Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5446 E. 2024/5723 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi miras hakkına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, hak düşürücü sürenin geçmiş olup olmadığı ve davanın husumet yönünden reddine karar verilip verilmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitlerinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davanın tapuda kayıtlı olmayan davalıya karşı açılması nedeniyle, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davanın kısmen hak düşürücü süre, kısmen de husumet yönünden reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/79 E., 2023/708 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret-Karar Kaldırılarak Dava Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Batman 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/175 E., 2022/1339 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine, kamu düzenine ilişkin olarak kararın kaldırılmasına karar verilmiş, dava konusu 136 ada 37, 126 ada 1 ve 7, 138 ada 85, 157 ada 13, 138 ada 27, 142 ada 21, 146 ada 129, 166 ada 14, 120 ada 34, 126 ada 22, 126 ada 30, 115 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, davalı ... ve dava konusu 138 ada 45 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin yeniden hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi karar davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Batman ili, .... ilçesi, ... köyünde bulunan çekişmeli taşınmazların muris ...’dan intikal etmesine ve davacının murisin kızı olmasına rağmen dava konusu taşınmazların murisin oğlu ...’in erkek çocukları adına tespit edildiğini, 136 ada 37, 138 ada 27, 138 ada 45, 142 ada 21, 146 ada 129, 157 ada 13, 166 ada 14, 120 ada 34, 126 ada 1, 126 ada 7, 126 ada 22 ve 126 ada 30 parsel sayılı taşınmazların davalı ... , 138 ada 85, 157 ada 13 , 115 ada 5 ve 115 ada 6 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına tescil edildiğini, 85 parselin DSİ tarafından kamulaştırıldığını belirterek çekişmeli taşınmazların davalılar adına kayıtlı bulunan hisselerin iptali ile davacının payı oranında davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davalılara ödenen kamulaştırma bedellerinin davacının payı oranında davalılardan tahsiline, tapu iptali ve tescil yönündeki taleplerinin uygun görülmemesi halinde ise davalıların hisselerinin rayiç bedellerinin tespit edilerek dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte rayiç bedel belli olmadığı takdirde kadastro çalışmaları kapsamında tescil edilen taşınmazların dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte günümüz değerine güncellenerek ve değiştirilerek davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davada hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın haksız ve mesnetsiz bir şekilde açıldığını ve dava değerinin düşük gösterildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin 04.04.2009 tarihinde kesinleştiği, davanın açıldığı tarihin ise 13.03.2020 tarihi olduğu, bu haliyle 3402 sayılı Kanun’unda öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra davanın açıldığı, dava şartı niteliğinde bulunan hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesini tekarar etmiş, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, kadastro öncesi hakka değil, miras yoluyla gelen hakka dayandıklarını, kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, muris muvazaası davasının herhangi bir hak düşürücü süreye bağlı olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu taşınmazların kadastro tespitinin 04.04.2009 tarihinde kesinleştiği, davanın 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde yer alan 10 yıllık hak düşürücü süre gerçekleştikten sonra 13.03.2020 tarihinde açıldığı, böylelikle Kadastro Kanunu'nun 12/3 hükmündeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davacı vekilinin kadastro öncesi nedene ilişkin eldeki davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı tapu iptali ve tescil davalarının kural olarak tapu malikine, kayıt maliki ya da malikleri ölü ise mirasçılarına karşı açılması gerektiği, dava konusu 136 ada 37, 126 ada 1 ve 7, 138 ada 85, 157 ada 13, 138 ada 27, 142 ada 21, 146 ada 129, 166 ada 14, 120 ada 34, 126 ada 22, 126 ada 30, 115 ada 5 ve 6 parsel ve 138 ada 45 parsel sayılı taşınmazların dava tarihi itibariyle davalılar ..., ... ve dava dışı .... adlarına kayıtlı oldukları, çekişmeli taşınmazların dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen ... ile bir ilgilerinin bulunmadığı, dava konusu 138 ada 45 parsel sayılı taşınmazın da dava dışı ... adına kayıtlı olduğu, Mahkemece, davalı ... aleyhine açılan dava ile dava konusu 138 ada 45 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın tapu maliki olmayan kişiye karşı açılması nedeniyle anılan davalı ve anılan parsel yönünden HMK'nın 114/d, 115/2. maddeleri gereğince davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği halde hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmadığı açıklanarak, belirtilen hususların HMK'nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık oluşturduğu sonuç ve kanaaati ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; kamu düzeni nedeniyle HMK'nın 355/1 ve 353/1-b-2 maddeleri gereğince Yerel Mahkemenin kararının kaldırılmasına, bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca, istinaf incelemesine konu edilmeyen kısımları aynen korunarak, dava konusu 136 ada 37, 126 ada 1 ve 7, 138 ada 85, 157 ada 13, 138 ada 27, 142 ada 21, 146 ada 129, 166 ada 14, 120 ada 34, 126 ada 22, 126 ada 30, 115 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle nedeniyle reddine, davalı ... ve dava konusu 138 ada 45 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine dair yeniden hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava ve istinaf dilekçesini tekrar etmiş, davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açıldığını, miras ve mülkiyet haklarının Anayasal güvence altında olduğunu, Türk Medeni Kanunu’nda ayni haklara ilişkin bir süre öngörülmediğini, dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağının dikkate alınması gerektiğini, .... aleyhine açılan davanın husumetten reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olmakla birlikte hakkaniyetle bağdaşmadığını, ....’ın husumetli olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi miras hakkana dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu; Batman ili, ... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 136 ada 37, 138 ada 27, 142 ada 21, 146 ada 129, 166 ada 14, 120 ada 34, 126 ada 22 ve 126 ada 30 parsel sayılı taşınmazlar davalı ..., 115 ada 5 ve 115 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar davalı ..., 157 ada 13 ve 138 ada 85 parsel sayılı taşınmaz .... ve ..., 126 ada 1 ve 126 ada 7 parsel sayılı taşınmazlar ..... ve...., 138 ada 45 parsel sayılı taşınmaz dava dışı .... adına tespit edilmiş, tespitler 04.04.2009 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı ... Gümüş, miras yoluyla gelen hakka dayanarak 13.03.2020 tarihinde dava açmıştır.

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz eden davacının adli yardım talebi yargılama sırasında kabul edilmiş olup harç yatırılmadığından, aşağıda yazılı 1.330,20 TL temyiz başvuru harcı ile 427,60 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın Batman 4. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

17.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.