Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5328 E. 2024/1719 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin davacılara ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı, davacıların kan davası nedeniyle köyden ayrılmalarının mücbir sebep olarak kabul edilemeyeceği ve bu durumun hak düşürücü süreyi durdurmayacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/291 E., 2023/618 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Pütürge Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/78 E., 2022/33 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Malatya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında yer alan 102 ada 74 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit edildiğini, taşınmazın eskiden beri davacıların ailesine ait olup kan davası nedeniyle köyü terk etmek zorunda kaldıklarını, husumetin son bulması nedeniyle köye döndüklerini, taşınmazın dedeleri ...'den intikal ettiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını, taşınmazın özel mülkiyete elverişli olmadığını, davacılar lehine taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu taşınmazın kadastro tespitinin 25.01.2005 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra 05.10.2021 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davacıların ve üst soylarının kan davası nedeniyle köyden çıkmak zorunda kaldığını, kadastro çalışmalarının bu kişilerin köyde olmadıkları dönemde yapıldığını ve tutanaklardan haberdar olmadıklarını, kan davasının mücbir sebep olarak değerlendirilmesi gerektiğini, aksi düşüncenin adil yargılanma hakkıyla bağdaşmayacağını ve Anayasa ile güvence altına alınan mülkiyet hakkının kadastro tutanaklarının hatalı tutulması nedeniyle ve mücbir sebep neticesinde ihlal edileceğini, deliller toplanmadan karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasının talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı ve Mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyanın incelenmesinden, davaya konu 102 ada 74 parsel sayılı taşınmazın 17.10.2002 tarihinde ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edildiği, askı ilanına itiraz edilmemesi üzerine kadastro tespitinin 25.01.2005 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 05.10.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.