"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/75 E., 2023/63 K.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Gülşehir ilçesi, Yakatarla köyünde bulunan 103 ada 135 parsel sayılı taşınmazın davacıların murisi adına, aynı yer 103 ada 136 parsel sayılı taşınmazın ise Hazine adına kayıtlı olduğunu, davacıların murisi ... adına kayıtlı olan bu taşınmazın öncesinde 100.742 m2 olarak Şahin'in babası Yusuf'a ait olup onun tarafından 40 yıla yakın bir süre nizasız fasılasız malik sıfatı ile kullanıldığını, ilk malik ...'in ilgili taşınmazı da kapsayacak şekilde Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 1964/123 Esas, 1966/115 Karar sayılı kararı ile taşınmazın adına tescilini sağladığını, bu kararın hüküm kısmının 5 numaralı bendinde dava konusu taşınmazın yer aldığını ve yüz ölçümünün 100.742 m2 olduğunun kararda belirtildiğini, taşınmazın kök muris ... tarafından 40 yıla yakın bir süre 100.742 m2 olarak kullanıldığını ve ölümü üzerine mirasçılar arasında yapılan taksim neticesinde taşınmazın davacıların babası ...'e kalarak mülkiyet ve taşınmaz üzerindeki zilyetliğin ...'e geçtiğini, ...'in ölümü ile taşınmazın davacılara intikal ettiğini, davacılara muris babaları ...'den intikal eden bu taşınmazın yaklaşık 10.500 m2 civarındaki kısmının kadastro çalışmaları sırasında eksik tespit edildiğini, eksikliğin Hazine adına kayıtlı 103 ada 136 parsel sayılı taşınmaz içinde bırakıldığını belirterek 103 ada 136 parsel sayılı taşınmazın 10.500 m2 civarındaki kısmının tapusunun iptali ile davacılar adına miras payları oranında tapuya tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi; çekişmeli taşınmazın Maliye Bakanlığının 20 Ekim 1969 tarih ve 125159 sayılı emirleri ile Yakatarla Köyü İlkokuluna gelir arazisi olarak tahsis edildiğini, taşınmazın işgal edilmesinden dolayı ... ve babası ... hakkında Gülşehir Kaymakamlığının men kararının bulunduğunu, Hazine adına tespit ve tescil edilen 136 parselin eski tapu kayıtlarına göre miktarının 49.150,00 m2 olduğu halde, kadastro tespitinde 48.262,00 m2 olarak 888,00 m2 eksik tespit edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.06.2016 tarihli ve 2015/202 Esas, 2016/139 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmaz bölümünün 103 ada 135 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte kullanıldığı, tarım arazisi niteliğinde olduğu ve taşınmaz üzerindeki davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 12.784,89 metrekarelik taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ile davacıların veraset ilamındaki payları oranında tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.02.2020 tarihli ve 2016/17898 Esas, 2020/341 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu belirtilmiş, çekişmeli taşınmazın tespitine esas 1969 tarihli tapu kaydının oluşum tarihine kadar davacılar lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması gereğine değinilerek karar bozulmuş, davacılar vekilinin karar düzeltme talebinde bulunması neticesinde Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.11.2020 tarihli ve 2020/2936 Esas, 2020/5463 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebi kabul edilmiş, davacılara ait 103 ada 135 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağının getirtilmesi, tapu kaydına dayalı tespit edilip edilmediğinin araştırılması, dayanak tescil ilamına dayalı bir tapu kaydı oluşup oluşmadığının belirlenmesi, revizyon durumunun sorulması, davalı Hazinenin dayanak tapu kaydının dayanağı kayıt ve ilgili evrakın getirtilmesi, bundan sonra kayıtların mahallinde uygulanarak kapsamlarının belirlenmesi ve taşınmazla ilgili zilyetlik araştırması yapılması gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu edilen kısmın öncesinde davacıların dedeleri adına kayıtlı olduğu, zilyetliğin devri ile 60-65 yıldır davacılar ve miras bırakanları tarafından aralıksız ekilip biçildiği, Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 1964/123 Esas ve 1966/315 Karar sayılı kararının kadastro çalışmaları sırasında uygulanmadığı, okul tarlasının olduğu söylenen kısımdaki sınırın ise sonradan bozulduğunun deliller ile sabit bulunduğu, taşınmazın vasfının kıraç tarım arazisi olduğu, mera vasfının bulunmadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne, 103 ada 136 parsel sayılı taşınmazın, fen bilirkişisinin 10.11.2022 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterdiği 14.209,70 m2 kısmının davalı adına olan tapusunun iptaline ve bu kısmın bütünden ifrazı ile davacılar adına aynı vasıfla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili; verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, gerekçeli kararın kendi içerisinde çeliştiğini, Hazine taşınmazlarına taşma yapıldığı hususunun dikkate alınmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucu; Nevşehir ili Gülşehir ilçesi, Yakatarla köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 136 