maliki ... ile davalı ve bayileri arasında akdi yahut irsi bir ilişki olup- olmadığı, zilyetliğin nasıl tedavül ettiği hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, 1532 parsel yönünden ise taşınmazın kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığı, meradan sökülerek elde edilip edilmediği, mera yönünde genişleyip genişlemediği belirlenmeli, keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli; ziraat bilirkişisi kurulundan çekişmeli taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve komşu parseller ile nasıl ayrıldığını açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden ve özellikle komşu mera parseli ile müşterek sınırının bulunduğu bölümden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine taşınmazı kapsayan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak dava konusu taşınmazın hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten, komşusu mera parseli ile çekişmeli taşınmazın yerlerinin ve sınırlarının özellikle belirtildiği ayrıntılı rapor alınmalı; açıklanan şekilde yapılan uygulama sonunda taşınmazın mera vasfında olup-olmadığı, meradan sökülerek kazanılıp-kazanılmadığı belirlenmeli, öncesi mera olan taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin, süresi nereye ulaşırsa ulaşsın hukuken değer taşımadığı göz önünde bulunadurulup tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Değinilen hususlar göz ardı edilerek hüküm kurulması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz eden davacı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.