"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1465 E., 2023/83 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/139 E., 2022/319 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının maliki olduğu Giresun ili, ... ilçesi, .... Mahallesi 513 ada 83 parsel sayılı taşınmazda yer alan hissesinin 1/2'sini 04.01.1994 tarihinde, ekonomik sorunları ve haciz tehlikesi nedeniyle o tarihte güven ilişkisine dayanarak eşi olan davalı ...'ya devrettiğini, davacının o tarihlerde eşi olan davalıya duyduğu güvenle daha sonrasında evdeki hissesini ondan geri almadığını, ilerleyen yıllarda da tarafların evliliklerinde sorunlar çıktığını ve davalı ...'nın boşanma davası açtığını, davacının yine aynı taşınmazdaki hissesinin geri kalan kısmını 21.10.2004 tarihinde açılmış olan boşanma davasından vazgeçmesi karşılığında ve o tarihte eşi olan davalı ...'ya tapuda satış işlemi olarak göstererek ancak gerçekte bedelsiz olarak devrettiğini, davalının sonradan aldığı hisseleri geri vermediğini ileri sürerek dava konusu taşınmaza ait tapunun iptali ile taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının iddialarını kabul etmediklerini, taşınmazın 1/2'sini 04.01.1994 tarihinde, ekonomik sorunları ve haciz tehlikesi nedeniyle o tarihte güven ilişkisine dayanarak devrettiğine ilişkin iddianın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, taşınmazın 1/2 hissesini davacının kendi uhdesinde bırakmasının çelişkili olduğunu, davacının dava dilekçesinde bahsettiği inanç ilişkisinin ispatına ilişkin yazılı delil sunması gerektiğini belirerek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 04.01.1994 tarihli bağış işlemi yönünden davacı tarafın muvazaa iddiası ile tapu iptali ve tescil talep ettiği, dava konusu sözleşmelerin imzalandığı dönemde 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu'nun yürürlükte olduğu, anılan Kanun'un 18. maddesi gereğince taraflar arasında gerçekleşen muvazaalı işlemin geçersiz kabul edileceği ve tarafların iradelerinin esas alınması gerektiğini, taraflar arasında düzenlenen resmi senet ile yapılan işlemin bağış olarak düzenlendiğinin ve aksinin ispatından davacı tarafın sorumlu olduğu, davacının iddiasını ispat edemediğini, 21.10.2004 tarihli satış işlemi yönünden ise davacı tarafın bu işlemin satış olmayıp şartlı bağış niteliğinde olduğunu ve davalı tarafın boşanma davası açmama şartına uymadığını iddia ederek tapu iptali ve tescil talep ettiğini, yine BK'nın 18. maddesi gereğince sözleşmenin gerçek niteliğinin esas olduğu ve sözleşmenin niteliğinin belirlenmesine ilişkin ispat yükü ile bozucu şartın gerçekleştiğine ilişkin ispat yükünün davacıda olduğu ve iddianın ispat edilemediği belirlenerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; tanık beyanlarından ve tapu kayıtlarından davacı müvekkilinin davaya konu taşınmazının 1/2 hissesinin ekonomik sıkıntılarından kaynaklı haciz tehlikesi nedeniyle davalı olan eski eşinin üzerine kaçırdığını, gerçek irade ile tapudaki iradenin örtüşmediğini, yine 2004 yılında yapılan devirde ise davalının müvekkilinden boşanmama şartının olduğunu, işlem tapuda satış gibi görünse de aslında davalı tarafından bir bedel ödenmediğini, davalının devirden sonra müvekkiline boşanma davası açmış olmasına rağmen taşınmazı müvekkiline geri devretmediğini, bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi yöndeki Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerekçeli kararda dosya kapsamında dinlenilen hiçbir tanığın beyanına değinilmediğini, tanık beyanları yönünden bir değerlendirme yapılmadığını, Mahkemece tanık beyanlarının görmezden gelindiğini, tanık beyanlarının hükme neden esas alınmadığının gerekçelendirilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının kendi muvazaasına dayanma imkanı bulunmadığı, resmi belgenin aksinin kesin delillerle ispat edilemediği, 04.01.1994 tarihli devir işleminin tapuda bağış olarak gösterildiği, bağıştan rücu koşullarının oluşmadığı ve tüm dosya kapsamına göre İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirlenerek davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Türk Medeni Kanunu'nun 6. ve 706.maddeleri
Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi
Tapu Kanunu'nun 26. maddesi
6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Giresun ili, ... ilçesi, .... Mahallesi 513 ada 83 parsel sayılı taşınmazın öncesinde tam hisse sahibi olan davacının 1/2 hissesini 04.01.1994 tarihinde bağış yoluyla, diğer 1/2 hissesini ise 21.10.2004 tarihinde satış yoluyla tapuda davalıya devrettiği, taşınmazın tam hisse halinde davalı adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.