parsel sayılı 48.262,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacılar, dava konusu taşınmazda irsen intikal ve taksim yoluyla zilyet oldukları ve dava konusu taşınmazların dedeleri adına Mahkeme kararı ile tescil edildiği iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacılar lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de bozmaya uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiş, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın tespitine esas olan ve davalının dayanağı tapu kaydı, oluşum belgeleri ve haritası ile birlikte eksiksiz olarak getirilmemiş, komşu parsel tutanak ve dayanakları dosya arasına alınmamış, dava konusu taşınmaz üzerinde kimin ne zamandan beri ne suretle zilyet olduğu kesin olarak belirlenmemiş, yetersiz keşif ve bilirkişi raporları ile yetinilmiş; Mahkemece verilen ilk hükümde davacılar adına 12.784,89 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümü kayıtlanmasına ve davacıların buna bir itirazları bulunmamasına ve davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmasına rağmen Mahkemece verilen son hükümde 14.209,70 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümünün davacılar adına tesciline karar verilmiş, Tapu Müdürlüğünden gelen cevabi yazıda davacıların dayanağı olan 1964/123 Esas sayılı tescil ilamının uygulanmasına yönelik bir işlem bulunmadığı bildirilmesine rağmen 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesine aktarılması gereken bir dava bulunup bulunmadığı değerlendirilmemiştir.
Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; Mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesine aktarılması gereken bir dava bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli, aktarılması gereken bir dava bulunmadığı kanaati oluşursa davalı tarafın dayandığı ve tespite esas Temmuz 1969 tarih ve 33 sıra numaralı tapu kaydı, tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritası ile birlikte mahalli Tapu Müdürlüğü ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Tapu Arşiv Daire Başkanlığından istenilmelidir. Dayanılan kaydın kadastro tespiti sırasında başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılarak tespit edilmeli, revizyon görmüşlerse kadastro tespit tutanakları, dava konusu taşınmaza komşu tüm parsellerin kadastro tespit tutanakları ve uygulanan kayıtlar da getirtilmelidir. Öte yandan, zilyetlik araştırmasına esas teşkil etmek üzere çekişmeli taşınmaza ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmaz bölümlerinin bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait (bulunmadığı taktirde bulunan tüm hava fotoğrafları getirtilerek) stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirilerek dosya arasına konulmalıdır.
Bundan sonra, dava konusu taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, ziraat bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ile teknik bilirkişi huzuru ile yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte davalının dayandığı tapu kayıtları, tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup sınırlarının yerel bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, gösterilen sınırlar fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, davalının dayandığı tapu kayıtlarının haritasının bulunması halinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi gereğince haritası ile zemine uygulanarak kapsamı belirlenmeli, bu suretle kaydın kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; yerel bilirkişiler ve tanıklardan dava konusu taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kimin ne zamandan beri hangi süre ile ve hangi hukuki nedene dayalı olarak zilyet olduğu hususlarında somut olaylara dayalı olarak bilgi alınmalı; fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir ve tapu kayıtlarının uygulamasını gösterir krokili rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; ziraat bilirkişisinden komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde değerlendirilerek çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu parsellerden nasıl ayrıldığı hususlarını açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, bilimsel verilere dayalı rapor istenmeli; yine taşınmazı dört tarafından gösteren panoramik fotoğrafları çektirilip dosya arasına konulmalı; bundan sonra 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde düzenlenen sınırlamalar da gözetilerek ve dava konusu taşınmazın tespitine esas tapu kaydı kapsamında kalması halinde tapu kayıt oluşum tarihine kadar zilyetlikle edinim koşullarının davacılar lehine oluşup oluşmadığı da tartışılarak toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek sureti ile sonucuna göre bir karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,Dosyanın Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,1086 sayılı HMUK’un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,23.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.