Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5257 E. 2024/4774 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davacının zilyetlikle kazanım yoluyla tapu iptali ve tescil isteğine karşı Hazine ve asli müdahilin itirazlarının incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın önceki bozma kararında belirtilen hususları tam olarak yerine getirmediği, asli müdahilin haklarının incelenmesinde eksiklik bulunduğu, imar uygulaması sonucu oluşan parseller ve taraf teşkili konusunda gerekli incelemelerin yapılmadığı, ayrıca zilyetliğin başlangıcı ve süresi hususunda çelişkili tespitler bulunduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/490 E., 2023/25 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 23.09.2020 tarihli 2016/17003 Esas 2020/3354 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı Hazine temsilcisi ve asli müdahil vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili; ... ilçesi ... köyünde bulanan 98 dönümlük yeri davacının imar ve ihya ettiğini, 27 yıl taşınmaza zilyet olduğunu ancak taşınmazın idari yoldan Hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.

2.Asli müdahil vekili; dava konusu edilen yerin, ...’ın malik sıfatı ile zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek taşınmaz bölümünün asli müdahil adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.07.2013 tarih ve 2011/479 Esas, 2013/386 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne; çekişmeli 293 nolu parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 44.548,94 m2'lik kısmın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 27.03.2014 tarih ve 2014/ 690 Esas, 2014/3430 Karar sayılı ilamı ile “ Mahkemece, kararın gerekçe bölümü ile hüküm kısmı arasında çelişki yaratıldığı, 6100 sayılı HMK'nın 298. maddesinin 2. fıkrasında gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilerek..." karar bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.10.2015 tarih ve 2014/527 Esas, 2015/580 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 23.09.2020 tarih ve 2016/ 17003 Esas, 2020/3430 Karar sayılı ilamı ile; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu, taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle kazanım şartlarının oluşup oluşmadığının somut olarak ortaya konulmadığı, dava konusu taşınmazın toplulaştırma çalışmaları kapsamında kalıp kalmadığı, ada ve parsel numarasının değişip değişmediğinin araştırılması, Hazine adına ihdasen tapu oluşum tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğraflarının getirtilmesi, taşınmaz başında jeodozi ve fotogrametri mühendisi, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının belirlenmesine çalışılması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerektiği belirtilerek ...” karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleştiği, dava konusu taşınmazın davacının babası tarafından kullanıldığı, baba vefat ettikten sonra davacı tarafından kullanılmaya devam edildiği, davacının zilyetliğinin 20 yıldan fazla olduğu, çekişmeli taşınmaz bölümünde 1954 ve 1984 yılından önce tarım arazisine dönüştürülüp imar-ihyanın başlandığı ve tamamlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 293 parselin ifrazı suretiyle oluşan; 247 ada 6, 248 ada 6-7, 249 ada 5-6, 254 ada 1-2, 257 ada 1-4, 258 ada 1-2-3-4-6-7-8-9 nolu parsellerin Hazine adına kayıtlıyken fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 41.086,79 m2'lik yerin Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile kuru tarım arazisi vasfı ile davacı adına tapuya tesciline, asli müdahalede bulunan Abdurrahman Aslan’ın müdahale talebinin reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi ve asli müdahil vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E. Temyiz Nedenleri

1.Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yapılan araştırmanın eksik ve yetersiz olduğunu, bozma gereklerinin yerine getirilmediğini belirterek ve resen görülecek eksiklikler nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Asli Müdahil vekili temyiz dilekçesinde özetle; kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, asli müdahillik taleplerinin tanıklar dinlenmeden, gerekli araştırma yapılmadan ret edildiğini belirterek asli müdahillik taleplerinin kabulünü ve kararın bozulmasını istemiştir.

F. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 65, 190. maddeleri, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16, 17 ve 18. maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 713. maddeleri,

3. Değerlendirme

Dava konusu edilen taşınmaz bölümü, Mardin ili, ... ilçesi ... köyünde 1968 yılında yapılan kadastro çalışmalarında taşlık olarak tespit harici bırakılan ve daha sonra 10.08.2011 yılında 1.467.681,12 m2 yüz ölçümlü olarak 293 parsel numarasıyla ihdasen Hazine adına tescil edilen taşınmaz içerisinde kalmaktadır.

1- Asli müdahil vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 65. maddesine göre, açılan bir davada dava konusu edilen şey hakkında taraflar dışında hak iddia edilerek o şeyin kendisine ait olduğunu ileri süren ve harcını yatırmak suretiyle davaya dâhil olan kimsenin hukuki durumunun asli müdahale olduğu, dava konusu üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişinin hüküm verilinceye kadar yargılamanın taraflarına karşı aynı Mahkemede dava açabileceği, asli müdahale davasında asıl yargılama ile birlikte yürütülüp karara bağlanacağı, asli müdahale davasının hem davacıya hem de davalıya yani asıl davanın taraflarına karşı açılması gerekeceği açıktır.

