Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5492 E. 2023/6719 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları öncesinde gerçekleşen bir satış işlemine dayanılarak, taşınmazın davacı adına tescilinin istenmesine ilişkin tapu iptali ve tescil davasının reddine dair kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacının taşınmazı haricen satın aldığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, kadastro komisyonu kararında davacının taşınmazı satış yoluyla edindiğinin belirtilmesi ve davalılardan birinin davaya konu taşınmazda hakkı olmadığını beyan etmesi karşısında, eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru görülmeyerek ve davaların birleştirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/643 E., 2021/787 K.

DAVA TARİHİ : 23.01.2017

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Perşembe Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/10 E., 2021/53 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ... ili, Perşembe ilçesi, ... köyünde bulunan 301 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ¼ paydaşı olduğunu, taşınmazın esasen Halil oğlu ...’dan kalmış olup ...’ın 1980 yılında oğulları arasında yaptığı taksim nedeniyle taşınmazı oğulları ...... ve Hasan Basri...’a bağışladığını, taşınmazın 1980 yılından bu yana ... ve Hasan tarafından ½ oranında hisseli olarak kullanıldığını, ...... hissesinin 2002 yılında davacıya satış yolu ile devredildiğini ve o tarihten bu yana ise Hasan Basri... ile davacı arasında ortak kullanıldığını, taşınmazın diğer hissedarlar adına tespit edilmesi üzerine davacının kadastro komisyonuna itirazda bulunduğunu ileri sürerek davalıların taşınmazdaki paylarının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... cevap dilekçesinde; taşınmazın Hasan Basri... ve ......’a verilmediğini, taşınmazı senelerden beri harman yeri olarak kendisinin kullandığını, kullandığı kısım ile ilgili olarak isnat duvarı yapıp harmanı çim ile kapladığını, şimdiye kadar davacının herhangi bir şekilde karşı koymadığını ve taşınmaz üzerinde herhangi bir zilyetliğinin bulunmadığını, tapu malikinin ölümü üzerinden 20 yıl geçmiş olsa bile mirasçıların kullanması nedeniyle tapunun hukuki kıymetini kaybetmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ... 09.05.2017 havale tarihli dilekçe ile davaya konu taşınmazda hiçbir hakkı olmadığını, davayı kabul ettiğini, ancak davaya konu taşınmazın davacıya da ait olmayıp aralarında yaptıkları harici taksime göre dava dışı diğer iki kardeşine ait olduğunu beyan ederek yargılama giderlerinden muaf tutulmayı talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre davaya konu taşınmazın ...'a ait iken çocukları arasında yapılan taksimde ...... ve Hasan Basri...'a verildiği, taşınmazın taksim doğrultusunda ... ile Hasan Basri... tarafından uzun süre kullanıldığı, taşınmazın ...... tarafından davacıya satıldığının bilinmediği ve davacının kullanımının görülmediği, ...'nün evini başka bir yere taşımasından sonra ......'ın taşınmazı kullanmayı bıraktığı, davaya konu taşınmazın kadastro tespitinden önce ve sonra uzun süre davalı ... ve ...mirasçıları tarafından kullanıldığı, davacının tespite itirazının reddedildiği ve ...... hissesinin kendisine satıldığı iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin 2018/234 Esas sayılı dava dosyası ile eldeki davanın konusu aynı olduğundan birleştirilen bu dava yönünden tefrike karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların davaya konu taşınmazın ... ve Hasan’a kaldığını ve ...’nün Salim'in kullanımına itiraz ettiğini, diğer mirasçılara farklı bir harman yeri verildiğini açıkça beyan ettiğini, davalı Halil’in davayı kabul ettiğini, Salim’in kullanımının nizasız ve çekişmesiz olmadığını, taşınmazın davacıya satıldığının dosyadaki belgelerle sabit olduğunu, mahalli bilirkişilerin taraflı beyanda bulunduğunu ve ... tarafından satıldığı bilinen taşınmazın hangisi olduğunun yeterince...latılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemenin 2018/234 Esas sayılı davasında ayırma kararından sonra davanın usulden reddine karar verildiği, bu nedenle dava dosyalarının bu aşamada birbirlerini etkileme durumlarının bulunmadığı, taşınmazın ... tarafından oğulları ...... ve Hasan...’a bağışlandığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın ......'ın kendi payını davacıya satıp zilyetliğini devredip etmediği noktasında toplandığı, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre bu hususun ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlamış, Mahkemenin 2017/234 Esas sayılı dosyasında davalı Halil...’ın isticvabı yönündeki taleplerinin hiçbir aşamada dikkate alınmadığını, davalı ...’nin davaya konu taşınmazda hissesi olmadığını açıkça ifade ettiğini, davacının taşınmazı devraldığı 2002 yılından bu yana taşınmaza zilyet olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30, 166 ve 190 ıncı maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosyanın incelenmesinden; davaya konu 301 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında 01.10.1940 tarih ve 6 sıra numaralı tapu kaydının paydaşları arasında yapılan rızai taksim nedeniyle tapu maliklerinden ...’a isabet ettiği, ...’ın ise bu taşınmazı evlatları Hasan Basri, ..., Salim ve Haydar’a hibe ederek zilyetliğini devrettiği, ......’ın ise payını 2002 yılında haricen ...’a sattığı ve zilyetliğini devrettiği, bu hususta ... 3.Noterliğince tanzim edilen 26.12.2008 tarih ve 17072 yevmiye numaralı muvafakatnameye göre yapılan tespite muvafakat ettiği belirtilerek 1/4'er payla ... çocukları Salim, ...ve ...ile davacı ... adına tespit edildiği; davacı Gülizar’ın ... payını satın aldığı ve taşınmazın Hasan ve kendisi adına yazılması gerektiğinden bahisle yaptığı itiraz üzerine kadastro komisyonu tarafından yapılan tespitin doğru olduğu, taşınmazı Hasan ve ...’ın kullandığı, ancak diğer tespit maliklerinin de babalarından intikal ettiği, ...’a da ......’dan satış yoluyla edindiği hissenin tespit edildiği ve itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği, tespitin 27.05.2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

