"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/26 E., 2023/31 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 31.03.2021 tarihli 2017/2151 Esas, 2021/3024 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ilçesi, .... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında 225 ada 1, 6, 16, 20 parsel, 233 ada 1 parsel, 240 ada 20, 29, 31 parsel sayılı taşınmazların hatalı olarak davacının eşi olan davalı adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazların davacıya babasından kaldığını, davalıya bağışlamadığını ya da satmadığını ileri sürerek taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
Davacı vekili, bozma ilamından sonra; dava konusu taşınmazların davacıya babası tarafından bağışlandığını açıklayarak hibe hukuki sebebine dayandıklarını belirtmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların 20 yıldan fazla süredir aralıksız ve nizasız davalının zilyetliğinde olduğunu, davacının taşınmazlarda hiçbir emeği ve hakkının bulunmadığını, seneler önce ailesini ve yerini terk edip kendisine başka bir hayat kurduğunu ve bir kısım taşınmazların davalıya babasından miras kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.12.2015 tarih ve 2014/328 Esas, 2015/475 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 31.03.2021 tarihli 2017/2151 Esas, 2021/3024 Karar sayılı ilamı ile; "davalı ...’ın davacının murisinin terekesine karşı 3. kişi konumunda bulunduğu halde Mahkemece, davacı tarafın aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmadan işi esası hakkında kararı verilmiş olmasının hatalı olduğu" belirtilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli 225 ada 16 ve 20 parsel sayılı taşınmazların davalıya babasından kaldığı, bu taşınmazların davacının murisi ile ilgisi bulunmadığı, çekişmeli 233 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tarafların evlilik birliği içerisinde edindikleri taşınmaz olduğu, taraflara miras yolu ile intikal etmediği, zilyetlikle kazanılmadığı, çekişmeli 225 ada 1 ve 6 parsel sayılı, 240 ada 20, 29 ve 31 parsel sayılı taşınmazların davacının babası ...'a ait olduğu, vefatından sonra mirasçıların tamamının katıldığı taksim anlaşması ile taşınmazların davacıya bırakıldığı, mirasçıların bir kısmının ise nakdi olarak tatmin edildiği, davalı adına zilyetlikten yapılan tescilin yolsuz olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 233 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının ½ oranında iptali ile iptal edilen bu kısmın davacı adına, 225 ada 1 ve 6 parsel, 240 ada 20, 29 ve 31 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, 225 ada 16 ve 20 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yapılan araştırmanın eksik ve yetersiz olduğunu, bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, davacı vekilinin bozma kararından sonra dava konusu taşınmazların davacıya babası tarafından bağışlandığı belirtildiği halde Mahkeme gerekçesinde mirasçılar arasında yapılan taksim anlaşması sonucu taşınmazların davacıya kaldığı belirtilerek hüküm kurulduğunu, davacı tarafın aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının köyü terk ederek zilyetliğinin son bulduğunu, zilyetliğini zımni olarak köydeki eşine yani davacıya bıraktığını, davacı lehine zilyetlik koşullarının gerçekleşmediğini belirterek ve re'sen görülecek eksiklikler nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi,
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 15. maddeleri,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 713. maddeleri.
3. Değerlendirme
Kadastro sonucu; .... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 225 ada 1, 6, 16, 20, 233 ada 1, 240 ada 20, 29 ve 31 parsel sayılı sırasıyla 3.076.36, 1.626.69, 5.328.52, 1.994.35, 525.09, 2.760.23, 5.292,76 ve 1.442,72 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı,taraflar arasında temyize konu taşınmazların davacının babasından geldiği hususu sabit olup miras bırakanın terekesinin taksim edildiği, taksim tarihinde davacının yaşı itibarı ile katılamaması nedeni ile taksimi bilemeyeceği, ancak taşınmazların taksime uygun şekilde mirasçıları tarafından kullanılageldiği yani taksimin bozulmadığı, hukuki nitelendirme hakime ait olmakla birlikte davacı ile davalı karı koca olup davalının taşınmazlarda ki zilyetliği malik olma sıfatı ile değil kocası adına devam ettirdiği anlaşılmakla; davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 5.778,52 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın Bulancak 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
18.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.