Somut olayda, 28.06.2021 tarihinde asli müdahillik talebinde bulunulduğu, Mahkemece 08.06.2022 tarihinde ara karar ile müdahillik talebinin kabulüne karar verildiği halde daha sonra Mahkemece hüküm kısmında bu kez müdahillik talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Artık kabul kararı verilip harç da yatırıldığından Mahkemece, asli müdahilin delilleri toplanıp tanıkları taşınmaz başında dinlenerek asli müdahilin davası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmektedir.

2-Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğuna göre bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi zorunludur.

Hükmüne uyulan bozma ilamında, çekişmeli taşınmaz bölümünün imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp tamamlandığı hususlarının açıkça belirlenmesi gereğine değinildiği halde Mahkemece bu hususlar net olarak ayrı ayrı belirlenmemiştir. Dolayısıyla davacı ve miras bırakanı yararına imar-ihyanın tamamlanmasından Hazine adına ihdasen tapu oluşum tarihine kadar kanunda aranan 20 yıllık zilyetlik süresinin dolup dolmadığı denetlenememiştir.

Ayrıca, bozma ilamından önce harita mühendisi bilirkişisinden alınan 2013 tarihli rapor ve 2015 tarihli ek bilirkişi raporunda, 1984 tarihli hava fotoğraflarında dava konusu bölümün tarımsal olarak işlenmemiş olduğu, doğu ve güneyinden patika yol geçtiği, kuzey ve batısının kayalık olduğu, kuzey ve batı komşuları ile belirgin bir sınırın bulunmadığı belirtildiği halde bozmadan sonra alınan harita mühendisi bilirkişi raporunda, 1984 tarihli hava fotoğrafında dava konusu edilen bölümün tarımsal olarak işlendiği belirtilerek çelişki oluşturulmuş, Mahkemece bu çelişki giderilmemiştir.

Yine, dava konusu edilen taşınmazın 2018 yılında imar uygulamasına tabi tutulduğu bir çok imar ada ve parselin oluştuğu hatta bir kısmının imar uygulaması sonucu park ve yol olarak bırakıldığı, dosya içerisine getirtilen tapu kayıtlarından yeni oluşan imar parsellerinin bir kısmının Hazine adına kayıtlı olmayıp şahıslar adına kayıtlı olduğu anlaşıldığı halde bu kişiler davaya dahil edilmeden savunmaları alınmadan bu taşınmazlar hakkında karar verildiği, imar uygulaması sonucu oluşan bu taşınmazların bir kısmının tapu kaydı iptal edildiği halde iptal edilen kısmın yüz ölçümü- miktarı ve koordinatları kroki üzerinde gösterilmediğinden hükmün infazının da bu haliyle mümkün olmadığı görülmüştür.

Mahkemece, nizalı taşınmaz bölümünün imar uygulamasıyla hangi imar parsellerine dağıtıldığına ilişkin bilgi ve belgeler ile kayıtlar (belediye encümen kararları, şüyulandırma cetvellerinin tamamı, özet cetvelleri, geldi ve gitti kayıtları denetlenebilir şekilde tüm intikalleri gösterir, kütük sayfalarını da içerir tedavüllü tapu kayıtları) getirtilip dosya arasına alınmamış, taşınmazda DOP kesintisi yapılıp yapılmadığı araştırılmadan, denetime elverişsiz bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.

Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, nizalı taşınmaz bölümünün imar uygulamasıyla hangi imar parsellerine dağıtıldığına ilişkin bilgi ve belgeler ile ilgili kayıtlar (belediye encümen kararları, şüyulandırma cetvellerinin tamamı, özet cetvelleri, geldi ve gitti kayıtları denetlenebilir şekilde tüm intikalleri gösterir, kütük sayfalarını da içerir tedavüllü tapu kayıtları) getirtilip dosya arasına alınmalı, bu şekilde dosya ikmal edildikten sonra, imar işlerinden anlayan 3 kişilik bilirkişi kurulu heyetinden nizalı taşınmazın ne şekilde imar uygulamasına alındığı, taşımazda DOP kesintisi yapılıp yapılmadığı, taşınmazın imar uygulamasıyla hangi imar parsellerine dağıtıldığı hususlarında rapor alınmalı, söz konusu taşınmazların, eldeki dosyada taraf olmayan başkaca malikleri de varsa, davacı tarafa davayı bu kişilere de yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin yöntemince sağlanması halinde bu davalılardan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdikleri takdirde delilleri toplanmalıdır. Taraf teşkili sağlandıktan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ile teknik bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan nizalı taşınmaz bölümün öncesinde kime ait olduğu, kim tarafından ne sıfatla ve ne şekilde kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalıdır.

Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi belirtir nitelikte, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.

Jeodezi ve fotogrametri mühendis bilirkişi kurulundan ise hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, bundan sonra dava tarihine kadar 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17. maddelerindeki kazanma koşullarının davacı lehine yahut asli müdahil lehine oluşup oluşmadığı hususu üzerinde durulmalı, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre yargılama sırasında yapılan imarla oluşan yeni parsel numaraları üzerinden infaz edilebilir bir karar verilmelidir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine temsilcisinin ve asli müdahil vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden asli müdahile iadesine;

Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

11.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.