"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/71 E., 2023/92 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; dava dışı mirasçılarla birlikte intikal işlemleri için 11.08.1998 tarihinde davalı ...’ı vekil tayin ettiklerini, bilahare davacı ...’nin davalı ...’ı 10.02.1999 tarihinde vekillikten azlettiğini, azilname 19.02.1999 tarihinde davalı vekile tebliğ edildiği halde tebliğden sonra davalıların intikal ve satış işlemleri yaptıklarını, hile ile alınan vekaletnamenin kötüye kullanılması sonucu dava konusu 207 ve 209 parsel sayılı taşınmazın 1/2’şer paylarla davalılar adına, diğer dava konusu taşınmazların ise davalı ... adına tescil edildiğini, davacı ...’nin oğlu, davacı ...’in kardeşi olan davalıların iyiniyetli olmadıklarını ileri sürerek dava konusu 101 ada 1, 103 ada 27, 104 ada 5, 115 ada 12, 115 ada 41, 135 ada 2, 142 ada 19, 151 ada 8 parsel ile 207, 209, 190, 194, 208, 360 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tescilini istemişler; aşamada 6100 saylı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 125/1. maddesi gereğince 101 ada 1 ve 104 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptali ve tescil isteklerini yeni maliklere yöneltmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ...; savunma getirmemiştir.
Davalı ...; aşamalarda, davacı annesi ve kız kardeşinin yalnızca muris babası .....’dan kalan taşınmazların intikal işlemleri için davalı ...’a vekaletname verdiklerini, taşınmazların satışı için vekaletname verilmediğini, vekillikten azli hem kendisinin hem de davalı ...’ın bildiğini, sırf banka kredisi kullanabilmek amacıyla davacıların paylarını da satışa konu ettiklerini, davaya bir diyeceğinin olmadığını bildirmiştir.
Davalı ... vekili; davalılar .... ve ....’in bankadan temin ettikleri kredi nedeniyle çekişme konusu 101 ada 1 parsel (toplulaştırma sonucu 886 ada 2 parsel) ve 104 ada 5 parsel (toplulaştırma sonucu 887 ada 3 parsel) sayılı taşınmazların üzerine tapu siciline güvenerek iyiniyetli olarak ipotek tesis edildiğini ve taşınmazların davalı banka tarafından alacağına mahsuben cebri ihale ile satın alındığını, bilahare taşınmazların 3. kişilere taksitle satıldığını, taksit ödemelerinin devam ettiğini, davanın husumetten ve zamanaşımından da reddinin gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; taşınmazı ediniminin iyiniyetli olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; davalı ...’ın vekalet görevini kötüye kullandığı, davalı ...’in de durumu bilen kişi konumunda olup iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle dava konusu on iki parça taşınmaz bakımından davanın kabulüne, karar tarihi itibariyle davalılar adına kayıtlı olmayan iki parça taşınmaz bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairemizin 08.01.2020 tarihli ve 2016/14394 Esas, 2020/82 Karar sayılı kararıyla; ret kapsamındaki dava konusu 101 ada 1 ve 104 ada 5 parsel sayılı taşınmazların dava tarihinden sonra 27.05.2014 tarihinde cebri satış işlemiyle dava dışı bankaya temlik edildiği gerekçesiyle HMK'nın 125/1. maddesi gözetilerek gerekli usulü işlemlerin yerine getirilmesi, ondan sonra işin esası hakkında karar verilebilmesi için karar bozulmuştur.
2. Bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin 17.03.2021 tarihli ve 2020/17 Esas, 2021/55 Karar sayılı kararıyla; iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile çekişme konusu tüm taşınmazlar bakımından tapu iptali ve tescile karar verilmiştir.
3. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairemizin 08.12.2021 tarihli ve 2021/8633 Esas, 2021/7653 Karar sayılı kararıyla; davalı vekil ...’ın azilden sonra temlik yaptığı ve diğer davalı ilk el ...’in de bu hususu bildiği veya bilebilecek konumdaki kişi olduğu gözetildiğinde ilk el ...’e yapılan temlikin yolsuz tescil niteliğinde olduğunda bir tereddüt bulunmadığı, ne var ki davalı ... Bankasının TMK’nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağı hususunda inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönde bir hukuki değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuş; davacıların karar düzeltme isteği Dairemizin 28.04.2022 tarihli ve 2022/2955 Esas, 2022/3632 Karar sayılı kararı ile, karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenlerin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 440. maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı vekil ...’ın azilden sonra temlik yaptığı ve diğer davalı ilk el ...’in de bu hususu bildiği veya bilebilecek konumdaki kişi olduğu gözetildiğinde, ilk el ...’e yapılan temlikin yolsuz tescil niteliğinde olduğunda bir tereddüt bulunmadığı, yargılama sırasında HMK'nın 125. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil isteğinin yöneltildiği davalılar Ziraat Bankası ile ...'nin taşınmazları edinimlerinin iyiniyetli olmadığı, böylelikle TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı ... vekili; davalı Banka'nın taşınmazı ediniminin iyiniyetli olduğunu, iyiniyetinin korunması gerektiğini, vekaletten azli bildirmenin sorumluluğunun davacılara ait olduğunu, davanın zamanaşımı/hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip bozulmasını istemiştir.
2.Davalı ... vekili; davalı ...'in taşınmazı satın aldığı 16.03.2021 tarihinde gerekçeli kararda yazılanın aksine tapu kaydında ne bir tedbir ne bir şerh vs. bulunmadığını, satış işleminin tedbir kararından sonra değil önce yapıldığını, davalının taşınmazın herhangi bir davaya konu olduğunu da bilmediğini, iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, davalılar .... ve ... hakkında verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleştiği halde, Mahkemece bozmadan sonra yine 8 ve 9 nolu fıkralarla tekrar hüküm kurulduğunu, hükmün kuruluş biçiminin de hatalı olduğunu, harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti bakımından da hatalı karar verildiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 506. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1023 ve 1024. maddeleri, HMK'nın 57, 58 ve 326. maddeleri.
3. Değerlendirme
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların 11.08.1998 tarihinde davalı ...'ı vekil tayin ettikleri, davacı ...'nin 10.02.1999 tarihinde ...'ı vekillikten azlettiği, azlin vekile 19.02.1999 tarihinde tebliğ edildiği, vekilin, davacıların çekişme konusu 101 ada 1 parsel (toplulaştırma sonucu 886 ada 2 parsel) ve 104 ada 5 parsel (toplulaştırma sonucu 887 ada 3 parsel) sayılı taşınmazlardaki 1/4’er paylarının tamamını 12.11.1999 tarihinde kardeşi olan diğer davalı ...’e devrettiği, yargılama sırasında taşınmazların cebri satışla ipotek alacaklısı Ziraat Bankası adına 27.05.2014 tarihinde tescil edildiği, 101 ada 1 parsel (886 ada 2 parsel) sayılı taşınmazın 16.03.2021 tarihinde Ziraat Bankası tarafından davalı ...'ye satış yoluyla devredildiği, davacıların yargılama sırasında HMK'nın 125/1. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil isteklerini yeni maliklere yönelttiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle bozma kararında da belirtildiği üzere davalı vekil ...'ın azilden sonra temlik yaptığı ve diğer davalı ilk el ...'in de bu hususu bildiği veya bilebilecek konumda kişi olduğu gözetildiğinde, ilk el ...'e yapılan temlikin yolsuz tescil niteliğinde olduğu, öte yandan eldeki dava nedeniyle davaya konu 101 ada 1 (886 ada 2) ve 104 ada 5 (887 ada 3) parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında 20.03.2014 tarihli, 588 yevmiye numaralı işlemle tesis edilen ihtiyati tedbir şerhi mevcut olmasına rağmen yargılama sırasında taşınmazları temlik alan davalılar Ziraat Bankası ve ...'nin TMK’nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları anlaşıldığına göre Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı ... ile davalı ...'in işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmakla davalı ...'in, adına kayıtlı 101 ada 1 (886 ada 2) parsel sayılı taşınmaz bakımından harç ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekirken, bunun dışındaki taşınmazlar bakımından da harç ve vekalet ücretinden diğer davalılarla müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
04.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.