Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5464 E. 2025/124 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın, kadastro öncesi tapu kaydına dayanarak davacı tarafından tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, mülkiyetin kime ait olduğu hususunda oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararına uygun olarak, davacıya ait eski tapu kaydının kapsamını belirleyerek ve Hazine adına yapılan tescilin bu kapsamdaki alanı haksız olarak içerdiğini tespit ederek davayı kısmen kabul etmesi usul ve yasaya uygun görülerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/288 E., 2023/84 K.

Taraflar arasında, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; Kütahya ili, İhsaniye köyü çalışma alanında bulunan 126 ada 47 parsel sayılı 3.462,18 metrekare yüz ölçümündeki davacının maliki olduğu taşınmazın 2005 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, kadastro tutanağında taşınmazın davacı ... Fabrikasına ait olduğunun açıkça yazılmasına rağmen özelleştirme sırasında bu taşınmazın devredilip devredilmediğinin bilinmediği gerekçesi ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, yapılan tespitin hatalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; taşınmazın Hazineye ait olduğunu, taşınmaz üzerinde davacı tarafça yapılmış kantar ve binasının bulunduğunu, fakat özelleştirmeden sonra davacının herhangi bir zilyetliğinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.09.2015 tarihli ve 2013/414 Esas, 2015/382 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazdan bilirkişilerin 27.07.2015 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.700,00 metrekare yüz ölçümlü bölümün davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.12.2017 tarihli ve 2015/18599 Esas, 2017/8727 Karar sayılı kararıyla; “Dava, kesinleşen kadastro tespitine karşı tapu kaydına dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davası niteliğinde olduğu halde, davacı tarafın dayandığı 28.05.1957 tarih ve 163 sıra nolu tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve komşu parsellerin tamamına ait tespit tutanakları ile dayanakları getirtilip mahallinde yöntemince uygulanmamış ve kapsamı tayin edilmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde; söz konusu tapu kaydı tesisinden itibaren varsa oluşum belgeleri, krokisi, ifraz krokisi ve tüm tedavülleri ile dava konusu taşınmazı çevreleyen tüm komşu parsellere ait (çekişmeli taşınmazın batısında bulunan yoldan sonra gelen 18, 51 ve 52 parseller ile doğusunda bulunan 27 parsel sayılı taşınmaz da dahil) kadastro tutanak ve varsa dayanak kayıt örnekleri getirtilmeli, bu şekilde dosya ikmal edildikten sonra mahallinde üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve uzman bilirkişiler huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında kayıt kapsamı mahalli bilirkişi, taraf tanıkları ve teknik fen bilirkişisi aracılıyla 3402 sayılı Yasa'nın 20/A maddesi gözetilerek yöntemince belirlenmeli, mahalli bilirkişi ve tanıkların gösterecekleri sınırlar fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, tapu kaydının kapsamı kesin olarak belirlenmeli, fen bilirkişisinden uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir, denetime açık ve keşfi takibe imkan verir rapor ve harita düzenlemesi istenmeli, ondan sonra toplanan ve toplanacak deliller hep birlikte değerlendirilerek hüküm kurulmalıdır. Mahkemece açıklanan şekilde araştırma ve uygulama yapılmaksızın eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur. Davacı vekilinin karar düzeltme talebi Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesince 05.10.2018 tarihinde reddedilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.02.2023 tarihli ve 2018/288 Esas, 2023/84 Karar sayılı kararıyla; iddianın ispat edildiği, dava konusu alanın 28.05.1957 tarih 163 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kaldığı, belirtilen tapu kaydında taşınmazın alanının 2.700,00 m2 olduğu, anılan tapu kaydı gereğince taşınmazdaki 2.700,00 m2 alanın davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 15.03.2021 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.700,00 metrekare yüz ölçümlü bölümün davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik araştırma ile hüküm verildiğini, dava konusu taşınmazın mülkiyet hakkının davalı Hazine’ye ait olup Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13, 14, 17 ve 20. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu, Kütahya ili, İhsaniye köyü çalışma alanında bulunan 126 ada 47 parsel sayılı 3.462,18 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın, senetsizden, üzerinde Türkiye Şeker Fabrikalarına ait pancar kantarı bulunduğu ve maliki tespit edilemediğinden pancar kantarı ve alanı vasfıyla Hazine adına 25.12.2005 tarihinde tespit edildiği, askı ilan süreleri içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitinin kesinleşerek taşınmazın 02.03.2006 tarihinde tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.01.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.