"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/267 E., 2022/407 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı; Ürgüp ilçesi, ... köyünde kain 182 ada 90 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tescil edildiğini ancak kendisinin satın almayla birlikte kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın tapusunun iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine taşınmazın uzun süre ekilip dikilmediğini, taşlık alan ve mera bitki örtüsüyle kaplı olduğunu, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
III. YARGILAMA SAFAHATİ VE MAHKEME KARARI
1- Ürgüp Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.11.2015 tarih, 2013/143 Esas, 2015/555 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 20.093,22 m2'lik alanın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, verilen hüküm davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
2-Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.04.2019 tarih, 2016/7226 Esas, 2019/2613 Karar sayılı kararıyla; komşu parsellerin kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının getirtilmediği, çekişmeli taşınmazın bitişiğinde mera ya da orman olup olmadığı hususunun araştırılmadığı, hava fotoğraflarının uygulanmadığı, ziraat bilirkişi raporunun yeterli olmadığı ve hükümle çeliştiği, eksik araştırmayla hüküm kurulamayacağı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3- Mahkeme, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyaya kazandırılan bilirkişi raporlarından taşınmazın davacıya ait 182 ada 53 parselle bir bütün halinde kullanıldığı, 1954 yılına ait hava fotoğrafında davacıya ait olan 182 ada 53 parselin tamamını kapsayacak şekilde sürülmüş, ekilmiş olduğu, 1955 yılına ait aynı tespitin yapıldığı, 1990 yılına ait hava fotoğrafında sürülmüş ve ekilmiş olduğu, 1991 yılında da aynı 1990 yılına ait hususlarla benzer durum tespitinin yapıldığı, 2012-2013-2014-2016-2018-2020 yıllarına ait uydu görüntülerinin bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen alanın zemin kullanımıyla uyuştuğu, (Y) ile gösterilen 3.000 m2'lik alanın belirtilen yıllarda varolmadığı, belli yıllarda (Z ) ve (Y) ile belirtilen taralı alanlarda davacının kendisine ait taşınmazıyla bütünlük oluşturacak şekilde ekim dikim ve tarımsal faaliyetin yapıldığı ancak (Z) ile belirtilen alanın 1990-1991-1992 yılları ve sonrasında mevcut olmadığı (Y) ile gösterilen alanın 1990-199-1992 yıllarında ve öncesinde de varolduğu görülmekte ise de bu yer dışında başkaca ekim dikim faaliyetinin 1990-199-1992 yıllarında bulunmadığı, tespit tarihinde mevcudiyetini koruyup korumadığının açık olmadığı, tespit tarihine yakın tarihlerde hava fotoğrafının bulunmadığı ancak Google Earth görüntülerinden (Y) ile gösterilen yerin mevcut olmadığı dolayısıyla (A) ile belirtilen yer içerisinde başkaca ekim, dikim, tarımsal faaliyet yapılan alanın bulunmadığı, tanık ve mahalli bilirkişilerin davacının zilyetlik koşullarının bulunduğunu ispat eder nitelikte beyanların bulunmadığı, 20 yılın dolmadığı, mahalli bilirkişilerden İysa Albayrak'ın, davacının taşınmazı Hazine arazisinden ekleyerek büyüttüğü yönünde ifade ettiği, ekonomik amaca uygun zilyetlik koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının taşınmazı satın aldığı şahsın taşınmazda 40 yılın üzerinde malik olduğunu, eksik incelemeyle karar verildiğini, eklemeli zilyetliğin değerlendirilmediğini, davacının Anayasal hakkı olan mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, davacı tarafından taşınmazın nadasa bırakıldığı, bu hususun zilyetliğin sona erdiği anlamına gelmeyeceği, çekişme konusu alanların önceki malik ve sonrasında oğlu akabinde de satış tarihinden sonra davacı tarafından kullanıldığı hususunun dosya kapsamında ispatlandığı, taşınmazda 1954 yıllarında dahi tarımsal faaliyetin bulunduğu, zilyetlik sürelerinin eklenmesi gerektiğini, 60 yılın üzerinde zilyetliğin söz konusu olduğu değerlendirilmeden hüküm kurulduğu, tanık beyanlarının hatalı yorumlandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi
3. Değerlendirme
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, bozma ilamına, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
29.04.2024 gününde oy birliği ile karar verildi.