2.Mahkemece davaya konu taşınmazın ...'a aitken taksimen ...... ve Hasan Basri...'a verildiği, uzun süre bu çocukları tarafından kullanıldığı, taşınmazın ...... tarafından davacıya satıldığının bilinmediği ve davacının kullanımının görülmediği, ......'ın taşınmazı kullanmayı bırakması üzerine taşınmazın kadastro tespitinden önce ve sonra uzun süre davalı ... ve ...mirasçıları tarafından kullanıldığı, davacının tespite itirazının reddedildiği ve ...... hissesinin kendisine satıldığı iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Davaya konu taşınmazın kadastro tutanağının edinme sebebinde davacının kayınpederi olan ......’ın davaya konu taşınmazla birlikte iki farklı taşınmazı 2002 yılında 7.000 TL bedelle haricen davacıya sattığının, bu hususta ... 3. Noterliğince tanzim edilen muvafakatnamenin bulunduğunun, yine itiraz üzerine kadastro komisyonunca verilen kararda taşınmazın kayınpederi ...’den davacı ...’a satış yoluyla geçtiği ve bu nedenle davacı adına tespit yapıldığının belirtilmiş olması karşısında davacının taşınmazı haricen satın aldığının kanıtlanamadığı yönündeki gerekçenin anılan tespit ve komisyon kararıyla çeliştiği anlaşılmaktadır. Yapılan keşifte davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğine tanıklık edilmemiş ise de yine anılan komisyon kararında taşınmazın Hasan ve ...tarafından kullanıldığının belirtildiği tespit edilmiştir.

3. Eldeki dava, tahkikat aşamasında Mahkemenin 2018/234 Esas sayılı davası ile birleştirilmiş, her iki dava için ortak keşif yapılmış ve davalar daha sonra yeniden tefrik edilmiştir. Davaların birleştirilmesinden sonra Mahkemece keşif yapılmadan önce davacı vekili 07.04.2018 tarihli dilekçe ile mahalli bilirkişi olarak tespit edilen ...’ın ......’ın oğlu Sezai’nin arkadaşı olduğunu, bu mahalli bilirkişinin Sezai’nin baskısı ile davacının fındığını toplamaktan vazgeçtiğini, diğer mahalli bilirkişiler ... ve ...’ın ise davaya konu taşınmazı bilemeyecek kadar uzak mahallede oturduğunu ve Sezai’nin baskısına maruz kalacaklarını, bu nedenle bu kişilerin yerel bilirkişi olarak dinlenmesine itiraz ettiklerini açıklamıştır.

4. Mahkemenin 2018/234 Esas sayılı dava dosyasında ... mirasçıları olan ... ve ...mirasçıları tarafından eldeki davanın davacısı ...ve davalılar ...ve ...aleyhine açılan davada taşınmazın ...’a aitken taksimen çocukları ... ve Hasan Basri’ye kaldığı ve ...’a satıldığının doğru olmadığından bahisle tapu iptali ve tescil talep edildiği, yargılamanın devam ettiği anlaşılmıştır. Tefrik edilen dava ile eldeki davada...latılması gereken vakıaların aynı olduğu, davaların ortak taraflarının bulunduğu, davalardan birinin sonucunun diğerini doğrudan etkileyeceği açıktır.

5. Yukarıdaki hususlara ek olarak; davalılardan ...’ın 09.05.2017 havale tarihli dilekçe ile davaya konu taşınmazda hiçbir hakkı olmadığını, davayı kabul ettiğini, ancak davaya konu taşınmazın davacıya da ait olmayıp aralarında yaptıkları harici taksime göre dava dışı diğer iki kardeşine ait olduğunu beyan ettiği, birleştirilen dosyada da benzer yönde beyanının bulunduğu dikkate alınmadan hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

6. Hal böyle olunca; Mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle usul ekonomisi ilkesi gereği aynı iddia ve savunmaların öne sürüldüğü 2018/234 Esas sayılı dava dosyası ile eldeki davanın usulen mümkün olması halinde birleştirilerek görülmesi gereği dikkate alınmalı, tarafların gösterdiği tüm deliller toplanarak mahallinde yöntemince yapılacak keşifte iddia ve savunmaya konu hususlar...latılmalı, yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişilerin taraflarla menfaat ya da husumet ilişkisi bulunmamasına özen gösterilmeli, bilirkişi beyanları arasında veya bu beyanlar ile kadastro tespit tutanağı ve anılan komisyon kararı arasında oluşabilecek çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, gerekli görülürse tespit bilirkişilerinin beyanlarına da başvurulabileceği ve kadastro tutanağında atıf yapılan ... 3. Noterliğinin 26.12.2008 tarih ve 17072 yevmiye numaralı muvafakatnamesinin incelenebileceği göz önünde bulundurulmalı ve toplanan delillerin sonucuna göre bir karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.